48. Duvar

246 27 6
                                    


Başka hikaye ile uğraştığım için olan gecikmelerden dolayı üzgünüm ✨        

                             48. Duvar

Kendime gelmemle hemen hızlıca Emir'e adımlamıştım. Tıpkı onun gibi. İkimizin de aynı anda elleri birbirimizin yüzlerini esir alırken aynı kelamları fısıldamıştık. " İyi misin?"

Bu kelimelerle ikimizin dudakları kıvrılırken Emir beni kendine çekip sıkıca sarılmıştı. Kollarım hemen ona sarılırken bu kadar kısa sürede onu bu kadar çok özlemiş olduğumu yeni fark ediyordum. Bütün benliğim ona ait olmuştu. Ona bir şey oldu diye ne kadar korkmuştum. Bir anda ortamdaki alkış sesiyle ayrıldık.

" Ne kadar dokunaklı." diyen Kerem'di. Emir sakin bir hareketle beni arkasına çekerken sertçe ona baktı. " Derdin ne SOYDER."

" Derdim sen ve yaptıkların KARHAN." deyip daha yeni ateş attığı silahı elinde salladı. O silahı bu şekilde elinde tutması beni fazlasıyla rahatsız ediyordu. Emir iyice beni kapatırken; " Neden bahsediyorsun sen?" derken sesi fazla öfkeliydi. Silah sesini duyanların iyice etrafımızda toplanmasıyla bir kalabalık oluşmuştu.

" Artık yaptıklarını da mı saklıyorsun?" deyip bize biraz daha yaklaştı. " Mekanımı senin bastığını biliyorum KARHAN." demesiyle Emir öne doğru adım atacakken kolunu tuttum. Bana bakmasa bile durdu.

" Yapmış olsaydım açık ve net bir şekilde yapardım beni bilirsin Kerem. Mekanı kim bastıysa yanlış yerde arıyorsun." demesiyle Kerem'in gözleri şüpheyle kısıldı. " Neden sana inanayım ki." diyen Kerem'in sesiyle Emir gerildi.

" İnanıp inanmaman umrumda değil. Yapmadım dediysem konu kapanmıştır. Ha benim olan yerde de kurşun atmanı da öfkene veriyorum. Ama emin ol ki bir daha sefere bu kadar sakin olmam." deyip bana dönüp elimden tuttu. Ona ayak uydururken Kerem'in sesiyle durdu.

" Sahi sen biliyor musun KARHAN? Yağmur'u o gün hangi şartla serbest bıraktığımı."

Emir'in bakışları beni bulmasıyla yutkundum. Yalan söylemiştim. Neden hep beni zor durumda bırakmaktan zevk alıyordu bu Kerem. Emir bana bakarken; " Ne şartla bıraktığın umrumda dahi değil. Çünkü bu hiç zaman gerçekleşmeyecek." deyip Kerem'in bir daha konuşmasına izin vermeden beni peşinden içeri sürükledi.

İçeri girmemizle elimi bırakmasıyla boşluğa düşmüş gibi olmuş olsam bile bunu belli edecek değildim. Emir'in yukarı adımlamasıyla ona ayak uydurdum. Neden hala o şartı hiç sormuyordu? " Emir." diyen sesimle hiç durmadan devam etmişti.

" Bir şey duymak istemiyorum." derken odasının kapısını açtı. Bana böyle davranması için ne yapmıştım. Git diyen oyken böyle davranması diye düşünürken banyo olduğunu düşündüğüm kapıyı açmasıyla bizi bir yatak odası karşılamıştı.

" Ben de seninle konuşmaya meraklı değilim." dememle bakışları sonunda bana düşebildi. Dikkatlice yüzüme bakarken yüz hatları sertleşti. " Onu beni terk ederek gayet belli etti yılan." demesiyle bakışlarımı ondan alıp etrafta dolaştırdım. Zaten ondan uzak kalmak canımı yakıyordu. Hem ben onu terk etmemiştim. Sadece. Sadece ne diyen iç sesimden bir cevap beklesem bile yoktu.

Bir şey demememden dolayı ilerleyip gardırobunu çekmesiyle bizi küçük bir koridor ve merdiven karşıladı. İlerlemesiyle ona ayak uydurdum. Merdivenlerin sonunda Emir'in beni Kerem'in yanından sonra karşıladığı oda çıkmıştı. İleri gidip kapıyı açmasıyla bu odadan çıktı. Sessizce onu takip ederken uzun bir koridordan ilerliyorduk. Bazı yerlerde başka koridorlar olsa bile dümdüz bir şekilde ilerledik. Uzun koridorun sonunda boş bir ring alanı görmemle şaşırmıştım.

YILANLARIN EFENDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin