KAÇAK GELİN (TAMAMLANDI)

MUTLU SON

Abimlerin düğün sabahı erkenden uyandım. Tabii canım nede olsa ben "Görünce"yim! Pabucumun görüncesi. Türkan benim canım ben aslında baldız sayılırım "Bence"

Neşeyle eşyalarımı aldım, kapıdan çıkacakken, Ferzan uyandı.

— Sabah sabah nereye gidiyorsun?, diye sordu sol gözünü kaşırken.

— Canım, dün akşam konuşmuştuk ya, ben Türkan ve Tuvana ile kuaföre gideceğim. İşimizin bitmesine yakın seni arayacağım, sen annemlere geleceksin...

— Gelin arabasını sen kullanacaksın çünkü ben hala araba kullanırken zorlanıyorum da güzelim konvoyu çeken sen olunca o konvoy dağılır. Üstelik İstanbul trafiği bence böylesi bir atraksiyonu kaldıramaz. Biz bunu daha mı düşünsek?, dedi belime sarılıp, gözlerimin içine bakarak.

— Beni kandıramazsınız Ferzan Bey çünkü bu görev bize düşer. Bunu İvan ayısıyla dövüşürken düşünecektiniz, dedim sırıtarak.

— Bence o konuya hiç girmeyelim, ucu sana da dokunur, dedi çenemden tutup başımı kaldırırken. Bunun sonu koca bir öpücüktü ve ben geç kalmak üzereydim.

— Ferzan aklımı bulandırma. Arabayı ben alıyorum...

— Alma. Muhittin kapıda seni bekliyor. Seni bırakacak işiniz bitince de gelip beni alacak. Abinin arabasını o kullanacak...

Araya girmek için hamlettim beni dudaklarıma yapıştırdığı işaret parmağı ile susturdu;

— Özel müşteriler için kullandığımız VIP minibüslerden ikisi gelin arabası olarak süsleniyor. Sen, ben, abinler ve Tuvana o araçla gideceğiz. Hatta Merdo'da bizimle gelecek. Arabayı da Muhittin kullanacak. Hadi bakalım, size iyi eğlenceler, dedi anlayamadığım için yüzüne kaşlarımı çatarak baktım;

— Neden iki tane?, diye sordum.

— Aşkım iki gelin olduğu için olabilir mi acaba? Minibüsler hepimizi almaz da ondan, dedi ve beni resmen evden sepetledi.

Kapıda gerçekten Muhittin Bey bekliyordu. Beni görünce arabadan indi ve kapıyı açtı. Teşekkür ederek arabaya bindim. Sessizce yol almaya başladık. Düşüncelerim beni bir gece önce halama yaptığımız sürpriz kınaya götürdü...

Halamı zorla kuaföre yolladık. Tuvana, Türkan ve ben olabildiğince evi süslemeyi başardık. Sonra da üzerimizi değiştirdik. Annem bize gerçekten çok yardım etti. Halamdan gizli ikramlık bile almış. Onları sakladığı yerden çıkarttı ve servis tabaklarına aldı. Annem başka birisi olmuştu ama "Neden?", hala daha işin içinde bir çapanoğlu aramıyor değildim.

Halam gelince, üzerine bindallıyı giydirip, yüzüne de örtüyü örttük. Ellerinden tutup, salonun ortasına koyduğumuz sandalyeye oturttuk.

Yüksek yüksek tepeler, Türkan'ın yönetiminde salonu doldurdu. Halam, şoktan mı yoksa mutluluktan mı bilinmez, inci gibi yaşlarını koyverdi hemen.

Banu Teyze elindeki altını avucuna koydu ve kınları yakıldı. Ellerine eldivenleri geçirdik. Sonrası tam bir curcuna. Masal Hanım bile dayanamayıp, bizimle birlikte göbek attı, öyle bir curcuna.

Türkan'ın kınasında dağıttığımızdan daha fazla dağıttık ve dağıldık. Üstelik bir damla içki bile içmedik. Eğlencemiz son hızla devam ederken, erkekler kınamızı bastı. Ferzan dahi gelmişti. Hep beraber göbek attık, dans ettik. Annemle babamın dansı görülmeye değerdi. Sanki yıllardır evli değilde, yeni çıkan sevgililer gibi dans etmişlerdi.

Ferzan konumumuzu yanlışlıkla! Metin Beyle paylaştığı için Metin Bey evden içeri girerken gayet cooldu ama bir o kadar da çekingen. Masal Hanımı görünce çekingenliğini bir tarafa bırakıp, Masal Hanımın şaşkın bakışları arasında, hepimizin içinde, Masal Hanımın tam karşısında salonun ortasına diz çöktü ve;