2 hafta sonra
Beyza'danŞu iki haftada her şey çok güzel gidiyordu. Tabi Duygu'nun arada alttan alttan laf soktuğu oluyordu ama çok önemsemiyorum. Çünkü bu buzdağından sadece minik bir parçaydı. Üç beş gün içinde Türkiye'yi gidecektik ve Merih'in ailesi ile tanışacaktım.
Türkiye'ye dönmeden önce Emrah'a verdiğim sözü tutmak için akşam için bir planım vardı. Ondan önce kafamı dağıtmak için alışveriş merkezine gelmiştim.
Resmen Merih'in ailesiyle tanışmak için giyecek hiçbir şeyim yoktu. Birkaç parça kıyafet aldıktan sonra gözüme bir erkek saati çarptı. Tek kelime ile efsaneydi. Hızlıca onu aldıktan sonra cidden yorulduğumu hissettim.
İlk bulduğum masaya oturunca gözüm karşımdaki mağazaya kaydı. Bir bebek mağazasıydı. Girişe yakın olan reyonda bir çift zıbınlara bakıp gülüşüyorlardı. Ne kadar tatlı göründüklerinden haberleri var mıydı acaba?
Kaç dakikadır onları izliyorum bilmiyorum ama telefonumun sesiyle kendime geldim. Merih arıyordu.
"Efendim sevgilim?"
"Yavrum neredesin? Ben işimi hallettim."
"Alışverişe çıkmıştım gelirim birazdan."
"Alışverişte olduğunu biliyorum bende şuan tam zemin kattayım sen neredesin?"
"Şey.... ııı ben.. bebek mağazasının önündeyim." Dedim zar zor.
"Tamam güzelim geliyorum." Telefonu çantama atıp nereden geldiğine anlam vermekte güçlük çektiğim cesaretimle mağazaya girdim.
Bir zıbını elime aldım üzerinde "dikkat prenses!" yazısı beni gülümsetmişti. Rengi de aşırı hoştu. Bu sefer bir başkasını elime aldım "akıllı olun 9 ay içeride yattım" küçük bir kahkaha attım. Elime bir başkasını aldığımda bir anda belime dolanan kollarla neye uğradığımız şaşırdım. Bu kollar tabiki de Merih'e aitti.
Elindeki zıbını aldı üzerindeki eğik italyanca yazıyı okumakta zorlarınca elime aldım.
"Annem artık sadece benim baba." Diyerek sesli şekilde okudum. Aşırı tatlıydı.
"Hadi len oradan. Dağdan gelmiş bağdakini kovuyor. Annesi sadece onunmuş oldu paşam." Verdiği tepkiye sesli şekilde gülerken elimdeki zıbını alıp yerine fırlattı desem abartı olmazdı. Ciddiye almayarak kıyafetlere bakmaya devam ettim.
Tavırı canımı sıkmaya başlayınca ona döndüm. "Ya sevgilim. Sadece basit bir bebek kıyafeti ileride çocuğumuz olunca ne yapacaksın inan bilmiyorum." Diyerek önüme döndüm. Kendi kendime gülümseyerek kıyafet ve oyuncakları incelemeye devam ederken Merihten ses çıkmıyordu bile ki benimde tadım kaçmıştı.
"Merih iyi misin canım?" Dediğimde başını kaldırıp gülümsedi yanıma gelip saçıma öpücük kondurdu.
"Şu elbise sence Liya'ya olur mu?" Diyerek karşı reyondaki elbiseye doğru yürüdü. Lila renginde çok tatlı bir elbiseydi ve civcive kesinlikle çok yakışırdı.
"Olur neden olmasın. Çok güzel ayrıca."
"Üç yaş için olanını alabilir miyiz?" Dedi Merih çalışan kadına doğru. "Ayaz içinde bir şeyler bakalım." Dedi ve elimden tuttu.
İki takımı eline alıp bana gösterdi. "Sence hangi renk güzelim?" Bir elinde buz mavisi bir takım varken diğer elinde bej rengi kahverengi askıları olan bir takım vardı.
"Lila diğer elbise onun için bej rengi olanı alalım." Dediğimde mavi olanı yerine astı.
"Merih artık gidelim mi? Daha akşam için hazırlanacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuş Misali (Tamamlandı)
FanfictionBıktım; hepsinden, her şeyden, zihniyetlerinden... Bunları fotoğraf albümümü incelerken söylüyordum. Sevdiğim şeyi yapacaktım birilerinin bana dayattığı şeyi değil. Özgürlüğümü alacağım ve uçacağım her ne kadar kanadı kırık olsam da kuş misali uçaca...