Odanın kendi banyosu vardı. Kısacık bir duş alıp, sırt çantamdan, eski kıyafetlerimden birisini çıkarttım. Ferzan'ın yeni aldıklarını da dolaba yerleştirdim.
Odadan çıktığımda Ferzan salonda oturmuş bilgisayarda bir şeylere bakıyordu. Beni görünce;
— Hiç gelemeyeceksin sandım. Hadi hadi çok acıktım, dedi beni, açık kapıdan dışarı çıkartırken. Yemek masası oldukça zengin gözüküyordu. Zeytinyağlı ve salata ağırlıklıydı.
— Ferzan Bey bunları kim yiyecek, dedim gözlerimi açarak.
— Bak bir daha "Bey" dersen sana ceza vereceğim. Ben yiyeceğim, açlıktan ölüyorum, dedi ve resmen yemeklere saldırdı.
Yemek yine sessizlikle yenildi. Üstüne Behiye Hanımın yaptığı kahveler içildi ve herkes kendi sessizliğinde gökyüzünü seyretmeye başladı. Gün içinde yaşanılanlar aklıma gelince;
— Abim adına özür dilerim Ferzan. Beni korumak adına size yaptığı resmen terbiyesizlikti, dedim üzgün bir şekilde.
— Onun ayıbı boşver de sen o aileden bu şekilde nasıl çıkmayı başardın?, diye sordu bana dönerek.
— Tuvana'nın annesi Banu Teyze benimle çok ilgilendi bir de rahmetli babaannem. Liseye gidene kadar her yaz onlara gider, tüm tatilimi onlarda geçirirdim. Halam var hiç evlenmedi. O da benimle çok ilgilenirdi. Liseden sonra çalıştığım için gidemedim. Şimdi de annem yüzünden görüşemiyoruz. Babaannem öldükten sonra küslük çıkarttı. Ben sadece telefon ile arıyorum, sesini duyuyorum o kadar, dedim ağlamaklı.
— Annen bu kadar hırçın baban niye boşanmamış?, diye sordu hayretle.
— Kaçarak evlendikleri için babam anneme karşı farklı bir sorumluluk hissediyor. Annemde bunu suistimal ediyor. İkisi zor zamanlar geçirmişler. Misal abim doğana kadar ne annemin ailesi ile ne de babamın ailesi ile görüşmemişler. Annem bunun için bile babamı suçlar. Senin yüzünden anama babama hasret kaldım, diye. Babamda vicdan yapıyor işte, dedim omuzlarımı kaldırırken.
— İkisi beraber kaçmış. Baban sokakta görüp, atının terkisine atıp, kaçırmamış ya ananı, dedi biraz sinirli.
— Babam çok yufka yüreklidir. Bir de annemi gerçekten çok sevmiş hala daha da seviyor. Aşık, dedim ellerimi iki yana açarak.
— Kusura bakma ama bu aşk falan değil bence senin baban biraz mazoşist, dedi azıcık alaylı.
— Ya Ferzan Bey...
— Diiit! İlk ceza puanın geldi. Artık maaşından mı keserim temizlik mi yaptırırım bakarız, dedi sırıtarak.
— Ben nasıl alışacağım hiç bilmiyorum, dedim elimde olmadan esnerken.
— Hadi kalk kalk yarın iş var hanımefendi. Bakalım anlattığınız kadar marifetli misiniz?, dedi alaycı bir şekilde.
— Ben kendimden emin efendim, dedim reverans yaparak.
— Göreceğiz bakalım, dedi ve "iyi geceler" deyip odasına gitmek için merdivenlere yöneldi.
Odama girince, hastanedeki durumu öğrenmek için Tuvana'yı aradım. Ne acıdır ki ailemden arayabileceğim kimsem yoktu. Buz gibi bir sesle;
— Efendim, dedi.
— Kanka benim Yasemin, dedim yumuşacık bir sesle.
— Yasemin bu numara kimin?, diye sordu şaşırmış bir şekilde.
— Benim yeni numaram, kaydedersin, dedim derin bir nefes alıp.
— Tamam kanka. Nasılsın?, diye sordu Tuvana ilgiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK GELİN (TAMAMLANDI)
General FictionYasemin Çalışkan adı gibi çalışkan, akıllı 25 yaşında genç bir kadın. Evlendiği gece kocasını eski nişanlısıyla görüp düğününden arkasına bile bakmadan kaçan "Kaçak Gelin". Kaçışının ardından kendini bir tekne içinde Yunanistan'a doğru giderken bulu...