Merih'ten
Emrah adresi gönderir göndermez telefonumu sessize alıp adresi bulmaya çalıştım. Bize dediği kadar olmasada yakındı.
Beyza bu adama güveniyordu ama ben onun aksine bu adamın rahat duracağını hiç düşünmüyordum.
Derin bir nefes alıp arabadan indim. Beyza bana kızar mıydı? Belki...
Zile uzun uzun bastığımda en sonunda açılmıştı kapı. Birkaç kez yüzünü gördüğüm adam ifadesiz yüzüyle bana bakıyordu.
"İçeri davet etmeyecek misin?" Dediğimde bir kaç adım geri çekildi. İçeri girip gözüme çarpan fotoğraf çerçevelerini inceledim.
"Bir şey içer misin?"
"O kadar uzun kalmayacağım. Hatta açık sözlü olacağım kimsin sen?"
"Bu soruların cevaplarını sana değil kızıma vereceğim boşuna gelmişsin."
"Hangi hakla, hangi yüzle 'kızım' diyorsun lan! İlla bir babalık yapacaksın madem annesi öldüğünde neredeydin?" Aynı ifadesizlikle bakıyordu sadece bir an gözlerini kaçırdı.
"Ben kızımın hep yanındaydım."
"Uzaktan bir koruma olarak evet o kadar şeyi yaşadığını bile bile onu o cehennemden çekip kurtarmadın hatta kendi ellerinle bıraktın onu ve sözde sevdiğin kadını, annesini."
"Öyle icap etti aldın mı cevabını şimdi defol git. Kızımla konuşacağım seninle değil."
"Peki Alper kim onu da açıklayacak mısın kızına? Onu da açıklamaya cesaretin var mı!"
"Alper ve Beyza arasında hiç bir bağ yok onun için bilmesine de gerek yok senin bilmene hiç gerek yok."
"Alper Tekin, o da 18 yaşında sözde doğumda öldü dimi oysa eşin öldüğü için yasal olmayan yollardan evlatlık verdin hatta belki sattın. Her ay hesabına para yatırmakla baba olunmuyor!" Emrah'ın son anda attığı mesajlar sayesinde biliyordum hepsini.
"Hatasız kul olmazmış yaptık bir hata." Rahatlığı sinirlerimle oynamaya başlamıştı.
"Bunların vebaliyle nasıl yaşayacaksın çok merak ediyorum ortada bırakılan iki çocuk hayatını mahvettiğin iki kadın.. bunların vebalini nasıl ödeyeceksin Cemal!" söylediklerim artık canını sıkmaya başlamıştı hal ve hareketlerinden anlayabiliyordum.
Saate baktığımda antrenmana yetişmem gerektiğini farkettim.
"Bunların hepsini iyi düşün ve yeni yeni kabuk bağlayan yaraları tekrar kanatmadan git."
Bir şey demesini beklemeden kapıyı sertçe kapatıp çıktım. Mesajlarıma baktım ve Beyza'dan gelen mesajı açtım.
Yavrum: ne zaman gelirsin sevgilim? *canı sıkılan emoji*
Siz: eve gideceğim üzerimi değiştirip antrenmana geçeceğim akşama görüşeceğiz artık
Yavrum: tamam kendine dikkat et❤
Beyza'dan
Telefonumu masanın üzerine bıraktım. Baya vaktim vardı. Yanımda uyuyan sevimli şeye baktım.
"Alf bey sen tatlı uykundan uyanmıyorsun anlaşılan ben de kendime yapacak bir şey bulurum." Dedim ve kafasına bir öpücük kondurdum.
Aslında babamla konuşmak için uygun bir zamandı. Telefonumu tekrar elime aldım ve mesaj kısmına girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuş Misali (Tamamlandı)
FanfictionBıktım; hepsinden, her şeyden, zihniyetlerinden... Bunları fotoğraf albümümü incelerken söylüyordum. Sevdiğim şeyi yapacaktım birilerinin bana dayattığı şeyi değil. Özgürlüğümü alacağım ve uçacağım her ne kadar kanadı kırık olsam da kuş misali uçaca...