Kuş Misali (Tamamlandı)

Bölüm 55 - Nikah-

Emrah'tan

Sol omzumu tutarak yattığım yerden kalktım. Deliksiz uyumuştum lakin sol omzum biraz uyuşmuştu. Odanın içinde göz gezdirdiğimde diğerlerinin hala uyuduğunu gördüm.

Ses çıkarmamaya özen göstererek kalktım ve odadan dışarı çıktım. Kapıyı yavaşça çektim. Adım seslerine kulak kabarttım. Duygu olduğunu görünce gülümsedim. Saçını toplamaya çalışıyordu ve tabiki gözünü açabilmeye.

"Günaydın ufaklık." dediğimde ağzındaki son tel tokayı da saçına takıp bana döndü. "Günaydın  Emrah 'abiciğimm'" dedi hem uzatıp hem vurgulayarak.

"Abisinin ufaklığı hadi bakalım biraz dışarı çıkalım. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur."

"Peki bana uyar. Hem senden hesap soracaktım."

"Senin soracağın hesaptan ne olur ki ufaklık." dedim sinir olduğunu bile bile.

"Ufaklık kadar kafana taş düşsün!"

"Sorun değil tutarım." dedim haliyle bir şey diyemeden abisinin ceketini alıp önümden dışarı çıktı.

Hasan amcaya benzeyen bir adam selam verdi. Akrabası olduğunu anlamak zor değildi.

"Aleykümselam dayım. Biz Uzay'ın arkadaşlarıyız hani şu testiyi kıran."

"Bilirim bilirim bizim kızın müstakbel kocası. Benim adım Süleyman, oğlum Bilal, kızım Hilal ve bir numaram Behiçe."

"Çok memnun olduk dayım benim adım Emrah ve sözlüm Duygu."

"Maşallah maşallah, Allah tamamına erdirsin hadi siz gezin dolaşın bizde ev ahalisini görelim."

Yanlarından ayrılıp biraz ilerledik. "Şuradan gidene kadar yanımdan  ayrılma ufaklık. Uzay yüzünden ne hallere düştük ya!"

"Asıl sen benim yanımdan ayrılma o kızın gözü göz değil. Nazarı falan da d-"  dediği şeylerin farkına varınca sustu.

"Sen beni kıskandın mı?" dedim gülerek. Büyük ihtimal inkar edecekti.

"Sadece kızı beğenmedim. Hem banane ya istediğinle takılırsın kaç yaşında adamsın sonuçta."

"Yok bir kıza açıldım ondan cevap almadan başkasına bakacak kadar şerefsiz değilim."

"Emrah anlamıyor musun yoksa anlamak istemiyor musun? Olmayız işte vazgeç. Abim bunu öğrenince seni öldürmekten beter edecek beni kim bilir kaç ay evden dışarı çıkarmaz benim 'evet' dememle bitmiyor iş."

"Vazgeçmek? Benim duygularım üç beş günlük falan değil. Ben değil Merihi kralını karşıma almaya dünden hazırım." dediğimde kollarını boynuma doladı. "Ben bunu 'evet' olarak kabul edebilir miyim?"  dedim sevinçle. İnadını kırmayı başarmıştım galiba.

"Ağzımdan bir şey çıkmadı farkındaysan." demesiyle yüzüm düştü. Kollarımı belinden çekerken parmak uçlarında yükselip dudağıma küçük bir öpücük bıraktı. "İşte bu hareketimden cevabını alabilirsin." dediğinde sıkıca sarıldım.

"Hadi yokluğumuz anlaşılmadan gidelim güzelim." dedim elini tutarak. Elini çekti. "Abim gör- gerçi doğru sen benim sözde sözlümsün."

Evin önünde küçük bir kalabalık görünce önce bir duraksadım. "İşler karıştı galiba." sevgilimi başımı sallayarak onayladım.

Hasan amca ve Süleyman amca bizimkilere silah çekmişti. "Ne oluyor burada ya?" diyerek kalabalığın arasına daldım tüm bakışlar bize dönünce yavaş adımlarla bizimkilerin yanına geçtik.