Öylece durmuş Anıl'ın arkasından bakarken Ferda'nın sesiyle ona döndüm. " Bir gün Emir de seni aynen böyle bırakacak." diyen kıza acıyarak baktım. Kendini göstermek için olay çıkarmaktan başka bildiği bir şey yoktu.
" Kapa çeneni yoksa bu sefer Yağmur'a bırakmadan ben seni parçalayacağım." diyen elbette ki Selindi.
" Ayy zaten şu süreçte sizinle geçirdiğim süreye acıyorum." deyip uzaklaşan Ferda'ya bakarken Özgür'ün arabası kafenin önünde durdu. Arabadan inip bize gelirken bir yandan da Ferda'nın dağılmış halini sorguladığı aşikardı.
" Sizce neler olduğunu sormalıyım mı?"
" Aman önemsiz bir şey sadece Yağmur ağzının payını verdi hepsi bu." derken Selin Özgür'ün koluna girmişti. Özgür'ün şaşkın bakışları beni bularken güldü.
" Vay be senden böyle bir şey beklemezdim."
Tam cevap verecekken kafenin kapısında Derin'in sesini duymamla ona döndüm. " Lütfen benim bu işe çok ihtiyacım var." derken daha yenin ki kafenin sahibi onu kolundan tutup dışarı çıkardı.
" Artık burada bir işin yok." dedikten sonra sertçe kapıyı örtüp içeri girmişti. Derin yavaşça yere otururken ağlamaya başlamasıyla hemen yanına ilerledim.
" Derin iyi misin?"
Sert ve öfkeli bakışları beni bulurken hızlıca ayağa kalktı. " Hepsi senin yüzünden. Sana karışma demiştim. Ama sen naptın onu dövdün."
" Derin ben a-"
" Açıklamanı dinlemek istemiyorum. Benim bu işe ihtiyacım vardı. Malum hepimizin arkasında bir Emir KARHAN yok." deyip koşarak yanımızdan uzaklaşan kıza baktım.
Dışardan bakınca gerçekten öyle mi gözüküyordu. Selin elini omzuma koyarken; " Sinirliydi o yüzden. Yoksa öyle bir şey yok su damlam."
Elimden geldiğince yüzüme tebessüm kondurup; " Gidelim mi?" dedim. Bunu dememle bir şey demeden Selin koluma girmiş ve arabaya ilerlemiştik.
Araba mahallede ilerlerken; " Voyvoda'ya geçelim mi?" dememle Özgür'ün bakışları aynadan beni buldu. " Olur ama önce Selin'i eve bırakalım."
" Bende gitmek istiyorum." diyen Selin'e hemen cevap verdim. " Olur sende gel."
" Yağmur biliyorsun ki Emir bu durumdan pek hoşlanmaz." diyen Özgür'e omuzlarımı silktim. Özgür bir durumdan rahatsız olsa bile Voyvoda' ya sapmıştı. Arabanın Voyvoda'nın önünde durmasıyla hemen indim.
Klasik olarak içeri girmemizle bakışlar bize düşse bile çoğunun arkamdan gelen Özgür ve Selin'de olduğuna emindim. Eylül bizi görmesiyle el salladı.
" Oo kimleri görüyorum burada." derken mutlu olduğu belliydi. Ona gülümserken etrafa baktım. Emir yoktu. Bakışlarım Poyraz'a kayarken bana baktığını görüp gülümseyerek bir kafa selamı verdim.
" Kızım bugün neler olmuş ya Ferda'yı dövmüşsün." diyen Eylül'e baktım. Bu durum ona ne kadar keyif vermişti. Ama beni rahatsız ettiği aşikardı.
Özgür ve Selin karşıdaki koltuğa otururken Özgür konuştu. " Hiç sorma ya görünce bende inanamadım."
Bu konuşmayı boş vererek; "Emir yukarıda mı?" dememle Eylül cevap verdi. " Evet birazdan iner."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILANLARIN EFENDİSİ
Teen FictionKader neydi? Önceden yazılan ve değişmeyecek olandı. Kaderin önüne ne geçebilirdi? Hiçbir şey geçemezdi. İşte bu hikayede de onların kaderleri onlar doğmadan kanla yazılmıştı. Oluk oluk kan kokan, nefret akan ve kin kusan bir kaderdi onları bekley...