2/24. Eski Zamanlar
Etraftaki bütün bakışlar bize çoktan dönerken Emir bir iki dakika sonrası kendisine sarılan kızı uzaklaştırdı.
Ama dudaklarından dökülen isim hareket etmeme izin vermeden yine donmama sebep olmuştu.
"Azra."
Ah evet o Azra'ydı. Şu meşhur herkesin Emir'in iki yıl sevgili olduğunu zannettiği Azra. O kadın şimdi benim sevgilime sarılıp iyisin deme hakkını kendinde nasıl buluyordu?
"Yeni duydum. Bir anlık sana bir şey oldu düşüncesi bile aklımı kaybettiriyordu Emir." Eli doğru durmazken Emir'e temas etmeyi ihmal etmiyordu.
"Benim için endişelenmene lüzum yok Azra. Tıpkı şu anda burada olmaman gerektiği gibi."
Ama Azra Emir'in dediğine takılmadan elini tutacakken benim akıllı sevgilim hemen elini çekti. "Seni kendi gözlerimle görmesem yapamazdım."
Emir sinirli bir gülüş sergilerken onu es geçip benim yanıma geldiği gibi elimi tuttu. "Hadi gidelim küçüğüm."
Ona uymak istesem bile Azra buna izin vermeden önümüze geçti. "Gerçekten bu kıza aşık mısın? Onu seviyor musun Emir?"
Emir sert bir nefes alıp sol tarafa yöneldi ama Azra da aynısını yaptı. "Sabrımı sınama."
Bu sefer hedefi Emir değilken bana baktı. "Yanındaki adam iki sene boyunca benim sevgilimdi. Bunu bilmiyor olamazsın. Malum aşkımızı bütün Voyvoda biliyor da."
Karşımdaki kıza sinirli bile olamazken acıyarak baktım. "Dediğin gibi eskiden iki sene boyunca senin sevgilindi. Ama şimdi sadece benim ve hep böyle kalacak."
"Ahh birde şunu düzeltelim yanlışlık olmasın Emir bir tek bana aşık. Hep de böyleydi." deyip bu sefer önümüzü kesmesine izin vermeden omzuna çarptığım gibi geçtim. Emir'in elini sıkıca tutarken onu çekiştiren elime ve adımlarıma ayak uydurdu.
Sonunda başka kimseyle karşılaşmadan arabayla gelmemizle Emir'in elini bırakıp yolcu koltuğuna yöneldim. Artık gerçekten eve gitmek kafamı yastığa koymak ve uyumak istiyordum.
İkimizden de ses çıkmazken Emir Voyvoda sokaklarından hızlı bir geçiş yapıp İstanbul'un kalabalık yollarına karıştı. Koltukta kayıp iyice yaslanıp gözlerimi kapatırken sessizliği dinledim.
🐍
Bedenim de hissettiğim ellerle gözlerim jet hızında açılırken Emir'in gözleriyle karşılaştım. Kapımı açmış elini diz altımdan geçirmişken ona engel oldum. "Saçmalama Emir beni taşıyamazsın."
Beni dinlemeyip kaldırmaya çalışacakken kendimi yan tarafa doğru çektim. "Daha tam iyileşmedin lütfen Emir."
Emir sabırla doğrulurken ne ara uyuduğumu anlamadığım arabadan indim. Kısa bir mesafede evin kapısına varacak olsak bile elimi saran eline tebessüm ederek baktım. Arabasının anahtarıyla birleşik alan evin kapısını açarken bana yol verdi.
Sanki içim burada olmanın varlığıyla huzurla dolarken derin bir nefes aldım. "Acıktım." İçimdeki huzurla Emir'e döndüm. Aramızdaki küçücük mesafe bir adımla kapanırken parmak uçlarımda yükselip kollarımı Emir'in boynuna doladım. "Hep ben yemek yapacak değilim ya Karhan."
"Bugün küçüğünün karnını sen doyursan olur mu?" Yüzüne tatlı, huzur dolu bir ifade esir alırken burnuma bir fiske attı. "Emrindeyim küçüğüm." deyip elimden tutup mutfağa çekti. "Bakalım küçüğüme ne hazırlayabilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILANLARIN EFENDİSİ
Teen FictionKader neydi? Önceden yazılan ve değişmeyecek olandı. Kaderin önüne ne geçebilirdi? Hiçbir şey geçemezdi. İşte bu hikayede de onların kaderleri onlar doğmadan kanla yazılmıştı. Oluk oluk kan kokan, nefret akan ve kin kusan bir kaderdi onları bekley...