Yazı yüzyıllardır hayatımızda süregelen bir serüvendir.
Tarihler arasında bir köprüdür.
Bazen anlaşmalar, bazen iletişim, bazen duygular, bazen de kurallar için kullanılan yazı hayatımızın en önemli yerine sahip olandır.Yazı, bir çağı kapatıp başka bir çağı açabilecek önemli bir buluştur.
Her insan için farklı şeyler ifade eden bu mucizevi buluş peki bizler için neler gizliyor?
İşte gizem tam da burada saklı; Siyah mürekkebin kağıtta bıraktığı o iz ruhumuzun üzerindeki ağırlıklardan bizi koruyor.
Bizleri toplumların gölgesinde yaşamaktan çok hayallerimizin gölgesinde yaşamaya çağırıyor.
İşte bu yüzden buradayız.
Peri kızı ve Dipsiz kuyu.
Bu bizim mucizemiz.
Kapımızdan içeriye girebilir ve siz de hayallerinizin gölgelerinde dans edebilirsiniz.
İyi okumalar dileriz.
Müzik: Model Ninni
1. Küçük Kız Çocuğu
Yanımda bavul kapının ağzında duvara sinmiş bir kedi yavrusu gibi oturuyordum. Bir anda gerçekten burada ne işim olduğunu düşündüm ama başka çarem olmadığını bildiğim için öylece Emir Karhan'ın eve teşvik etmesini bekliyordum. Emir KARHAN. Adından başka pek bir özelliğini bilmediğim bu adam söylenene göre benim ağabeyim olmak ile görevlendirilmiş.
Şu an ne kadar saçmaladığımı düşünüp duruyorum. On dokuz senelik yaşantıma baktığımda bir abim olduğunu öğreneli daha bir hafta bile olmamıştı aslında. 'Bu nasıl olmuş? Benim nasıl haberim yok?' kafamdaki birçok sorunun aslında tam bir cevabı bulunmamakta. Babam, annemle evlenmeden önce birlikte olduğu kadın hamile kalınca onunla evlenmiş ama daha sonra nasıl olduğunu pek bilmediğim bir şekilde anneme aşık olmuş. Ve böylece annemle birlikte olmuşlar. Aslında hikaye doğru mu onu da pek bilmiyorum. Ne annemden ne de babamdan bunları hiç duymamıştım. Kazadan sonra velayetimi almak isteyen ve bana bakmayı kendine görev edinmiş teyzemden duymuştum bunları. Yarım yamalak bir hikaye şeklinde. 'Kadın ile niye evlenmiş? Daha sonra kadını terk mi etmiş?' tüm bu sorular cevapsızdı. Ve tam olarak şuan cevaplarını merak ettiğim sorular değildi çünkü bunların öncesinde daha büyük bir sorunum vardı. Evsiz ve kimsesizdim.
Hayatım boyunca ailemi kaybettikten sonra sıcak yuva olarak adlandıracağım bir eve sahip olamamıştım. Ben Yağmur BARKIN. Yedi yaşında kimsesiz ve evsiz kalırken on iki sene sonra bile kimsesiz ve evsizdim ve şuan Emir Karhan'ın evinin önünde son şansımı kullanmak için bekliyordum. Ah Emir KARHAN. Belki de benden nefret ediyorsun. Babanın soyadını bile almayacak kadar kin dolu isen o adamın kanını taşıyan kız içinde aynı duyguları besliyor olman çok normal aslında. Benimki sadece boşa kürek çekmek.
Ben yedi yaşında ailesini kaybeden küçük bir çocuktum. Ailemden geriye kimse kalmayınca beni yetimhaneye vermişlerdi. İki sene sonra ise teyzem ortaya çıkmıştı ve beni yanlarına almışlardı. Çocuklarının olmamaları beni sahiplenmek için büyük bir sebepti onlar için. Beni kendi çocukları yerine koyup büyütmek istemişlerdi. Teyzem her ne kadar annemin yokluğunu hissettirmediyse de eniştem için aynı şeyi söylemem imkansızdı. Beni sadece parasını yiyen bir yetim olarak görmüştü hep. Bu durumdan ne kadar rahatsız olsam da gidecek bir yerim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILANLARIN EFENDİSİ
Ficção AdolescenteKader neydi? Önceden yazılan ve değişmeyecek olandı. Kaderin önüne ne geçebilirdi? Hiçbir şey geçemezdi. İşte bu hikayede de onların kaderleri onlar doğmadan kanla yazılmıştı. Oluk oluk kan kokan, nefret akan ve kin kusan bir kaderdi onları bekley...