Ertesi sabah organizatörün ve Ferzan işi olduğu için görüşme ertelendi. Ben de erkenden çıkan Ferzan'a yetişmek için acele ederken, telefonum çaldı. Arayan Türkan'dı. "Alo" , bile diyemeden canhıraş ağlayan sesini duydum.
— Yasemiin, gelinliğim öldüüü, diye ağlıyordu. Yani dediği tam olarak bu muydu bilemiyorum, ben bunu anlayabildim çünkü tam tabiriyle "Anırarak" ağlıyordu.
— Türkan anlamıyorum, ne oldu?, dedim üzgün bir şekilde.
— Gelinliğim mahvolmuş, dedi hıçkırıklarının arasında iç çekerken.
— Neden? Nasıl olmuş?, diye sordum merakla.
— Buraya gelebilir misin? Lütfen, n'olursun. Senden başka kimseye güvenemem, dedi ve bir şey dememe müsaade etmeden telefonu kapattı.
Hızlıca arabaya atlayıp, gelinlikçiye gittim. Abim kapı önünde volta atarken, Türkan içeriyi birbirine katmakla meşguldü.
— Allah razı olsun gardaşım. Sen olmasaydın, ben mahvolmuştum. İçeriye de almıyor. Neler oluyor onu da bilmiyorum. Kafayı yedim burada, dedi hırsla.
— Tamam abim, ben hallediyorum, dedim ve hemen gelinlikçiden içeri girdim.
— Ya nasıl yaparsınız böyle bir şeyi. Üç gün sonra nikahım var ve gelinliğim öldü, diye neredeyse olduğu yerde tepiniyordu. O sakin sessiz kızın içinden bildiğiniz bir panter çıkmıştı ve önüne geleni paralıyordu.
— Türkan Hanım, inanın bize, astarı diktiğimiz zaman gelinliğin hiçbir şeyi yoktu, dedi gelinlikçinin sahibi.
— Hadi ya sahi mi? Ya bu yanık izi ve delik nereden çıktı öyleyse, dedi Türkan, kolunu gelinliğin tam önündeki delikten geçirirken. Kadın verecek cevap bulamıyordu, mecburen araya girdim.
— Merhabalar, diyerek söze giriş yaptım.
Türkan sen bir sakin olup, dışarı çıksan mı acaba? Biz de o arada bir çözüm bulsak, dedim gelinliği elinden alıp onu abimin yanına yolladım. Gelinlikçiye döndüm;— Eteğin burasını değiştiremez miyiz?, diye sordum derin bir nefes alıp.
— Normalinde olurdu da bu gelinlik tekti. Eski sezon. O yüzden o kadar ucuza verdim size. Bu kumaş artık yok. Üretilmiyor bile. İstesem de bulamam, dedi üzgün bir şekilde.
— Peki ne yapabiliriz?, diye sordum omuzlarımı kaldırarak.
— Türkan Hanım kabul ederse, aynı fiyata kendisine yeni sezon gelinliklerden verebilirim. Söz veriyorum ne kadar büyük tadilat çıkarsa çıksın, bu akşam teslim edeceğim, dedim samimi bir üzüntüyle.
— Gerçekten ne oldu?, diye sordum merakla.
— Lütfen ona söylemeyin. Son ütüsünü yaparken ben yaktım. Başka bir müşterim geldi. Bir şey sordular. Ütüyü üzerinde unutmuşum. Hayatta yapmayacağım şey ama oldu bir kere. Gitti güzelim gelinlik. Astarla da çok güzel olmuştu, tam onun istediği gibi, dedi derin bir pişmanlıkla.
— Tamam tamam, şimdi onu içeri alıp, ikna edelim, dedim ve dışarı çıktım. Dışarda abimi yemekle meşguldü.
— Gelinlik pert olmuş, özürle düzelse amenna ama yok yani. Ben şimdi içime sinen başka bir gelinlik nereden bulacağım, diye hala söyleniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK GELİN (TAMAMLANDI)
General FictionYasemin Çalışkan adı gibi çalışkan, akıllı 25 yaşında genç bir kadın. Evlendiği gece kocasını eski nişanlısıyla görüp düğününden arkasına bile bakmadan kaçan "Kaçak Gelin". Kaçışının ardından kendini bir tekne içinde Yunanistan'a doğru giderken bulu...