Bölüm 48 -İnatlaşma-

475 23 24
                                    

Emrah'tan (Aynı günün gecesi)

Evime gelince anahtarları fırlatıp kendimi koltuğa attım. Koltuğa yattığım gibi kolumun acısıyla ağzımdan bir küfür döküldü. Bir an için kolumun durumunu unutmuştum.

"Ben bu zeka ile fazla bile yaşamışım ya. Bravo bana bravo!" kendi kendime söylenirken kolumu ek olarak duvara çarptım.

"Kökünden çık kurtulayım ya sende kurtul bende!" sinirle tişörtümü çıkarıp yarama bakmak için  odaya giderken kapı çaldı.

Kapıyı açtığımda karşımda elindeki dosyalarla Ariana'yı gördüm. İçeri davet ettikten sonra konuya girmesini rica ettim.

"Peki, düzgünce olayları ele aldığımızda Esra için bir tutuklama kararı çıkabileceğini düşünmüyorum. Alper tüm olayı üstlenebilir ya da onun yerine de herhangi birisi araya girebilir."

"O senin işin girmesine izin verme ve bu işte parmağı geçen herkesi içeri tık."

"Kolay olduğunu mu sanıyorsun?"

"Hak, hukuk çözüm bulamazsa arkadaşımla çok güzel çözüm bulacağız ama mümkünse içeri de sürünsün."

Gözleri koluma iliştiğinde ayağa kalkıp yanıma oturdu. Çok ağır parfüm kokuyordu sanki şişeyi başından aşağı geçirmişcesine yoğundu.

"Sen ne zaman yaralandın?"

"Küçük bir şey şimdi hallederim." ayağa kalkıp hızlıca yatak odasına girdiğimde ilk işim pencereyi açıp rahat nefes almak oldu.

"Oh be dünya varmış. Bir ara ölüyorum sandım." pencereyi kapattıktan sonra üzerimdeki tişörtü çıkardım biraz zorlanarak.

Tişörtü kirli sepetine attıktan sonra dolaba yöneldim. Giymesinin kolay olmasından dolayı beyaz gömlek aldığımda kapı çaldı. Ariana bakar diye düşündüğümden umursamadım. Ama herhangi bir yanlış anlaşılma olmaması için üzerime gömleği geçirip düğmelerini iliklemeden odadan çıktım.

Kapıda Duyguyu görmeyi beklemiyordum. En son düşündüğüm kişi bile değildi. Haliyle biraz afalladım.

"Duygu hoşgeldin içeri gelsene."

"Ben buradan geçiyordum sana bakmak için geldim ama zaten sana bakan varmış. İyi geceler." kolundan tutup gitmesini engelledim.

"Bir yanlış anladın, iki bu saatte tek başına gitmene izin vermem."

"Ne varmış acaba saatte?"

"Bir saniye Duygu. Ariana bence işimiz bitti sen en iyisini yaparsın zaten sana güveniyorum görüşürüz." Ariana eşyalarını alıp çıkınca Duygu şaşkınlıkla bana baktı.

"Sevgilini mi kovdun sen az önce?"

"Sevgilim değil şu işler için bir arkadaş."

"Her neyse ben gidiyorum maşallahın var senin." neden bilmiyorum ama gitmesini istemiyordum. Saat falan sadece bahaneydi.

"Bu saatte gidemezsin dediğimi hatırlıyorum."

"Ne varmış o saatte dedim ben en son."

"Gidemezsin diyorsam gidemezsin. En yakın arkadaşımın kız kardeşisin başına bir iş gelmesini istemem."

"Bak bakalım gidiyor muyum gidemiyor muyum?" kapıyı yenice açmışken koluma aldırış etmeden kolundan tutup kendime çevirdim.

Bu kadar yakın olmayı beklemiyordum. Üzerine doğru bir adım daha attığımda sırtı kapıyla buluştu. Sertçe kapıyı kapattım. Hala inatla gözlerime bakıyor oluşu hoşuma gidiyordu.

Kuş Misali  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin