HASTANE

7.8K 679 103
                                    

Haber Borakların evine bomba gibi düşmüştü. Oğulları, canları kaybolmuştu. Yaşlı adam, elinin uzanabileceği her yeri aradı. Ne olduğunu anlamak için sabaha kadar, dedektif gibi ipucu topladı.

Oklar gelinine asılan herifi göstermeye başlayınca, kendine küfür ederek, telefonunu duvara attı. Çıkan sese karısı odaya girdi.

— Oğlum sağ, bir şeyi yok hissediyorum, dedi.

— Evet sağ, uçak Ankara'ya indi...

— O zaman bu sinirin neden?, diye sordu kadın. Elbette aldığı haber onu sevindirmişti ama kocasının haline akıl sır erdirememişti.

— Tarih tekerrürden ibarettir Halide Hanım. Şimdi de şeresizin biri gelinime göz koymuş. Elde edemeyince de oğluma el uzatmış, dedi dişlerinin aradından.

Tabii ki şimdi anne baba, hatta anneanne dedeydiler ama vaktiyle onlarda genç, güzel ve yakışlıkıydılar. Girdikleri ortamda dikkat çeken bir çifttiler. Belki de adamın kabalığının altında, karısının tüm bakışları üzerinde toplaması yatıyordu. Ne de olsa ataerkil bir aileden geliyordu ve karısının bu kadar dikkat çekmesi onu içten içe rahatsız ediyordu.

Kadın şirkette çalışırken, patronun karısı olduğunu bilmeyen yabancı bir pilot, kadına ilan-ı aşk etmişti. Kadının sert bir dille "Evliyim"  demesi bile onu durduramamıştı.

Bu olay adamın kulağına gidince, uçuş programına aldırmadan, yaz sezonu için kiralanan uçağı, gerisin geriye göndermiş, başka bir şirketten uçak kiralamıştı ama personelsiz. Yaz ortasında personel alımı yapmıştı. Bu olay uzun yıllar havacılık camiasında konuşulmuştu.

O pilotun işten atıldığı ve bir daha hiçbir havayolu şirketinde iş bulamadığı, kaçakçılara katıldığı ise bir şehir efsanesi olarak, kulaktan kulağa yayılmıştı.

Kadın geçmişe gitmiş, yaşadıkları gözünün önünden film şeridi gibi geçmişti. Bu olay kocasının içindeki kıskanç adamı tamamen ortaya çıkartmıştı. Kısa bir süre sonra oğluna hamile olduğunu öğrenmişlerdi de kocası bir miktar sakinleşmişti.

Oğlu doğduktan sonra ise eşi çalışmasına "Çocuğa bakacak kimse yok", diyerek karşı çıkmıştı. Zaten kısa süre sonra da kızına hamile kalmıştı. Çocuklar biraz büyüyüp, okula başlayınca tekrar işe başlamıştı ama yarı zamanlı olarak. Kendi odasında ve az insanla muhatap olarak.

Aynı şeyleri gelinin yaşamasını istemiyordu da eşini ve oğlunu nasıl ikna edebileceğini ise bilmiyordu. Bilmediği bir başka şey de gelinin hamile olduğuydu...

Bu sırada Ankara'da ise baygın genç adam hastaneye kaldırıldı. Acil ameliyata alındı. Karısının bebek beklediğinden haberi bile yoktu. O çok istediği çocuğa kavuşmak üzereyken, kendisi mi ölecekti...

Uyanmak istiyordum ama beynim gözlerimi açmayı reddediyordu. Annemin elimi tutup;

— Kızım, Ferzan sağ salim Ankara'ya inmiş. Hadi artık aç gözünü n'olursun. Bak bebeğiniz üzülecek ona bit şey olacak, diye ağlamaya başladığında yavaş yavaş gözlerim de kendiliğinden açıldı. Önce yer yer sararmış beyaz tavanı gördüm. Sonra annemin elime kapanmış başını. Ben kıpırdanınca, annem başını kaldırdı. Annemin eli, elimin üzerindeydi. Beynim iyice uyuştu, gördüklerini nereye koyacağını bilemedi.

— Kızım uyandın, nihayet, dedi gözlerinde yaşlarla.

— Anne... sözümü tamamlayamadan annem telaşla ayağa fırladı.

KAÇAK GELİN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin