İçeriye adım atmasıyla karanlığının sis dalgaları bir hortum misali etrafını sardı Emir'in. Her yerden ona doğru adımlayan anılar üzerine çullanırken nefesinin kesildiği hissetti Emir. Ama o durmadı. O çoktan karanlığa hükmetmeyi öğrenmişti.
O Emir KARHAN. Yılanların Efendisi. O ondan değil karanlık ondan o korkacaktı.
Bedenine, ruhuna saldıran anıları tek tek aşarken dönüp bir kere bile bakmadı. Ayaklarının altında ezilmesine izin verdi Emir. Cehennemin yangını kalbinde yanarken bunlar ne yapabilirdi ki Emir'e.
Gözleri bu eserin sahibi Cengiz Karhan'la kesişirken şeytani bir gülüş sergiledi ona Emir.
" Hoş geldin evlat! "
Ruhunun boşluğuyla bakarken celladının ağzından çıkacak kelamları bekledi Emir.
" Artık intikam zamanı geldi. Ona kim olduğunu göstereceksin. Onu o yükseklerden öyle bir yere düşüreceksin ki geri kalkamayacak. Anladın mı beni Emir! "
Dişlerini damağına kitlerken bedeni kasıldı Emir'in. Gözlerindeki yaşayan canavarlarla celladına bakarken ilk defa bu kadar çaresiz hissetti Emir. Bir el kalbini yerinden söküyor, her yerden bedenine mızraklar saplanıyor gibi hissediyordu. Ruhunu, benliğini kaybettiğini zannederken ilk defa onların varlığına şahitlik ediyordu Emir. Ama şu an onları da derisini yüzerek alıyordu Cengiz Karhan.
" Anladım dede. İstediğin olacak. Onu gerçek benle tanıştıracağım! "
Dudaklarından dökülen her sözle kendinden tiksindi Emir. Bir çıkmaz yoldaydı. Karşısında acımasızca ona bakan adamdan küçüğünü koruyamazdı. O yüzden onun kalbini kendi elleriyle sökmeyi kabul etmişti.
İntikamını alıyordu Emir. Kimsenin bilmediği ise onunla birlikte kendi üzerine de toprak atıyordu Emir. Mezarları kalpleriydi. Kanlarıyla birbirlerine bulanacaklardı.
" O gün orada olacağım. Bütün her şeyi hazırla! "
Çıkarsa silahı sıksa celladına bir kurşun diye düşündü Emir. Eli sayısız kana bulaşmıştı zaten. Ama o şeytanın sözleri kulağına, beynine öyle işlemişti kurtulamıyordu Emir.
Bir şey demeden hızla arkasını dönüp giderken karanlık korkuttu Emir'i. Her yerden fırlayan anılar bedenine yapışırken titremeye başladı Emir.
Koşar adımlarla evden kendisini dışarı atsa bile karanlık peşinden öfkeyle geliyordu Emir'in. Avazı çıktığı kadar bağırırken gök gürültüsü sesini yuttu.
Yılanların Efendisi ağlıyordu. Yağmur damlaları gözyaşlarına eşlik ederken yere çöktü Emir.
Bitmişti o tükenmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILANLARIN EFENDİSİ
Teen FictionKader neydi? Önceden yazılan ve değişmeyecek olandı. Kaderin önüne ne geçebilirdi? Hiçbir şey geçemezdi. İşte bu hikayede de onların kaderleri onlar doğmadan kanla yazılmıştı. Oluk oluk kan kokan, nefret akan ve kin kusan bir kaderdi onları bekley...