2/16. Herşeyimsin

167 16 57
                                    

                     2/16. Herşeyimsin 

Sabah tüy yumuşaklığıyla yüzümde dolaşan parmakların hissiyle gözlerimi kırpıştırdım. Bu hareketimle parmakları varlığını daha çok hissettirdi.

Gece uyuyakaldığımız pozisyonda değilken ben onun kollarındaydım. "Günaydın küçüğüm."

Sabah sabah bana dünyanın en güzel ışığını gülüşünü sunarken yanağımı eline bastırıp, tebessüm ettim. "Günaydın." deyip esnedim. "Sen ne zaman uyandın?"

Dudakları bana yaklaşırken burnumdan öptü.  "Burnundaki çillerin sayısını bilecek kadar."

Yutkunurken ona hemen teslimiyet bayrağının sallayarak kapanan gözlerimden öptü. "Benden ıssız çorak toprakları saklayan kirpiklerinin sayısını bilecek kadar."

Kalbim dört nala koşarken bedenim titredi. Bu adamın benim üstümdeki etkisi korkutucuydu. Geri çekilmesiyle gözlerimi açtım. Bana öyle bakıyordu sanki onun karşısında çırılçıplak kalıyor gibi hissediyordum.

Eğilip sol çenemin altında kulağıma yakın bir yerden öptü. "Buradaki beninin yerini hafızama kazıyana kadar."

Küçük öpücükler bırakırken dudaklarımda durdu. "Bedenindeki bütün benlerin yerini hafızama kazımak istiyorum."

"Sana ait en küçük bir detayı bile keşfetmek için sabırsızlanıyorum."

Adam sabah sabah aşka gelmişti. Yumuşak dudakları dudaklarımın üzerine yavaş, acelesi olmayan bir öpücük bırakırken bedenlerimize dokunmak için can atan ellerimiz bu öpüşmeye daha da yoğunlaştırdı.

Emir bedenimi altına alırken dilini dudaklarımda dolaştırıp, tadını çıkarıyor.

"Bana dün gece verdiğin sözü hatırlıyorsun değil mi küçüğüm?"

Anlamam bir kaç saniye sürerken resmen inleyerek ismini telaffuz ettim. "Emir."

"Söyle güzelim."

Bunu gülümseyip, üstten bana bakıp söylerken kalbim tekledi. Tekrardan dudaklarıma yönelecekken kapı tıklandı. "Aşağıya kahvaltı hazır."

Emir tınlamadan dudaklarıma yapıştı. Ama Nero'nun gitmeye niyeti yoktu. "Emir!"

"Kapıyı aç çabuk." Sinirle dudaklarıma bir nefes bırakırken doğrulup kapıya ilerleyen adamla hemen yataktan çıkıp ayağa kalktım.  "Ne var Nero?"

"Sana da günaydın yakışıklım. Kahvaltı hazır hep beraber yapalım dedim." derken bize yüzünü kaplayacak bir tebbesüm sundu. Bir anda ellerimi çırpmamla bana döndüler.

"Harika ya dün en son kahvaltı yapmıştım.Bu adam açlık duygusu nedir daha keşfetmemiş sanırsam."

Saçlarımı hızla topuz yaparken Nero bana göz kırptı. Kapının önünde dev cüssesiyle dikilen adamın kolunun altından çıktım. "Ben bir tek sana açlık çekiyorum güzelim."

Tam onun bedeninin önündeyken kendisi bana yaklaştırıp bu cümleyi telafuz ederken yutkunamadım. Alev alev olurken bir şey söyleyemeden ikiliyi atlayıp hızla dün Nero'nun gösterdiği lavaboya sığındım.

Ellerim yanaklarıma değdi, gerçekten yanıyordum. Emir her zaman bir arsızlığı, çapkınlığı vardı ama adam artık çığır aşmıştı. Elbette beni bu kadar arzulaması tahrik ettiği kadar bir kadın olarak iyi hissettiriyordu. Ama bunu olur olmadık her yerde aklına estiği gibi yapması beni utandırıp, zor duruma düşürüyordu.

Lavaboyu açıp avucuma doldurduğum soğuk suyun yüzümle buluşmasına izin verdim. Aynı işlemi birkaç kez tekrar ederken ancak kendime gelmiştim.

YILANLARIN EFENDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin