Bölüm 22 -Saldırı-

601 39 9
                                    

Beyza'dan

Sabah bildirim sesleri ile uyandım. Yan tarafımdaki telefona zor da olsa ulaştım. Kayıtlı olmayan bir numaraydı. Fotoğrafları açarken üsteki mesajı okudum.

-Günaydın Aleda, dünkü mesaj tek başına hafif kalmıştır diye düşündüm. Bir de uygulamalı anlatmak istedim.  Unutma bu sadece başlangıç.

Çekinerek ve cidden korkarak fotoğraflara tıkladım.

Fotoğraflarda Uzay ve Alf vardı. Hırpalanmış hatta baya dayak yemişlerdi. Merihi uyandırmamaya dikkat ederek kalktım. Hemen üzerimi giyindim.

Savaş asla adamları elinde tutmazdı ya öldürür atar ya da aldığı yere bırakırdı. Önce eve gitmeye karar verdim. Telefonumu aldım ve evden çıktım.

Doğru düzgün kapalı olmayan kapıyı açmam ile gözlerim yuvalarından fırladı.

Hani bir meşhur anne sözü vardı ya; Her yer her yerde işte bunun şekil almış haliydi evin içi.

"Uzay! Alf! Biriniz ses verin."

Merdivenleri ağır ağır çıkarken. Duvardaki izi görmem ile kanım çekildi. Önce kan sansamda kırmızı guaj boyaydı kocaman bir gülücük çiziliydi.

Gözlerimi sildim. Elime bir tava aldım. Ve tek tek kapıları açmaya başladım.

"Allahım sen utandırma yarabbim. Yallah bismillah!" İlk girdiğim odada yatağın üzerinde tüyler vardı ve tüm çekmeceler didik didik edilmişti.

Koridora çıktım. Gözüm koridorun sonundaki odaya takıldı. Elimdeki tavayı daha sıkı kavradım. İlerleyecekken bir anda birisi veya bir şey omzuma dokundu. Hemen geri döndüm ve çığlık bastım.

"Sevgilim! Yavaş."

"Ya sen manyak mısın! Aklım çıktı neden sessiz sessiz geliyorsun! Yüreğime iniyordu."

"Tamam iyisin, ne olmuş buraya."

"Uzay ve Alf'i bulunca öğreneceğiz." Dememle bir cam sesi duydum. Sesin geldiği kapıyı açtım. Uzay yatakta boylu boyunca uzanıyordu Alf de hemen yerde hareketsiz duruyordu.

"U-Uzay! Ne oldu sana?"

"Kara bulut gibi bir anda çöktü itler yoksa ben edeceğimi biliyordum."

"Bir sus iki dakika sus. Kalıcı bir sorunun var mı?"

"Doktor muyum ben?" Merih ona sorular sorarken ben Alf'in yanına çöktüm.

"Annem..  oğluşum beni bırakma aşkım lütfen bırakma. Aç gözlerini." Alf kısık bir ses çıkardı, aynı ağlıyor gibiydi. Patisindeki cam kırıklarını gördüm.

"Beyza dur, dokunma! Bak iyice batar belki cam bir şey bulalım onun üzerine koyalım, sonra veterinere götürelim. Uzay seni de bir hastaneye götürelim."

"Uzayı burada da hallederim ama  Alf ne kadar dayanabilir bilmiyorum." Dedim ağlayarak. Serçe parmağım ile Alf'in sırtını okşuyordum.

Merih sağına soluna bakındı. Sonra aynalı dolabın gerçi artık aynası kalmamış her neyse onu yerinden söktü. Düz kısmını çevirdi.

"Beyza çok yavaş ama seri sekilde Alf'i buraya koymalıyız."

"Ta-tamam." Dedim ve başını tuttum Merih de arka patilerini tuttu. Ve kapağın üzerine bıraktık.

"Beyza'm sen benim arabaya bin Alf'i de al bende hemen geliyorum." Dedi başımla onaylayıp çıktım. Arabaya binince can yoldaşımın kulağına fısıldadım.

Kuş Misali  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin