Beyza'dan
Aşırı aşırı aşırı utanmıştım. Bu kadarı da gerçekten şansızlıktan çok daha fazlasıydı. Eve girince kendimi koltuğa attım. Alf de yanıma gelip üstüme atladı.
"Bebeğim hiç mi söylemiyorsun bana çok içtin içme falan diye bak başıma gelenlere." Alf ile oynayıp onunla dertleşirken telefonum çaldı.
Bu numara galiba Marcello'ya aitti. Biraz çaldıktan sonra açtım telefonu.
"Merhaba Aleda, günaydın nasılsın?"
"Günaydın iyiyim sen nasılsın?"
"İyiyim Torinoyu gezmek ve tanımak istediğini söylemiştin dimi?"
"Evet ve hala öyle istiyorum."
"O zaman önce buranın yıldızlarını tanıman gerek."
"Neyden bahsettiğini anlamadım."
"Torino, Juventusa ev sahipliği yapıyor ve bir işin yoksa bu akşamki iç saha maçını birlikte izlemeyi teklif edecektim."
Futbolla çok içli dışlı olduğum söylenemezdi ama kulağa cazip geliyordu. Hem en azından bu akşam dolu olunca Merih'e ikinci kez rezil olmayı ertelemiş olurdum.
"Tamam harika olur."
"Tamam adresini atarsan seni akşam almaya gelebilirim."
"Atıyorum teşekkür ederim ve görüşürüz."
Telefonu kapattım ve adresimi attım. Koltuğa tekrar rahatça oturduğumda aklıma gelmişti bir formam olmadığı. Oflayarak ayağa kalktım. Telefonumdan buraya yakın bir Juventus Store araştırmaya koyuldum. Ardından üzerimi değiştirmek için odaya çıktım.
O an farkettim Merihin tişörtünün hala üzerimden olduğunu tabi bu bana baya bir çuval olmuştu ama konumuz o değil. Güçlükle siyah bir tayt buldum ve lila spor ayakkabılarım. Siyah ve Lilanın uyumuna oldum olası bayılmışımdır.
Yatağa döndüğümde üzerinde bir zarf olduğunu gördüm. Korkarak da olsa elime aldım ve zarfı açtım. İçindeki yazıyı okumaya başladım.
-Şuan zerre umurumda değilsin ama sana bir iyiliğim kendini sorgula babanı sorgula.
Bunu üvey abim olacak insandan bozma mahlukatın gönderdiğine emindim. Ama bunun bir önemi yoktu. Çünkü benim bir babaya ihtiyacım yoktu. Amacı büyük ihtimal beni kendilerine çekmekti ama bu tuzağa düşmeyecektim.
Üzerimdeki Merih'in tişörtünü çıkarmak istememiştim. Hem çok yakışmış hem çok güzel kokuyordu.
Alf'i evde kendi haline bırakıp dışarı çıktım. Yürürken aklıma geldi Merih ve Paulo'nun da Juventus forması giydiği. Çok oyalanmadan kendi bedenime uygun bir forma alıp çıkmaktı amacım.
Çoğu ismi tanımıyordum onun için bildiğim bir ismin Merih'in formasını satın aldım. Gözüme çarpan bir atkı aldım. Döviz kuru yüzünden Türk Lirası ile ödesem büyük ihtimal küçük çaplı bir soygun olurdu onun için euro üzerinden yaklaşık 150€ bir ödeme yapıp evin yolunu tuttum.
Fotoğraflarımı paylaştığım anonim olduğum hesaba giriş yaptım. 50 bine yakın takipçim vardı. Yorumları okudum ve bir kaç paylaşım yaptım.
Marcello mesaj atmıştı birazdan geleceğini yazmıştı. Üzerimi değiştirdim siyah ceketimi de giydim ve Alf ile konuşmaya başladım.
"Annecim sen evde tek kalıyorsun bak buralar sana emanet ama her yeri dağıtırsan baya fena bozuşuruz." Derken kapı çaldı küçük bel çantamı da alıp çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuş Misali (Tamamlandı)
FanfictionBıktım; hepsinden, her şeyden, zihniyetlerinden... Bunları fotoğraf albümümü incelerken söylüyordum. Sevdiğim şeyi yapacaktım birilerinin bana dayattığı şeyi değil. Özgürlüğümü alacağım ve uçacağım her ne kadar kanadı kırık olsam da kuş misali uçaca...