Bölüm 26 - Misafirler-

520 33 20
                                    

-1 Ay Sonra-

Beyza'dan

İtalya liginin bitmesine sadece iki üç hafta kalmıştı ve ne yapacağımızı zerre bilmiyordum. Bu 1 ayda o olaydan sonra kendimi toparlamıştım.

Uzay, Türkiye'ye dönmüştü ama hala sık sık konuşuyorduk. Varlığına alışmıştım.

Şuan bir yandan akşam yemeği yapıyor bir yandan da ayağımın altında gezinen Merihcan'ın üzerine basmamaya çalışıyordum.

"Biraz daha ayağımın altında dolaşırsan kuyruğunu kapacağım bilgin olsun." Dedikten sonra durup bana bakmaya başladı elimle salonu işaret ettim. Hala anlamıyorum Merih bu minnoş şeyle neden anlaşamıyor.

Alf ve Merihcan'ı severken telefonum çaldı. Merih olduğunu görünce azıcık beklettim ve açtım.

"Efendim sevgilim?"

"Açmayacaksın sandım. Neyse ben biraz geç kalacağım bir misafirimiz var onu almaya gidiyorum."

"Misafir? Ve ben bunu şimdi öğreniyorum öyle mi! Merih önceden söylesene ne giyeceğim ne hazırlayayım diye düşünürüm." Telefonun diğer ucundan gülme sesi gelince "Gülme, suçlusun." Dedim.

"Güzelim, gereksiz heyecan yapıyorsun. Kapatmam gerek şimdi seni seviyorum."

"Bende seni.. görüşürüz." Telefonu kapattım ve beni pür dikkat izleyen iki sevimli şeye baktım.

"Bana bakın ikinizde yaramazlık yapmak yok. Ama Merihe yapabilirsiniz." Gülerek ayağa kalktım etraf temiz görünüyordu ama bir kez daha üzerinden geçmekte fayda var diyerek temizliğe giriştim.

Etrafa çeki düzen verdikten sonra hayvanların mamasını doldurup sularını tazeledim sonra üzerimi değiştirmek için odaya geçtim. Çok bir vaktim olduğunu düşünmüyordum onun için elime gelen elbiseyi aldım.

 Çok bir vaktim olduğunu düşünmüyordum onun için elime gelen elbiseyi aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Saçlarımı açıp doğal halinde bıraktım. Belki birazcık makyaj iyi olabilirdi ama kapı çalmıştı. Üzerime son bir bakış atıp kapıya koştum.

"Hoşgeldiniz." Şaşırmadım desem yalan olur. Merih kucağında Hakan abinin kızı Liya vardı. İkimizde bir nevi donup kalmıştık. Tek fark Merih beni süzüyordu. Hakan abi seslenince kendimize geldik.

"Lan oğlum yürüsene." Onunda kucağında Ayaz vardı sırtında da bir çanta ve bir tane de kolunda. Ayaz'ı kucağıma bıraktı.

"Yarın öğlen gibi geliriz en geç. Bakın en ufak bir şey olursa arayın ha bir de çocuklarımı deneme tahtasına çevirmeyin."

"Merak etme abi hadi siz bakın keyfinize."

"Eh size kolay gelsin."

*Ayaz'ı 7 aylık falan düşünün, Liyayı ise  2.5-3 yaşında*

Kuş Misali  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin