Sabah ilk defa ondan önce uyandım. Gece geç saatlere kadar oturup konuştuk. Meryem ve diğerlerini anlattı.
"Evet Meryem'e haksızlık ettim ama aslında araya girip, bizi evlendiren akrabalar daha büyük haksızlık etti.
Meryem'le ben nişanlıyken çok görüşemedik. Zaten aramızda tensel bir çekim bile olmadan evlendik.
Buraya ilk geldiği zaman, çok yalnız kaldı. Çevreme sokmak istedim, kendisi istemedi. En yakın ortamım, lise grubum, Allah var yukarda başta Gülçin olmak üzere herkes içimize katılsın diye uğraştı, olmadı.
Yurtdışına çok çıkıyoruz diye, "Dil öğren istersen", dedim kursa bir iki gitti, sıkıldı, bıraktı. Onun yerine spor salonuna yazıldı. Kendini iyi hissediyor diye onun adına mutlu oldum. Orada yanlış dostlar edindi. Her şeyi dış görünüş olarak gördü.
Dışı Buse ve Ceylin olurken, içi memlekette kaldı. Bana aşık asla olmadı ama kocası olduğum için sahiplenme iç güdüsü ile", deyince ben araya girdim;"Ferzan o senin eşindi. Nikahında olan kişi. Kendini ne kadar kötü hissetmiştir. Ben kadın değil miydim? Gitti başkasına aşık oldu. Ben güzel değil miydim? Yatağını başkasıyla paylaştı.
Yapma gözünü seveyim, kabul et, Meryem'e yaptığın haksızlık ötesi gurur kırıcı bir hata", dedim sert bir şekilde."Haklısın, çok büyük bir hata ama"
"Aması yok. İlk söylediğin zaman teknede de sana demiştim. Bir insana yapılacak en büyük yanlışı yapmışsınız, bana da", diye cümleye başladığımda araya girip beni susturdu.
"Bak güzelim insan hata yapar, büyük s.çar. İlkinde toydur, cahildir yanlışlık olabilir ki biliyorum sen onu da kabul etmiyorsun. Birlikte değilken bile etmedin şimdi hayatta kabul etmezsin. Tamam büyük eşeklik oldu mu?
Ama güzelim ikinciye yaparsam işte o eşeklikten de öte aptallık olur. Hata değil tamamen kabahat, hatta suç olur. Ben sana böyle bir şeyi asla yapamam", dedi üzgün bir şekilde."Sana inanamıyorum ve güveniyorum. Çünkü güvenmezsem bu evlilik ikimizin de kabusu olacak. Ben kabus değil, rüyam olsun istiyorum. Çocuklarımızı huzurla, büyütmek istiyorum. Bundan sonra bu evde Burcu, Meryem, Hale konuşulmasın. Geçmişe hatta balayından beri yaşadığımız şu saçmalıklara bir sünger çekelim", dedim ellerini tutarken.
"Teşekkür ederim Yasemin. Ben de senin güvenini boşa çıkartmayacağıma kanımın son damlasına kadar söz veriyorum", dedi ve sonrasında da beni odamıza çıkarttı.
Sevdiğim adama güvenmek zorundayım. Değil mi ki aşık oldum, değil mi ki evlendim, onsuz yapamadım, kafamdaki karabasanları defedip, mutlu olmaya bakacaktım. Ben aşık bir şekilde yüzüne dalmışken gözlerini açtı ve direk olarak;
— Günaydın, deyip sarılıp öpmeye başladı.
— Günaydın, dedim ben de gözlerinin içine bakarak.
— Bugün işe gitmeyelim. Tekneyle küçük bir tur yapalım. Benim önemli bir toplantım yok, dedi okul kırmak isteyen öğrenci gibi gözleri parlayarak.
— Benim önemli bir toplantım var hayatım. Hiç kanıma girmeye kalkma, baban seni de beni de keser.
Yeni bir Rus firması gelecek, onlarla görüşeceğiz, dedim kollarından çıkıp banyoya giderken.— Babam tek başına halleder, dedi arkamdan seslenirken.
— Olmaz Ferzan, dedim ve banyonun kapısını kapattım. Ben de işe hiç gitmek istemiyordum aslında. Teknede miskinlik yapmak bana da çok cazip geliyordu.
Ben işlerimi halledip banyodan çıktığımda hala yatakta kedi gibi bana bakıyordu.
— İşe gitmesek, dedi boynunu bükerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK GELİN (TAMAMLANDI)
General FictionYasemin Çalışkan adı gibi çalışkan, akıllı 25 yaşında genç bir kadın. Evlendiği gece kocasını eski nişanlısıyla görüp düğününden arkasına bile bakmadan kaçan "Kaçak Gelin". Kaçışının ardından kendini bir tekne içinde Yunanistan'a doğru giderken bulu...