30. İkilem
AsyaDemir704Ne kadar süre öyle kaldık bilmiyordum ama ikimizin de nefesi düzene girmişti. Gözlerimi açtığımda Emir'in kapalı gözleriyle karşılaştım. Kirpiklerinin bu kadar uzun olduğunu ilk defa farketmiştim. İzlenmiş olacağını hissetmiş olacak ki gözlerini açmasıyla "Kalk üstümden." diye çemkirdim. İki elimle ona karşı gelemezken şimdi sızlayan bir elle ona karşı koyabileceğimi düşünmek aptallık olurdu. Üstümden doğrulmasıyla kaputta oturur pozisyona geldim. Az önce ne olmuştu. İlk öpücüğümü almakta kalmamış sömürmüştü. Sağlam elimi ona sallayıp; "Sakın bir daha bana dokunayım deme." dememle bacak aramda olan baskısını arttırdı gerildim. Kendimi geriye çekmek istememle belimi tuttu ve engelledi.
" Yapamayacağım sözler veremem." derken keyifliydi. Hayvan. Küstah kaba piç diyen iç sesime şaşkınlıkla baktım.
" Bahsettiğimiz vücut benim olduğuna göre dokunmayacaksın." dememle arsızca beni süzmesinden dolayı rahatsızça yerimden kıpırdandım. "Çek şu ahlaksız bakışlarını benden." diye çemkirmemle dudakları daha kıvrıldı.
Yüzünü yüzüme yaklaştırıp; " Sana kaç kere daha söylemem gerek yılan. Sen her şeyinle bana aitsin." dedi bakışları dudaklarımdayken devam etti.
" Tıpkı dudakların da olduğu gibi bütün bedenin üstünde hakimiyet kuracağım küçüğüm." demesiyle yutkundum. Bakışları oraya kayarken gözlerinin iyice koyulaştığına yemin edebilirdim.
Bir anda kendime engel olamadan; " Sen ancak bunu rüyanda görürsün." dememle mora çalmama sebep oldu. " Emin ol ki rüyamda daha fazlasını görüyorum. Ah mesela altımda inleyen o duda-" diyen sözünü elimi dudaklarına bastırarak susturmuştum. " Kapa çeneni sabık herif."
Elimi tam geri çekecekken eliyle dudaklarına bastırıp sertçe bir öpücük kondurdu. " Kırmızı da sana yakışıyor." demesiyle birazdan saçımı başımı yolacaktım. Bu ne arsızlıktı. O kadar sinir etmişti ki beni ağzımdan çıkan cümlelerle gerildi.
"Bir kaç saate kadar seni abisi zanneden birine böyle edepsizlik yapmak ancak sana yakışır abi."
Bir anda bacak aramdan çıkıp hırsla arkasını dönüp derince bir nefes aldı. Beni sinir etmesinin karşılığını alacaktı. Evet uzun zamandır tahmin ediyordum. Ama sonuç olarak ilk defa inkâr etmemişti.
" Ahh yoksa ağırına mı gitti a-" diyen sözümü; " O dudaklarını kapa yoksa ben kapanmasını bilirim." derken ki imasıyla sustum. Hayvan. Ohh canıma değsin.
Kaputtan inip yola doğru adım atmamla bir anda beni kucağına almaya çalıştı. Hızla ona yitip hareket etmek istesem bile ağrıyan bileğim buna pek izin vermedi. Bir şey yapmadan sessizce peşimden gelmeye devam ediyordu. "Nereye gittiğini zannediyorsun yılan." demesiyle yere eğilip aldığım taşı ona fırlattım. Tabi ki de ıskalamıştı. " Senin olmadığın bir yere."
" Bu mümkün değil küçüğüm. Çünkü senin yerin benim yanım."
Her dediği cümle sinirlerimi biraz daha altüst ediyordu. Hızla arkamı dönmemle ona çarptım. Ne ara bu kadar dibime girmişti. Geri çekilecekken engel olarak ellerini belime sardı. Sağlam elimi göğsüne koyarak yaklaşmasına engel oldum. " Hiç bir zaman öyle bir şey olmayacak. Babamı senden aldığım zaman hayatından çıkıp gideceğim." dememle dudaklarında olan hafif gülümseme yok oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILANLARIN EFENDİSİ
Teen FictionKader neydi? Önceden yazılan ve değişmeyecek olandı. Kaderin önüne ne geçebilirdi? Hiçbir şey geçemezdi. İşte bu hikayede de onların kaderleri onlar doğmadan kanla yazılmıştı. Oluk oluk kan kokan, nefret akan ve kin kusan bir kaderdi onları bekley...