Emrah'tan
Beyza'yı bırakalı 5-6 dakika falan olmuştu. Yan koltuğa baktığımda çantasını gördüm. Telefonu da haliyle içindeydi. Tekrar bıraktığım yere sürdüm.
Çantasını alıp arabadan indim. Etrafa bakınırken ona ait bir çığlık sesi duyunca sesin geldiği yöne koştum. Yerde yatıyordu ve tahminimce yılan sokmuştu.
"Beyza, tamam ben buradayım sakin ol." Boynumdaki kravatı çıkardım ve yılanın soktuğu yerden 8-10 santim kadar yukarı bağladım. Çantasında su olması işime gelmişti o bölgeyi suyla temizledim.
"Beyza bana bir şey söyle."
"Ç-Çok acıyor." Çantasını koluma takıp Beyza'yı kucağıma aldım. Arka koltuğa yatırdıktan sonra ön tarafa geçtim. En yakın hastaneye sürdüm. Kucağımda Beyza ile acil bölümünden giriş yapınca bir doktor yanımıza geldi. Beyza'nın sedyeye bıraktım.
"Yılan soktu ben ilk müdahaleyi yaptım ama."
Hemşireler tarafından koridora çıkarıldım. Eğer geri dönmek zorunda kalmasam olacakları düşünmek bile istemiyorum.
Bir 10 dakika sonra telefonum çaldı. Merih arıyordu biraz çalmasını izleyip açtım.
"Çok şükür birisi telefonunu açtı! Lan aklım çıktı aklım."
"Oğlum bir sakin ol."
"Beyza nerede? Neden açmıyor telefonları mı? Bir şey mi oldu da bana söylemiyorsunuz."
"Ya bir dur! Kimseye bir şey olduğu yok. Beyza çantasını benim arabada unutmuş şimdi onu bırakmaya gideceğim."
"İnanayım mı?" Doğrusu bile şaka gibi olduğu için Merih'i endişelendirmeyecek şekilde yalan söylemek zorundaydım.
"Merih benim hiç yalan söylediğimi gördün mü?"
"Doğru. Tamam o zaman görüşürüz." Vedalaşıp telefonu kapattım.
Beyza'dan
Kendime geldiğimde hastanede olduğumu fark ettim. Birisi sesimi duymuştu. İki ayağımın da acıdığını hissediyordum.
"Beyza iyi misin?" Yüzümü sese döndüğümde Emrah olduğunu gördüm.
"Çok daha iyiyim. Ne oldu bana?"
"Yılan soktu sağ ayağını, sol ayağını da burkmuşsun. Onun dışında mide bulantısı, halsizlik falan normalmiş."
"Teşekkür ederim de senin nasıl haberin oldu?" Biraz doğrulup sırtımı dikleştirdim.
"Gitmemiştim ne olur ne olmaz diye."
"Ne kadar teşekkür etsem az sana. Ne zaman çıkabiliyorum peki?"
"Öğreniriz de beni Merih sıkıştırdı ve bu durumlardan bahsetmedim panik olur diye."
"İyi yapmışsın. Ya acaba ben bir kurşun mu döktürsem ya da dur en iyisi bir muska falan yaptırayım çünkü bu kadar şansızlık artık tesadüf değil, birisi büyü falan mı yaptı acaba? Yok yok kesin merkürden."
Benim kendi kendime mırıldanmalarıma Emrah sadece gülmüştü ama bence hepsi çok olası. Çantamdan telefonumu almamla şok geçirdim. 27 çağrı Uzay'dan 30 küsür çağrı Merih'ten ve sayamadığım kadar çok mesaj. Önce Uzay'ı aradım.
"Gerizekalı! Manyak! Ruh hastası! Neredesin sen?"
"Destur kanka bir sakin ya."
"Ne sakin be ne sakin! Sevgilin az kaldı arkasına şampiyonlar ligi kadrosunu toplayıp kapıya dayanacak sen ortada yoksun." Yüzümde istemsiz bir sırıtış olmuştu tamam bu azıcık hoşuma gitmiş olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuş Misali (Tamamlandı)
FanfictionBıktım; hepsinden, her şeyden, zihniyetlerinden... Bunları fotoğraf albümümü incelerken söylüyordum. Sevdiğim şeyi yapacaktım birilerinin bana dayattığı şeyi değil. Özgürlüğümü alacağım ve uçacağım her ne kadar kanadı kırık olsam da kuş misali uçaca...