Bölüm 1 -Ani Karar-

4.6K 148 23
                                    

Bıktım; hepsinden, her şeyden, zihniyetlerinden...

Bunları fotoğraf albümümü incelerken söylüyordum. Sevdiğim şeyi yapacaktım birilerinin bana dayattığı şeyi değil. Özgürlüğümü alacağım ve uçacağım her ne kadar kanadı kırık olsam da kuş misali uçacağım özgürlüğüme.

18'ime gireli sadece 3-4 ay olmuştu. Üniversite sınavına hazırlanıyordum. Babamın dayatmasıyla mimarlık kendi istediğime göre fotoğrafçılık şimdi size kısaca her şeyi özetleyerek bu ani kararı nasıl aldığımı anlatacağım.

Ben Beyza Aleda Öztürk, İstanbulda doğum büyüdüm. Babam bir diplomat ve dedemden gelen holdingin patronu. Annem... annem ben 10 yaşındayken vefat etti. Ne güzel ve ne kadar doğru söylemiş rahmetli Doğan Cüceoğlu 'Annen yoksa kimsen yok.' Annem öldükten bir veya iki sene sonra babam yeniden evlenmeye karar verdi. Zaten ne olduysa o kadını ve oğlunu eve getirdikten sonra oldu ya.

Benden 4 yaş büyük bi üvey abim var. Ben ona yürüyen egoist diyorum çünkü öyle her gece başka kızlarla geziyor evde ona tek hesap sormaya, ona bir şeyler anlatmaya çalışan bendim. Nerede olduğunu sorunca yaşın tutmaz diyip odasına gidiyordu. Diyorum ya yürüyen ego. Bende okulum dışında fotoğraf çekiyordum bol bol. Seviyordum çünkü ilk başlarda hobi olarak başladım ama şuan meslek olarak düşünüyorum. Babama bunu söylediğim gün aynen şöyle demişti; "Soyadıma yakışır davranıp mimar olacaksın işte o kadar!" Soyadı batsın. Aslında güzel bi ilişkimiz vardı babamla tabi evlenene kadar. Benim tek bir arkadaşım vardı o da köpeğim Alf, ben gibi o da bu evde istemiyordu. Bugün üvey annem ona tekme attığında karar vermiştim istenmediğim yerde durmayacaktım.

Babamın parasına, malına mülküne ihtiyacım yoktu. Annemden kalan miras kendime bir iş bulana kadar yeterde artardı. Mesele nereye gideceğime karar vermekti? Türkiye'den ayrılmaya kararlıyım çünkü babam beni burada her yerde eliyle koymuş gibi bulurdu. Kucağıma yanıma gelen candostumu aldım.

"Oğluşum gidiyoruz artık buralardan hemde çok uzaklara hatta şuan karar verdim İtalya'ya gidiyoruz. Seni de asla bırakmıyorum." Gözleri gülmüştü ve dilini çıkarıp kuyruğunu sallamaya başlamıştı.

"Ama Alf bey bak söylüyorum orada bir dişi köpek getirmek yok eve tamam mı? Sadece sen ve ben."

Sıkıca sarıldım ona. Beni burada anlayan bir de evin korunmalarından Cemal abi vardı. Onun her şeyini biliyordum aynı şekilde o da benim her şeyimi biliyordu. Babamdan daha yakındı bana. Onun İtalyaya gitmemde yardım edeceğine emindim ama başını yakarım diye de korkuyorum. Her şeyi gün ağarınca çözüme kavuşturacaktım. Özgürlüğümü alacaktım belki beş parasız kalırım, belki sokakta kalırım ama bu durumdan çok daha iyi olurdu. Yarın sabah annemin mezarını ziyaret edecektim onunla vedalaşmadan gidemezdim.

Dahasını düşünmek yerine Alf'i kucağıma alıp gözlerimi uykuya teslim ettim.

Bölüm sonu

Öncelikle Doğan Cüceoğlu'na Allah'tan rahmet diliyorum. Kitaplarını ve söyleyişlerini takip ettiğim bir yazardı.

Arayı fazla açmamak istedim ve yeni bir kurgu ile karşınıza geçtim ilk bölüm olduğu için biraz kısa sonraki bölümler daha uzun olacaktır. Her ne kadar ilk bölümde görmesekte yine bir futbol kurgusu keyifli okumalar hepinize 😘

Kuş Misali  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin