36. İddia

295 30 5
                                    

                              36. İddia

Emir'in kucağında sokaklarda ilerlerken keyfim gayet yerindeydi. Adamlar bizi takip etmekte biraz ısrarcıydı. Emir ara sokaklardan birine girip ilerdeki apartmanlardan birisinin içerisine girip beni indirdikten sonra kendisiyle duvar arasına sıkıştırdı. Gözleri benim üzerimdeyken arada sırada dışarıyı kontrol ediyordu. Adamların dışarıdan sesi duyulmuştu.

" Nereye kayboldu lan bunlar." demesiyle Emir bana iyice yaklaştı. Sesimi çıkarmazken sağa sola kaçamak bakışlar atıyordum." Adamlar buraya girerse sadece bana ayak uydur." derken bir yandan da yüzlerimiz arasındaki mesafeyi azaltan Emir'e baktım. Ne yapmayı düşünüyordu. Kalbim her zaman ki gibi yakınımda olmasından dolayı bana ihanet eder gibi hızlanmıştı. Adamların; " Neyse boş ver. Dönelim."  sesiyle Emir'i hemen kendimden uzaklaştırdım.

" Gittiler." deyip açtığım aradan adım atmamla ayağım burkuldu. Üzerimde öyle bir etki bırakıyordu ki topuğumun kırıldığını bile unutmuştum. " Aptal yılan." diyen Emir'in sesiyle bir anda kendimi yine onun kucağında buldum. " Bırak be ben kendim yürürüm." derken bana aldırmadan sokakta ilerlemeye başladı. " Duymuyor musun?" deyip yavaşça omzuna vurdum. Ama yine aldırmadı. Bir anda kucağında hafif zıplatıp; " Kollarını sar yoksa düşeceksin." demesiyle inatlaşsam bile sonucun aynı olacağından sessizce kollarımı boynuna doladım.

Soğuk bedenlerimiz arasında uçuşup saçlarımı savururken Emir'in bedeninin ısısı üşümemi engelliyordu. Öyle birisiydi ki onun yanındayken başım dönüyor, başka bir âlemde başka birisi oluyordum. Bütün bu hissettiklerim mutlu olmamı sağlasa da bir o kadar korkutuyordu. Aramızda çokça sır vardı. Hemde çok fazla..

Sahile çıkmamızla rüzgar şiddetini biraz daha arttımasıyla Emir'e biraz daha sokuldum. Bu durumdan memnun olmuş bir şekilde saçlarımın arasına burnunu sokup kokusunu içerisine çekti. Sebepsiz yere çok mu çok mutluydum. Gözlerimi kapatarak bu huzuru kokladım. Ama ilerden gelen; " Midye." diye bağıran satıcının sesiyle gözlerimi açıp ona baktım. Acıkmıştım. Hem de çok. Emir de bunu farketmiş olacak ki. " Yiyelim mi?" sorusuyla yüzümü kaplayan mutlulukla kafamı sallayarak cevap vermiştim. 

Adama doğru ilerlerken; " Çok mu seviyorsun?" sorusuyla ona baktım." Bayılırım. Hem de çok iddialıyım. Benden çok yiyen kimseyi görmedim." derken kendimden o kadar emindim ki." Bak sen." diyen Emir'in sesinde kinaye vardı. Bana inanmıyordu. Adamın yanına gelmemizle beni yavaşça yere bıraktı. Gaza gelmiştim bir kere. Hem o beni geçemezdi ki ona döndüm. " İddiasına var mısın?" dememle gözleri bende dolaştı. Yüzüne hafif bir gülümseme esir alırken; " Açık çek o zaman. Benden çok yersen istediğini yapacağım tıpkı senin benim istediğimi yapacağın gibi." demesiyle gerildim.  "İstediğin her şeyi."

" Evet istediğim her şeyi." deyip aramızdaki mesafeyi azalttı. " Noldu küçüğüm korktun mu?" diyerek bana meydan okuyan sese; " Yok. Ben kazanacağım için sorun yok." deyip satıcıya döndüm.  " Ustam taze mi bunlar." dememle; " İnci bunlar inci." diyen sesiyle bana uzattığı midyeyi aldım. Midyemi yerken Emir'in; " Saymayı unutma ustam." diyen sesiyle bir midyeyi yediğini görmüştüm.

Adam benden sonra Emir'e uzatıp bu serüvene devam ederken ne Emir ne ben vazgeçiyordum. Yavaş yavaş yeterince doyduğumun farkına varırken gerilmeye başladım. Emir hala çokça yiyebilecek bir potansiyele sahip gibi duruyordu. Elimdeki midyeye bakıp bir de Emir'e baktım. Bakışları üzerimde dolaşırken " Doydun mu küçüğüm?" derken keyfi yerindeydi. " Yo gayet de yiyeceğim." derken elimdeki midyeyi de mideme yol alması için gönderdim. Emir'in rahatlıkla bir midye yemesinden sonra yine bana gelmişti. Adamın bir midyeyi daha elime vermesiyle daha fazla yiyemeyeceğimin farkındaydım. Dudaklarımı büzerken elimdekini yavaşça tezgaha bırakıp Emir'e bakmamla dudakları kıvrıldı ve eline bir midye daha alıp yedi ve kazandığını ilan etti.

YILANLARIN EFENDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin