Bölüm -31-

447 82 25
                                    

Keşke ölümün dili olsaydı da, o da yok olmanın ne demek olduğunu anlatabilseydi..

-----------

Gözlerimi açtığımda hastanede yattığımı fark ettim. En son hatırladığım kadarıyla evde bayılmıştım. Yanımda Can vardı. Şu an olduğu gibi.. 

Koltukta uyuyakalmıştı. Ben neden bayılmıştım merak ediyordum. Hala stresten olduğunu düşünüyordum. Evet biraz garip gelse de, her şeyi strese bağlıyordum. Ben ne zamandır yatıyordum? Dağra nereydi? Can birilerine bir şey demiş miydi? Hepsini merak ediyordum. Can uyuyordu. Ses çıkarmamaya özen göstererek, üstümdeki örtüyü kenara sıyırdım.

Tabi ben yavaşça hareket edip odayı terk etmeyi düşünüyordum ama Can'ın çalan telefonu buna izin vermemişti. Ben yatakta doğrulmuş vaziyetteyken Can birden gözlerini açtı, önce bana sonra telefonuna baktı.

"Ayla?" Tebessüm ettim. İyiydim. 

"Telefonun Can." Yutkunup kafasını salladı. Biraz garipti. Telefonu açtı. Arayanın kim olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Ufuk Can'ı aramıştı. Fark ettiğim bir diğer şeyse, Can ilk kez Ufuk ile dalga geçmemiş, üstüne üstlük sakin konuşmuştu. Ben iyiydim, peki ya Can iyi miydi? Bilmiyordum.

Doğrulduğum yere tekrar uzandım. Can uyanmıştı, bu yüzden kalkmama gerek kalmamıştı. Telefon ile konuşmasının bitmesini bekledim. Çok kısa ve net konuşmuşlardı. Can da bir gariplik vardı. Sezmiştim. Bunu ona sormaya karar vermiştim ama cevap vermeyeceğini bildiğimden geri vazgeçtim. 

"Ayla." Can'ın koltuğunu yanıma çekişine baktım. Hızlıca oturup suratıma baktı. "İyi misin?" Kafamı salladım. 

"İyiyim Can. Doktor ne dedi?" Yutkundu. Bir şeyler olduğu belliydi ama söylemiyordu. 

"Strestenmiş." 

"Sana demiştim Can." Kafasını salladı. Sıkıntısı vardı. Bir şeyler olmuştu ve saklıyordu. "Ne zaman çıkarız?" 

"Doktor istediğiniz zaman çıkabilirsiniz dedi, ben hallettim işlemleri sen istersen çıkarız." Kafamla onayladım. Kolumdan serumları çıkarttım. O ayağa kalkıp yanıma geldi. Kolumu tuttu. Ondan destek alarak ayağa kalktım. Acaba ne kadardır buradaydım? Dağra merak etmiş miydi? Umarım kısa bir süre yatmışımdır, diye düşündüm. Dağra'nın huyunu biliyordum, kızardı. 

Can taksi çağırıp benimle eve gelmişti. İçeriye kadar geçirmişti. İlaçlarımı eczaneden almış, yarın geleceğini söyleyip hızlıca evi terk etmişti. Onda bir şeyler vardı ve söylemiyordu. Belki de korkmuştu bilmiyorum ama garip davranıyordu. Ben onu çözecektim. 

Eve girince direk telefonumu almış gelen aramalara bakmıştım. Dicle ve Ceyda aramıştı. Sanırım konuşmak içindi. Dağra da on kere arayıp en sonunda bir mesaj atmıştı. 

Dağra : ':)' Sırıttım. Sinirlenmişti. Muhtemelen en yakın zamanda evime gelip, ağzımın payını verecekti. Sorun değil. Özlemiştim onu gelebilirdi. Ben garip hissediyordum. Yani Dağra'ya fazla bağlanmıştım ve ne yaparsa yapsın bana doğru geliyordu. Oysaki, her insanın hataları ve yanlışları olabilirdi. Dağra'nın her ne yanlışı olursa olsun bana doğru gelmesi normal miydi? Belkide çok sevdiğimdendi bilmiyordum. Bu düşüncemden de kurtulmam gerekiyordu. 

Dağra'yı aradım. ilk çalışlarda açmasa da son çalışta açtı. Bana inat telefonu elinde tuttuğuna emindim. 

"Söyle?" Bu adam bu kadar kaba olunca aradığıma pişman oluyordum. Hem diyeceğimden vazgeçiyordum hem de pişman oluyordum. 

"Beni aramışsın?" 

"Daha yeni mi görüyorsun? Boğazımı temizledim. 

"Evet, telefon bende değildi." 

DAĞRA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin