Merih'ten
Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Her ne kadar Beyza'nın iyi olduğunu bilsemde içim rahat değildi işte.
Her arkamı döndüğümde sevdiğim kadını kaybetme ihtimalim artıyordu, her arkamı döndüğümde bir şeyler oluyordu ve artık fazlasıyla can sıkıcıydı olanlar. Bunlar için birkaç çözümüm vardı elbet ama önce bu olayın fiziksel ve psikolojik etkilerinin geçmesi gerekiyordu.
Hızlıca arabayı park ettim. Hastaneye girmemle Emrah yanıma doğru adımlarını hızlandırdı.
"Beyza nerede?" Sesimi biraz yükseltmiş olmalıyım ki etraftaki kişiler bize baktı.
"Eline megafon vereyim oğlum. Gece gece herkesi başımıza topla hiç derdimiz yok gibi bir de bununla uğraşalım."
"Beyza nerede dediğimi hatırlıyorum."
"Zar zor uyudu ilaçların etkisiyle, iyi ama merak etme."
"Nasıl oldu bu olay?"
"Merih önce bir otur, soluklan. Ben de tam bilmiyorum."
"Tamam sende yorgunsun. Git sen ben buradayım." Kim bilir kaç saattir buradaydı ve yorgun görünüyordu.
"Tamam peki ama bir şey olursa arıyorsun." Emrah ceketini alıp gidince bende Beyza'nın yanına girdim.
Boynunda morluklar ve sağ bileğinde sargı vardı. Onu bu hale getiren şerefsizi gebertecektim. Yanına oturup sargılı eline bir öpücük bıraktım.
Zar zor bir şeyler mırıldanınca yanına yaklaştım. "Buradayım sevgilim, uyu hadi dinlenmen gerek." Yüzüne yapışan saç tellerini geriye attım. Saçlarına hafif bir öpücük bıraktım.
"Saat kaç?" Konuşurken zorlanmıştı. Öksürmeye başladı. Ne yapacağımı şaşırdım bir bardak su doldurdum. Yanına oturup yavaşça içirdim.
"Uyu güzelim, yorgunsun hadi." Beyza hem yorgunluktan hem ilaçların etkisiyle tekrar çabucak uyudu.
Beyza'dan (Sabah)
Kolumda hissettiğim acı ile gözlerimi açtım. Hemşire serumu yeniliyordu.
"Özür dilerim." Konuşmakta güçlük çektiğim için başımı sorun yok anlamında salladım. Koltuğa baktığımda Uzay ve Merih kafa kafaya vermiş uyuyordu.
Hemşire işini bitirip çıkınca geri uyumaya çalıştım ama nafile. Yerimde biraz doğrulup öksürdüm. Merih direkt uyandı ve Uzay'ın kafasını diğer tarafa attı.
"Beyza ne zaman uyandın?"
"Az önce." Konuşurken canım yanıyordu ama eskisi kadar çok değildi.
"Doktorunu çağırıyorum hemen." Merih kalkacakken uzanıp elini tuttum. Tekrar elini tutabildiğim, sesini duyabildiğim için çok şanslıydım.
"Merih, iyiyim gerçekten." Merih bir şey söyleyecekken Uzay araya girdi.
"Ay durun ben bu sahneyi biliyorum. Şimdi esas oğlan, esas kızı öpecek o sırada birisi basacak. 4 sezonluk yaz dizisi valla."
"Ee sonra kanka."
"Duruma göre değişir." Üçümüzde gülmeye başlamıştık tabi benim gülmem yerini öksürmeye bırakana kadar.
"Uzay güldürme beni ya."
"Biraz gerçekçi dünyaya dönebilir miyiz?" Merih'in sorularına kendimi hazırlasam iyi olurdu.
"Tamam ben olayın benim bildiğim kısmını anlatıyorum. Eve geldi işte veterinerden sonra ben biraz dışarı çıktım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuş Misali (Tamamlandı)
FanfictionBıktım; hepsinden, her şeyden, zihniyetlerinden... Bunları fotoğraf albümümü incelerken söylüyordum. Sevdiğim şeyi yapacaktım birilerinin bana dayattığı şeyi değil. Özgürlüğümü alacağım ve uçacağım her ne kadar kanadı kırık olsam da kuş misali uçaca...