Bölüm 27 -Güzel Haber-

501 31 16
                                    

Beyza'dan (Sabah)

Bugün sabah normal uyandığım saatlerden biraz daha erken uyanmıştım.

Liya, Merih'in üstüne çıkmış göğsünde uyuyordu. Merih tek eliyle sıkıca onu tutuyordu. Ayaz minik ellerini bir parmağıma dolamıştı.

Çekmeceden telefonumu aldım ve bir kaç fotoğraf çektim. Ayaz gözlerini açmıştı ağlayacak gibiydi kucağıma aldım ve odadan çıktım.

"Ayaz bitanem nolursun ağlama bak ağlamadan da anlaşabiliriz. Bak ablan ağlıyor mu?" Ayaz içinden bu değişik ne diyor diyordu büyük ihtimal.

Önce Ayaz'ın karnını doyurarak olası bir ağlama riskini en aza indirmekte fayda vardı. Mamasını hazırladım onu yedirirken aklıma Alf ve Merihcan geldi yavrucaklar açta mı açıkta mı belli değil.

Salonda onları ararken kafa kafaya vermiş uyuduklarını görünce sessizce mamalarını doldurdum. Tekrar mutfağa gittiğimde Merih, Ayaz'a mamasını yediriyordu.

"Günaydın sevgilim. Liya uyuyor mu?"

"Evet güzelim."

"Alf ve Merihcan'ın mamaları bitmek üzere ayrıca bugün yarın tekrar bir veterinere götürmekte fayda var gayet iyi görünüyorlar ama olsun."

"Hallederiz." Ayaz'ın yanı başına sandalye çekip oturduğumda burnuma gelen kötü kokuyla altını pislettiğini anlamıştım.

"Benim yakışıklı sevgilim, gücüne koluna kaslarına kuvvet versin rabbim." Şansımı denemekten zarar gelmezdi dimi.

Merih tabağı masaya bırakıp elini alnıma koydu. "Yok ateşinde yok. Sabah sabah içtin mi yoksa?"

"Ne alakası var sevgilimi övemez miyim?"

"Yok översin de alışık değiliz malum."

"Neyse ben sadete geleyim. Bak şimdi şu çantanın ilk gözünde bebek bezi var bebek de burada artık odalardan birinde."

"Beyza ben ne anlarım?" Sanki ben hergün bebek bakıyorum.

"Olmadı YouTube videosu açarsın sevgilim hadi. Hayır yani bir de amca olacaksın hadi sevgilim hadi." Merih bana ciddi olup olmadığımı sorgularcasına baktığında gülümsedim.

"Emir büyük yerden. Yapacak bir şey yok." Yüzümdeki zafer gülümsemesi ile öpücük attım.

Ketıl'a su koyduğumda bir ağlama sesi duydum. Liya'nın sesiydi. Koşarak yanına gittim.

"Ablacım noldu?" Dememe kalmadan minik kollarını boynuma doladı.

"Kuzum sen bizi göremeyince mi korktun?" Başını sallayınca yanaklarına bir öpücük kondurdum. Üzerini değiştirip elini yüzünü yıkadım. Onu da kucağıma alıp mutfağa geçtim.

"Açın yolu açın vallahi bomba bu. Bez falan değil direkt bomba." Merih elindeki bezi poşete koydu ve üzerine ceket bile almadan dışarı çıktı.

Arkasından gülmeye başladık. Biz Liya ile gülerken Duygu su içmek için mutfağa geldi selamımı başıyla belirli belirsiz aldı.

"Beyza abla dün pasta almıştık pasta yiyeyim."

"Onu da yeriz bitanem ama önce kahvaltı."

"Ama ya annem yok ki söylemem ben ona. Babama da şöylemem söz." Dudaklarını büzüp bana bakıyordu.

"Olmaz kuzum. Birazcık bir şeyler yersen yeriz ama."

"Tamam." Hemen tamam demesine şaşırmıştım ben olsam ısrar etmeye devam ederdim ve Liya azıcık daha ısrar etse kıyamazdım büyük ihtimal.

Kuş Misali  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin