Beyza'dan
Gözlerim yarı kapalı yarı açık kalkmaya çalıştım. Ama kalkamadım Merih beni o kadar çok kendine sarmıştı ki. Bir dakika? Merih'in benim yanımda ne işi var?
Ne ara benim yanıma gelmişti diye düşünürken aklıma kabus gördüğüm an geldi. Rüyamda babam ve abim olacak şerefsiz Merih'i öldürüyordu. Kabustu tek kelimeyle.
Merih yavaşça yerinde kıpırdanmaya başlamıştı kaçamayacağıma göre en iyisi uyuyor taklidiydi. Uyandığım pozisyonun aynısını aldım ve gözlerimi yumdum.
"Hass uyuya kalmışım bravo bana ya. Kız uyansa yanlış anlayacak." Kendi kendine biraz kızdıktan sonra bana doğru döndü.
"Bu kadar imkansız olma be güzelim." Dedi ve yanağıma tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. Tüm kan yanağıma hücum ediyordu minik bir temasta bile bu kadar etkilenmem normal mi?
Merih odadan çıkınca bende yataktan çıktım. Üzerime bir pantolon ve gömlek giydim. Saçlarımı taradım çok azıcık parfüm sıkıp aşağı indim. Merih ortalıklarda görünmüyordu. Alf'e mamasını verdim ve kahvaltı hazırladım. Ama hala gelmemişti.
Çok çabuk uykuya daldığını düşünerek bende odasına daldım. Üzerini değiştiriyordu altında eşofmanı vardı lakin üstünde hiç bir şey yoktu. Kaslarını anlatmama gerek yok galiba...
Çok azıcık baktıktan sonra arkamı döndüm. "Özür dilerim uyanmadığını düşündüm."
"Yo mühim değilde neden arkanı döndün ki çıplak değilim."
"Olsun ben aşağı iniyorum gelirsin sende." Dedim ve çıktım pardon kaçtım. Ben kaşındım dingonun ahırına girer gibi girersem işte bu olurdu.
Merih'ten
Hâlâ kendi kendime Beyza'nın haline gülüyordum. Neden bilmiyorum ama kaslarımı görmesi hoşuma gitmişti. Beyaz bir tişört giyip telefonumu alıp aşağı indim.
Beyza telefonuna bakıp bir şeye gülüyordu ne olduğunu bilmiyorum ama çok güzel gülüyordu. Fark etmeden bir fotoğrafınızı çekmeye çalıştım. Bu işlerden cidden hiç anlamıyordum flaşım açık kalmıştı.
"Günaydın bugün nasılsın sen ve ayağın?"
"Geçinip gidiyoruz işte." Dedim gülerek güzel bir kahvaltı hazırlamıştı.
"Merih bir şey soracağım sen dün iş meselesini çözdün tamam teşekkür ederim de nasıl ve ne ara?"
"Üzümü ye bağını sorma desem."
"Ne malum o bağın zehirli olmadığı." Altta kalmak gibi bir niyeti yoktu normalde bu laftan sonra tamam falan demesini bekliyordum.
"Bana güvenmiyor musun?"
"Ne alakası var hem burada sana güvenmeyeceksem kime güveneceğim seni zor durumda bıraktığımı düşündüm."
"Öyle bir şey yok. Ayrıca sana bir haberim var bu saatte söylediğim için biraz kızabilirsin akşam üstü İstanbula gidiyoruz benim de yeni haberim oldu sayılır."
"Tamam gideriz de am-" yine bir şeyi sorun edecekken lafını böldüm.
"Ben her şeyi ayarladım. Ayrıca Alf bizimle gelebilir onu da düşündüm ve çözdüm."
"Biz sana yanlış lakap takmışız demir adam değil süpermen olacakmış o." Dedi ve güldü. Gülüşünden öpesim vardı ama sırası değildi.
"Yok ben böyle gayet iyiyim. Ben kızarsın sanmıştım işte klasik kadın tripleri nasıl hazırlanayım falan." Ama benim sevdiğim güzellik bunu sorun etmemişti.
"Hazırlık olupta sonuçta çalışacağız neye hazırlabilirim ki."
Beyza'dan
Zar zor kaçtığım yere kendi ayaklarımla gidecektim. İstanbulda her şey olabilirdi kendimi bile isteye ateşe atmıştım yanımda Merih'in olması bana güven veriyordu ama ona bir şey olma ihtimali korkunçtu.
"Beyza sana bir şey daha söylemem gerekiyor. İstanbula gideceğini sosyal medya hesabından paylaşır mısın?"
"Neden? Kendimi daha fazla ateşe atmak için mi?" Sesim biraz suçlayıcı çıkmıştı dakikasında pişman olmuştum.
"Bizi uzaktan izleyen birisi olacak ve abin veya baban zarar vermek için yaklaştığı anda kayıt altına alacaklar onları tamamen içeri tıkmak için bunu yapmalısın."
"Ya evdeki hesap çarşıya uymazsa."
"Ben korkmuyorum mu sanıyorsun? Sana bir şey olacak diye aklım çıkıyor çünkü se- sana değer veriyorum. Ama onlardan uzun vadeli kurtulmak için tehlikeli hamleler yapmak zorundayız böyle bir yaşam süremezsin." Doğru söze ne denirdi ki? Yerden göğe kadar haklıydı. Susarak önüme döndüm.
---------Akşamüstü--------
Siyah bir tayt üzerine renkli tişörtümü geçirdim. Saçlarımı at kuyruğu toplayıp Alf'in eşyalarının olduğu çantayı aldım. Onu bu kısa sürede Paulo'nun sevgilisine bırakacaktık sosyal medya dışında hiç görmemiştim ama bir sorun olacağını düşünmüyordum. Kapı çaldığında Oriana'nın geldiğini kadın sesinden anladım. Bebeğimi kucağıma alıp aşağı indim.
Tanışma faslını geçtikten sonra sanki boğacak gibi Alf'e sarıldım. Hiç ayrı kalmamıştık ki onunla pardon babamın evden kovduğu 3 günü unuttum.
"Yaramazlık yapmıyorsun ben gelince bana küsmüyorsun." Dedim azıcık tehdit edercesine sonra Oriana onu aldı ve gitti.
"Beyza ömürlük ayrılmıyorsunuz ağlamana gerek yok."
"O benim her şeyim. Ve kesin bana trip atacak."
"Tamam inci tanelerini sil de çıkalım."
Havaalanına gelince Hakan Çalhanoğlu ile karşılaştık daha doğrusu bizi beklediğini söyledi. Kimin haberi yok, tabiki benim. Heyecan yapmamalıyım, sakin ve olgun davranmalıyım alt tarafı karşımda bence İtalya'nın en iyi orta sahası var sakin olmalıyım.
"Az daha bekletseydiniz her neyse hayırlı olsun şimdiden Beyza." Adımı nereden bildiğini düşünürken devam etti. "Merih bahsetmişti."
"Teşekkür ederim Hakan abi." Abi dememde bir sıkıntı duyacağını sanmıyordum ki öyle de oldu.
Uçakta ben cam kenarında oturuyordum. Merih ise hemen yanımda birbirimizle yaşamaya fazlasıyla alışmıştık yani bence en azından ben alıştım. Elimdeki aşırı gerilim bol korkulu kitabı okurken Merih başını omzuma koydu o an çığlık atmadığıma şükrediyorum aşırı korkmuştum.
Normal şartlar altında yani okuduğum kitap ve izlediğim filmlerde bu durumun gayet romantik olması ve esas kızın hayranlıkla esas oğlanı izlemesi gerekiyordu. Ama benim omzum çürümüştü. Omzumun ağrısından izlemeye odaklanamıyorum ki.
Merih'i belli etmeyecek şekilde bir selfie çekip "İstanbul'a " yazıp paylaştım. Bildirimleri incelerken Hakan abinin beni takibe aldığını gördüm ben onu zaten takip ediyordum.
Sıkıntıdan gözlerim kapanmaya başlamıştı bende başımı Merih'e doğru eğdim ve gözlerimi kapattım.
Bölüm sonu
Görüş, düşünce, istek ✌
Bana tam buraya ders çalışmaya uygun YouTube kanalları önerir misiniz? Tonguç hariç çünkü o çok dikkatimi dağıtıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuş Misali (Tamamlandı)
FanficBıktım; hepsinden, her şeyden, zihniyetlerinden... Bunları fotoğraf albümümü incelerken söylüyordum. Sevdiğim şeyi yapacaktım birilerinin bana dayattığı şeyi değil. Özgürlüğümü alacağım ve uçacağım her ne kadar kanadı kırık olsam da kuş misali uçaca...