Beyza'dan
Yine bir doktor kontrolünden çıkmış elimdeki ultrason kağıtlarına bakıyordum.
"Dayısının ambar farelerine bak be." dolu gözlerimle Uzay'a döndüm. "Çocuklarıma fare demeyi kessen mi acaba?!"
"Sen neden ağlayacak gibi oldun?" demesiyle tekrar elimdeki ultrason kağıtlarına baktım.
"Şunlara baksana babalarına benzeyecekler." Uzay söylediklerime kahkahayı basmıştı. Karnına dirsek atınca sustu.
"Tabi taş gibi eniştem varken senin gibi patates mi olsunlar."
"Sensin patates!" adımlarımı sinirden hızlandırdım. Arabaya binip emniyet kemerini taktım. Uzay uyuşuk uyuşuk geldiği için kornaya bastım.
"Dur kız! Kocan arıyor." dedi ve telefonu kulağına götürdü. Elinden alıp hoparlöre aldım.
"Efendim enişte."
"Beyza neden telefonu açmıyor? Bir şey mi oldu?"
Canım kocam benim. Beni merak etmiş.
"Yok enişte şu an ağlamakla meşgul."
"Neden ağlıyor? Bir sorun mu var yoksa? Neredesiniz siz şu an?"
Canım kocam ya nasıl güzel endişe ediyor.
"Ultrason kağıtlarına bakıp 'babalarına benzeyecekler' diyerek ağlıyor. Ama merak etme ben hallettim."
"Ne dedin acaba gerizekalı?"
"'Taş gibi eniştem varken senin gibi şişko mu olsun' dedim. Daha fazla ağlıyor."
"Allah aşkına beni günaha sokmadan şu telefonu karıma ver."
"Aman be! Al kız kocan seni özlemiş."
Uzay'ın elinden telefonu aldım. Boğazımı temizledim.
"Efendim aşkım?"
"Güzelim, canımın içi, karıcım var mı canının istediği bir şey?"
"Hayır yok. Ama gelince Uzay'a bir tur dayak atarsan sevinirim. Çocuklarıma fare diyor ya! Ne faresiydi.... he ambar faresi."
"Hayatım sen neden onun lafına bakıyorsun? Her neyse Duygu'nun doğum günü için bir eksik falan var mı?"
"Hayır hayatım ufak bir şey var ama ben hallederim."
"Yorma kendini olmadı Emrah'a falan söyle. Benim kapatmam gerek sizi seviyorum."
"Tamam. Bizde seni seviyoruz babamız." telefonu kapatıp Uzay'a uzattım.
(Akşam)
Emrah'tan
"Oğlum sen ne cins ruh hastasısın? Duygu bunları başında paralar."
"Uzay onlar troll gibi bir şey zaten."
"Enişteme ne zaman söyleyeceksiniz? Kendisi sizi basar falan hatta bir de yatakta falan basarsa senin cenazeni kaldırırız."
"Bana kalsa hemen şimdi bile söylerim ama Duygu istemiyor."
"Kız da haklı sevdiceği ne kadar geç ölürse o kadar iyi. Ee kardeşim helvan neli olsun? Veya kendine yer beğen mezarın için. Ben diyorum böyle dağ başına gömelim. Serin serin yatarsın."
"Abuk subuk konuşma da gel şunları indirelim aşağı." Uzay kucakladığı bir paketi aşağı indirirken telefonuma gelen mesajla kucağımdaki paketi yere bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuş Misali (Tamamlandı)
FanfictionBıktım; hepsinden, her şeyden, zihniyetlerinden... Bunları fotoğraf albümümü incelerken söylüyordum. Sevdiğim şeyi yapacaktım birilerinin bana dayattığı şeyi değil. Özgürlüğümü alacağım ve uçacağım her ne kadar kanadı kırık olsam da kuş misali uçaca...