Kahvaltı dahi edemeden eve geçtik. Tüm eşyalarımızı toplayıp, abimlerle beraber uçağa bindik. Ferzan direk kokpite gitti ve ininceye kadar da kokpitten çıkmadı.
Uçakta kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Bıcırık Sanem bile ortamın gerginliğinden etkilenip önce mızmızlık edip, huysuzlandı sonra da uyuya kaldı.
Alana indiğimizde bizi üç tane araç karşıladı. Hepimiz üzgün bir şekilde vedalaştık. Yusuf Baba ki artık resmen kayınpederim o yüzden "Baba" ve "Anne" demeye başladım bizimle aynı araca bindi. Halide Anne ve Feyzalar aynı araca bindi, abimlerde Tuvana ile bir araca bindiler.
Arka arkaya havaalanından çıktık. İstanbul trafiğinde herkes farklı yönlere saptı. Biz iş merkezlerinin ve kulelerin göğü delmek istercesine yükseldiği Maslak tarafına gittik. Şirkete binasına yakın, başka bir rezidansın otoparkına girdik.
Ferzan'ın avukatının bürosuna gelmiştik. Ferzan yine sert, haşin işadamına dönüşmüştü. Avukat bizi neredeyse kapıda karşıladı.
— Hoş geldiniz, dedi gerginliği sesine yansıyordu.
— Hiç hoş gelmedik Yıldırım. Ne olacak şimdi? Yasemin onların gözüne bakarak ifade mi verecek? Hani gizli tanıktı, hani adını dahi öğrenemezlerdi, diye gürledi Ferzan.
— Öğrenmeleri imkansızdı Ferzan Bey. Ben de nasıl oldu anlamadım, dedi çekinerek. Babası araya girdi;
— Olan oldu artık. Yıldırım bundan sonra ne yapabiliriz sen onu söyle, dedi soğuk bir şekilde.
— Yarın davanın ilk duruşması yapılacak. Tutuklu yargılanmaları için çalışacağım ama Yasemin Hanım için yapabileceğim bir şey yok, dedi üzgün bir ifadeyle.
— Yarın çıkıp ifadesini verecek ama bundan sonrası için artık yeter sıra bende, dedi Yusuf Baba masaya yumruğunu vururken.
— Ben de öyle düşünmüştüm, dedi avukat Yusuf Babaya bakarak. Yusuf Baba;
— Ferzan, gelinim zarar görmesin diye onu yurt dışına yollayacağız... diyerek söze başlayınca Ferzan araya girdi.
— Ee yeter ama! Ben sevdiğim kadından daha ne kadar ayrı kalacağım, diyerek isyan etti.
— Ferzan! Gelinim buradayken ben istediğim gibi hareket edemem. Sizin evli olduğunuzu bilmiyorlar bu avantajı iyi değerlendirmeliyiz. İmzalarınızı atmanız için üç ay süreniz var, bu süre zarfında evlendirme dairesine falan gidilmeyecek. En azından ikinci duruşmaya kadar aranızda bir şeyler olduğunu kimse öğrenmemeli...
— Hayır baba ben bunu herkesin bilmesini istemiyorum, diyerek isyan etti Ferzan. Ben yine sessizliğe bürünmüş, konuşmuyordum.
— Bak Ferzan annene, bana veya kardeşine dokunamazlar ama Yasemin'in gözünün yaşına bakmazlar. Karın olduğunu öğrenirlerse davayı düşürürler. Azıcık mantıklı ol. Yasemin ifadesini mahkemede versin sonrası bende. Söz veriyorum her şeyi yoluna koyacağım, dedi Yusuf Baba ısrarla.
— Baba ben...
— Oğlum sen bu işe karışma. Karışırsan senin adın geçtiği noktada Ahmet senin üzerine oynar. Nikah, ilişkiniz milletin diline sakız olur...
— Olsun baba sanki benim çokta umurumda, dedi Ferzan inatla.
— Kızım tek korkum sana bir şey olması. Bari sen beni dinle rica ediyorum. İfadeni verdikten sonra bir müddet git. Ben her şeyi yoluna koyacağım söz veriyorum, dedi üzgün bir şekilde.
— Tamam baba, siz nasıl derseniz ben öyle hareket edeceğim, dedim başımı dikleştirerek. Daha lafımı bitirir bitirmez;
— Ya kimse beni dinlemiyor mu? Ben senden ayrı kalmam, diye bağırınca Ferzan, Yusuf Baba artık daha fazla dayanamadı;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK GELİN (TAMAMLANDI)
General FictionYasemin Çalışkan adı gibi çalışkan, akıllı 25 yaşında genç bir kadın. Evlendiği gece kocasını eski nişanlısıyla görüp düğününden arkasına bile bakmadan kaçan "Kaçak Gelin". Kaçışının ardından kendini bir tekne içinde Yunanistan'a doğru giderken bulu...