Bölüm 42 -Hafıza Kaybı-

422 27 18
                                    

Beyza'dan

Duyduğum kelimeler beni beynimden vurulmuşa döndürmüştü. Sanki tüm kanım çekilmişti.

Kalbi durduğu gün benimde onunla beraber kalbim durmuştu ama o beni bırakmamış hayata dönmüştü. İki hafta bekledik tam iki hafta...

Ve uyanmıştı, aşık olduğum gözlerini açmıştı. Ama bana bakan anlamsız bakışları beni öldürebilirdi.

"Ne?" diyebildim sadece.

"Ne demek bu kim ya? Benim Beyza... yavrun... güzelin... aşkın." dedim umutla gözlerine bakarken şaka olduğunu söyleyip sarılmasını istiyordum sadece.

Ama o bana aynı soluk bakışlarıyla bakmaya devam ediyordu.

"Bana bak Merih Demiral! Şaka yapıyorsan seni mahvederim. Hasta falan dinlemem!"

Ağlayamıyordum bile, gözyaşlarım da kanımla beraber çekilmişti.

"Kimsin sende benimle böyle konuşuyorsun! Kardeşim al şunu başımdan."

Bir şeyler söyleyecekken Emrah kollarımdan tuttu. "Beyza hadi çıkalım Merih biraz bir kendine gelsin."

Odadan çıkarken başım döndü ve midem bulandı. Gözlerim karardığında Emrah beni tuttu ve bir sandalyeye oturttu.

"Beyza yapma böyle sadece kendini ve bebeklere zarar verirsin."

"Elimde değil."

"Bak belli ki kaza esnasında başını sert vurmuş son bir iki yılı hatırlamıyor. Ağlayacağımıza normale dönmesi için dua etmeliyiz."

Ayağa kalkıp Merihin yanına ilerledim. "Lütfen beni unuttuğunu söyleme. O kadar şey üzerine kaldıramam lütfen beni unuttuğunu söyleme." başımı göğsüne koydum "Lütfen.." diyerek mırıldandım.

"Hatırlamıyorum ki unutayım." bana karşı sesi ilk defa bu kadar soğuktu. Dudaklarımdan sesli bir hıçkırık döküldü göğsünde hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

"Beni aptal bir kazada unutmuş olamazsın. Bana bunu yapamazsın."

"Demek ki bende yeteri kadar iz bırakmamışsın." dediğinde başımı kaldırdım. Beni gerçekten hatırlamıyordu.

"Ya sen başımda böyle ağlayıp duracak mısın? Ağlama duvarı mıyım ben!" bu sefer soğuk bakışları Emrah'a döndü. "Emrah sustur artık şunu başım ağrıyor zaten."

Tekrar bana döndü "Bak her ne olduysa tek gecelikti. Belki anın etkisiyle sana vaatler vermişimdir ama unut onları. Oldu bitti."

"Sen ne saçmalıyorsun ya! Bak biz nişanlacaktık. Karın olacaktım ben senin."

"Eminim çok fazla kişi bunu istiyor. Ama henüz birisine nasip olmadı."

"Merih bir şeyler hatırlaman lazım. Hiç mi tanıdık gelmiyorum? Kokum... yüzüm veya sesim hiç biri mi tanıdık gelmiyor?" diye sordum bir umut gözlerinin içine bakarak ama o gözlerde sadece soğukluk hissettim.

"Bak bir düşüneyim." dedi bir iki saniye durdu ve devam etti. "Büyük bir hiçlik hatırlıyorum sana dair! Emrah sende şu doktoru çağır."

Odadaki koltuğa oturup başımı ellerimin arasına aldım. Keşke tam şuan kan ter içinde uyansaydım ve bütün olanlar kabus olsaydı keşke.

Açılan kapıyla bakışlarım oraya yöneldi. Demiral ailesi neredeyse tam kadro gelmişti.

Babaannesinin bakışları üzerimde durdu sonra yanıma gelip oturdu. "Güzel kızım, kendini daha fazla harap etme bak uyanmış işte oğlum."

"Evet ama çok kötü bir şey oldu. Merih iyi değil."

"Ne oldu kızım korkutma bizi. Nesi var oğlumun?" tam konuşacakken Duygu odaya geldi.

"Canım abim be sonunda aramıza döndün." abisine sıkıca sarıldı. Merih şaşkın bakışlarla onu süzdü.

"Duygu sen ne ara bu kadar uzadın güzelleştin." dedi saçlarını okşayıp.

"Abi alt tarafı iki hafta görüşmedik abartma istersen." Duygu şu bir iki haftada hastaneden hiç ayrılmamıştı. Onun içinde kolay olmadığını biliyordum benim üstüme geldiği için sonrasında özür bile dilemişti.

"Oğlum hele şükür açtın gözlerini." Burhan amca odaya girince tüm gözler ona dönmüştü. Duyguya dönüp konuşmaya devam etti. "Kızım amcanı ara haber et adak adamıştım onu halletsin."

Merihe sıkıca sarılıp devam etti. "Oğlum gözlerini açmış ne yapsam az." İki haftadır ilk kez yüzü gülüyordu Burhan amcanın.

"Demiral ailesi ve yengem hepinizi önce sakin olmaya davet ediyorum." diyerek söze girdi Emrah. "Kazada başına sert bir darbe almış ve son bir iki yılı hatırlamıyor."

"Ne!" dedi Duygu ve abisine baktı.

"Oğlum dalga geçmiyorsun demi?" dedi babaannesi gerçekten üzgün görünüyordu. Emrah başını salladı.

"Yok amına koyayım o kadar da değildir be." dedi Hakan abi. Sinem abla koluna vurunca kolunu tuttu. "Bir anda olunca şok etkisi yarattı."

"Her neyse doktor zaman verin falan dedi."

"Oğlum ölümlerden döndün bir de bu mu gelecekti başımıza nasıl hatırlamazsın." Merih pozisyonu dikleştirip babaannesinin ellerini tuttu.

"Pamuk kadınım seni hatırlıyorum ya boş ver geri kalanı. Üzme sen kendini bak ben üzülüyor muyum."

Liya kollarını uzattığında Emrah Liyayı kucağına alıp Merihin yanına oturttu.

"Melih abi iyi misin? Neren acıyor?"

"İyiyim prenses de sen ne ara konuşmayı söktün?"

"Ben zaten konuşuyorum bir kere tamam mı? Hıı. Hatta biliyor musun Ayaz bile konuşacak çok az kaldı."

"Ayaz? Yuh abi çok pardon da bu işin de hilesini falan mı buldunuz?"

"He kardeşim he. Anlatırım bir ara." dedikten sonra Sinem ablanın yanağına bir öpücük kondurdu.

Hemşirenin odaya girince sustuk. Sinem abla diğer yanıma oturdu ve elimi tuttu destek verircesine.

"Bunlar eşyalarınız şöyle bırakıyorum. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" dedi hemşire hafiften cilveli bir sesle. E yuh ama burada ailesi var bari burada yapma dimi.

"Gayet iyiyim." dedi Merih ve yaka kartına bakıp devam etti. "Burcu Hanım ben buradan ne zaman çıkabilirim."

"Üzgünüm Merih Bey bir süre daha buradasınız. Herhangi bir sorun mu var?"

Karşımda duran hemşireye daha fazla tahammül edebileceğimi sanmıyordum. Ayaklanıp odadan çıktım. Emrah peşimden çıktı.

"Beyza bak hatırlayacak elbet her şeyi."

"Ya hatırlamazsa o zaman ne olacak? Ya beni hatırlamayıp başka birine aşık olursa?"

"E yuh Beyza. Merih kişiliğini veya kalbini kaybetmedi hafızasını kaybetti. Kalbinde hala sen varsın." dedi Hakan abi ve elini omzuma koydu.

"Hem olmadı ikinci kez aşık edersin Merihi dert değil." dedi Sinem abla gülerek.

"Aynen bak yeter ki meydanı Esraya bırakma bir de onu hiç çekemem."

"Of bir de o vardı dimi. Ama benim arkam sağlam o düşünsün." dedim gülümsemeye çalışarak.

Bölüm sonu

Bu hafıza kaybı ne kadar sürer? Veya geçer mi?

Kuş Misali  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin