Beyza'dan (sabah)
Kahvaltıyı Merih'in yardımıyla hazırladıktan sonra üzerimi değiştirmek için mutfağı Merih'e emanet ettim.
Güzel haberi vermek adına Çalhanoğlu ailesini ve yeni ediyle bücü Uzay ve Emrah'ı kahvaltı için çağırmıştık. Duygu arkadaşına sözü olduğunu söylediği için gelmeyecekti.
Ne giyeceğimi fazla düşünmeden kırmızı neredeyse ayak bileğime gelen puantiyeli elbiseyi üzerime geçirdim. Saçlarımı topladıktan sonra saate bakacakken Merih içeri girdi.
"Sevgilim çok güzel görünüyorsun. Acaba diyorum biraz kaçamak yapacak vaktimiz var mı?" dedi arkama geçip takmak için alacağım kolyeyi benden önce davranıp aldı. Taktıktan sonra boynuma öpücükler kondurdu.
"Ondan önce sana bir şey soracağım." dedim yüzümü ona dönerek. "Sor güzelim."
"Ben bir şey fark ettim sen eskisi kadar sık bana beni sevdiğini söylemiyorsun. Yoksa be-" lafımı kesip ellerimi tuttu.
"Seni çok seviyorum Beyza'm. Uğrunda ölecek kadar hemde. Allah korusun bugün sana bir şey olsa tereddüt etmeden yanına gelecek kadar çok. İyi yaramaz ufaktan ayarlarınla oynadığı için böylesin güzelim kalbimin bu denli hızlı çarpacağı tek kadın sensin. Tabi ileride ne olur bilemem ama."
"İleride ne olacakmış!" benim ufak sinirime gülerek cevap verdi.
"Eğer kızım olursa diye söyledim canım hemen celallenme. Evet sorunu sorduğuna göre benim soruma cevap alayım var mı vaktimiz?"
Eş zamanlı çalan kapıyla yalandan dudak büktüm. "Malesef sevgilim." dudaklarıma ufak bir buse kondurup ayağa kaldı. "Benim şansım da anca bu kadar oluyor işte."
Kendi kendine söylenerek kapıyı açtı. "Enişteem günaydın. Hayırlı sabahlar bol paralı bol güneşli günler efendim."
"Sanada aynısından ama bana şöyle itici itici enişte demesen daha iyi olacak."
Uzay Merih'i takmadan yanıma geldi. Bana sarıldıktan sonra elini karnıma koydu. "Fındık fareleri ne var ne yok?"
"Bir dakika ya! Sen benim çocuklarıma fare mi dedin?" dedim omuzlarından iterek.
"Fındık faresini beğenmediysen okey, ambar faresi nasıl? Veya sineklerim falan?"
"Sensin sinek be!" dediğimde ikiside kahkaha attı.
Hakan abiler ve Emrah da gelince hep beraber kahvaltımızı yaptık sohbet ediyorduk.
"Dün birazcık plan yapmış olabiliriz." dedi Uzay. "Ne planı?" Merih benden önce davranıp sormuştu.
"Bekarlığa veda için klişe şeylerden uzak hazır henüz tatil devam ederken bir Karadeniz turu mükemmel olmaz mı? Tüm ekip mis gibi yayla havası. Sonra İstanbulda falan düğünü yapar dertsiz tasasız döneriz."
Merih bana baktı. "Aslında kulağa hoş geliyor. Farklı ve eğlenceli bir kaç gece kalırız güzel olmaz mı?" dedim gözlerine bakarak. "Hakan abi siz ne diyorsunuz?"
"Harika olur ama önce bir şeyi unuttunuz."
"Yoo biz dün kafa kafaya her şeyi hazırladık." dedi Uzay telefonunun arkasından çıkardığı listeye bakıp.
"Beyza benim öz kardeşim sayılır bu akşam gelirsin Merihcim kardeşimi istersin keyfim isterse de veririm. Ben tamam diyene kadar da Beyza'yı göremezsin." dedi Hakan abi kendinden emin bir tavırla. Hem şaşırmış hem mutlu olmuştum aslında.
"Abi tamam isterim de senin inadın tuttu mu 40 gün 40 gece getirirsin beni kapıya."
"Kız evi naz evi. Eh hadi bize müsade hadi Beyza yanına bir şey almaya gerek yok hallederiz. Şayet kızı verirsem yarın öğlen gibi uçak bileti ayarla Uzay."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuş Misali (Tamamlandı)
FanficBıktım; hepsinden, her şeyden, zihniyetlerinden... Bunları fotoğraf albümümü incelerken söylüyordum. Sevdiğim şeyi yapacaktım birilerinin bana dayattığı şeyi değil. Özgürlüğümü alacağım ve uçacağım her ne kadar kanadı kırık olsam da kuş misali uçaca...