Beyza'dan
Emrah aramış ve yardıma ihtiyacı olduklarını söyleyip konum göndermişti.
"Ben dedim size o ikisi başına iş almadan duramaz diye." Merih sinirden sıktığı direksiyonu daha fazla sıktı.
"Aşkım biraz sakin en fazla ne olmuş olabilir ki?" dedim sakinleştirmek için.
"Merih bir dur tekrar arayalım şunları yanlış yola falan saparız bir de onunla uğraşmayalım."
"Haklısın abi."
Merih'ten
Arabayı sağa çekip indikten sonra etrafa bakındım. Aralıklı ahşap evler vardı.
"Şunlardan birindelerdir herhalde. Ben bir arıyorum." dedi Hakan abi onu başımla onayladım. Hava hafiften sertleşiyordu.
"İnin cinin top oynadığı yerde bizim Uzay malı acaba başına nasıl iş açtı kim bilir!"
Hakan abi telefonu cebine sokup "Geliyorlarmış almak için." dedi
"İnşallah çabuk gelirler abi çünkü kıçım dondu."
"Oğlum biz sıkıntı değilde hanımlar, hele Beyza bu haliyle geleceğim diye tutturdu bir sorun çıkmasın."
"Haklısın abi ben bir bakayım." arkamı döndüğümde arabadan indiklerini gördüm. Bir iki adımda yanlarına gittim.
"Güzelim otursaydınız ya. Hava soğudu. Birazdan geliyorlarmış." Duygu ve Beyza'yı iki kolumun altına aldım.
"Abi ileriden birileri geliyor. Sırtındaki tüfek mi o adamın?"
"Yabani hayvanlar falan iner diye almıştır panik yapmayın." dedikten sonra Beyza'nın elini tuttum. Hakan abi de ceketini Sinem yengeye verdi.
Beyza'dan
Orta boylu hafif göbekli bir adam yöre ağzıyla "Hoş geldiniz." dedi içtenlikle. Bizde gülümseyerek cevap verdik. Sorunu çözmek için gelmiştik sonuçta sorun çıkarmak için değil.
"Benim adım Hasan."
"Abicim bak eniştem onunla oturun tatlı tatlı konuşun." Uzay resmen 'beni kurtarın' bakışları atıyordu. Merih adamın uzattığı eli samimiyetle sıktı.
"Eşim Beyza, kız kardeşim Duygu."
Duygu'yu göstererek "Ula yoksa sözlüm dediğin kız bu mudur?" dedi Hasan amca Uzay'a dönerek. Emrah araya girdi.
"Yok dayı! O benim sözlüm." dedi Emrah. Adam bize döndüğünde Merihe göz kırptı.
"Evet Hasan amca, kardeşimle sözlüler Allah nasip ederse önümüzdeki yaza düğünümüz var."
"Allah tamamını erdirsin kızım."
"Sağol amca." dedi Duygu biraz isteksizce.
Biraz yürüdükten sonra ahşap evlerden birisinin önünde durduk. Hasan amca eşine seslendi kapıyı açması için. Küçük bir erkek çocuğu geldi.
"Ablamdan sonunda kurtuluyorum oh be!" demesiyle babası tarafından kafasına şaplak yemesi bir oldu.
"Sen büyüklerin işine karışma Murat!" diyerek çekişti orta yaşlı bir kadın. Sonra bize döndü gülümseyerek. Selamlaştıktan sonra içeri geçip oturduk.
"Evet Hasan amca, biz bir şey bilmiyoruz ne olduğunu anlatırsanız güzel olur." dedi Hakan abi.
13-14 yaşlarındaki bir kız çay servisi yaparken Uzay yanıma geldi. "Allah aşkına kaçalım. Hadi gidelim." dedi kulağıma doğru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuş Misali (Tamamlandı)
FanficBıktım; hepsinden, her şeyden, zihniyetlerinden... Bunları fotoğraf albümümü incelerken söylüyordum. Sevdiğim şeyi yapacaktım birilerinin bana dayattığı şeyi değil. Özgürlüğümü alacağım ve uçacağım her ne kadar kanadı kırık olsam da kuş misali uçaca...