Bölüm - 54 -

197 16 13
                                    

"Zihniyetten yoksun olunca, laf anlatsan ona neye yarar hayatın boyunca."

-----------

Haftalar olmasına rağmen, Dağra'nın evlilik teklifini o yokken tekrar tekrar açıp izliyordum. O kadar muhteşemdi ki... Mimiklerimden belli oluyordu uzaktan. Ne kadar şaşırdığım, ne kadar sevindiğim...

Bugün Ceyda'ya gidip, onlar için bir yol bulmaya çalışacaktım. Birbirlerini seviyorlardı, sadece Ufuğun geçmişi iyi değildi o kadar. Ailesi bir hata yaptığı için, tekrar yapabileceğini düşünüyorlardı. Bu yüzden Ufuğa güvenmiyorlardı.

Ceyda kaç yaşına gelmiş bir kadındı. Üstelik çocuğu vardı. Hayatına dair ne yapması gerektiğine kendi karar verebilirdi bence. Bu yüzden Ceyda ile oturup bir sonuca varacaktık.

Dağra konser için Muğla'ya gitmişti. Sanırım yarın dönecekti. Evde tek kalıyordum. Dağra'nın yokluğunda Can ile kahvaltı yapıyorduk.

Ceyda'nın evinin önüne geldiğimde Can'ı gördüm. Bahçeye giriyordu. Hızla taksiye parayı ödeyip ona yetiştim. Can beni görünce kocaman sırıttı.

"Güzellik! Seni burada görmek ne hoş?" Sırıttım. Koluma girip kapıya ilerledik. Can benim yerime kendisi zile bastı. Birkaç saniye içinde kapı açıldı. Ceyda'nın çekingen hali, garip bakışları kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.

"Girsenize." Can ile kısa bir bakışmadan sonra içeri adımladık. Salona girer girmez, Ceyda'nın bu tavırlarını anlamıştım. Babası ve annesi buradaydı. Bir de unutmadan Ufuk.

"Hoşgeldiniz." Babasının ve annesinin samimi tavırları gülümsememe sebep olmuştu. Can ile geniş koltuğa yerleştik. Ufuk ve Ceyda tekli koltuklarda oturuyorlardı.

"Hayırlı olsun kızım. Dağra ile evleniyormuşsunuz?" Boğazımı temizledim. Bu kadar hızlı duyulacağını düşünmemiştim.

"Teşekkür ederim." Kafasını salladı. Babası gergin gibiydi. Ufuk yüzünden olduğunu düşündüm.

"Sen nasılsın Can? Duyduğuma göre, alkolü azaltmışsın." Can yerinde kıpırdanıp, kafasını salladı.

"Evet."

"Peki sizin haberiniz var mıydı?" Asıl konuya geliyorduk.

"Evet." Can'ın hızlı yanıtları ortamı geriyordu.

"Neden engel olmadınız?"

"Çünkü iki aşığın arasına giremezdim." Kaşlarımı havaya kaldırdım. Can'ın Ceyda'nın babasına verdiği hızlı ve anlık cümleler kızmasına sebep olmuştu.

"Kızımı aldatırken de aşık mıydı acaba!" Sesi yükselmişti. Nasıl bir ortama düşmüştüm.

"İnsanların nefsleri çeker. Hatalar yaparlar, sonuç onlardan ders almaktır. Değil mi?" Can ayıkken fazla mı ciddi ve mantıklıydı?

"Ders alacağını sanmıyorum. Akıllanmaz bu herif!" Gözlerimi kaçırdım. Hâlâ aynı yerdeydik sanırım asla ilerleyemeceklerdi. Ben boğazımı temizleyip ortamın havasını dağıtmaya çalıştım.

"Ben size bir kahve yapayım en iyisi." Hepsi nasıl içtiklerini tarif ettikten sonra ben mutfağa geçtim. Ceyda arkamdan gelmedi. Omuz silktim. Bilmediğim yer değildi. Bu yüzden kahveyi ve diğer eşyaları ararken sıkıntı çekmedim.

Kahve suyunu koyduktan sonra fincanları hazırlamaya başladım. Aklımın bir köşesinde Dağra kalmıştı. Orada ne yapıyordu acaba? Çok özlemiştim. Dört gündür yoktu.

Kaşıkları çekmeden alırken boynuma değen saçlardan korkup aniden geriye çekildim. Bir bedene çarpmayı beklemiyordum tabiki. Burnuma dolan lavanta kokusu, gözlerimi kapatmama sebep olmuştu.

DAĞRA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin