Pes etmeyin demiş miydim? Demiştim sanırım. Ama bir daha diyeyim. Pes etmeyin! Bir hayalin, işin, hatta fikrin bile peşinde koşarken asla pes etmeyin! Aileniz izin vermeyebilir, sevdiğiniz şart koşabilir, çevreniz kötü eleştirebilir, her şey olur hayat bu. Siz, siz olun sakın vazgeçmeyin!
——————
O gün Hande Soral'a ulaşıp teklifinin hala geçerli olup olmadığını sormuştum. O da benimle seve seve çalışacağını söyleyip işe almıştı. Dağra benim evimden ayrıldıktan bir saat sonra kartıma bir aylık maaşımı atmıştı. Beni işten çıkarmaya o kadar kararlıydı. Şimdide eline fırsat geçmiş ve beni fesleğen için kovmuştu.Bugün erken kalkıp o kadar zamandan sonra okula gitmeye karar vermiştim. Kahvaltıyı yaparken Gürkan gelmiş ve ceketimi vermişti. Tek kelime etmeden de çekip gitmişti. Dağra ile işleri ayırdım diye, onlar da benimle konuşmayı kesmişti. Sercan Abi hala aynı samimiyet ile muhabbet ediyordu ama yakın arkadaşları ile konuşmuyorduk.
Okula geldiğimde birçok meraklı gözün bana baktığını gördüm. Ünüm çabuk mu yayılmıştı? İçimden gülme isteği gelse de, böyle bir ortamda vazgeçmiştim. Direk sınıfa geçerek oturdum. Kimse ile muhabbet etmek istemiyordum. Dağra'nın, benim yapmadığım bir şey için kovması beni üzmüştü. Kimden neyi beklemediğimi düşündüm sonra.. Dağra'ydı bu ne zaman ne yapacağı belli olmazdı. Ruh hastasıydı kısaca... Bir gün iyi olup, ertesi gün hasta olabiliyordu. Manyak...
Öğle vakti dersten çıkmış bahçede otururken, Selin'in bana doğru gülerek geldiğini gördüm. Yanında da kendinden uzun bir oğlanın olduğunu.
"Ayla?" Kaşımı kaldırıp ona baktım. Ne söylecekse çabuk söyleseydi bari.
"Bu Cenk. Sevgilim.." Şaşırmadım. Ayağa kalkıp Cenk denen oğlanın uzattığı ellerini sıktım. Kısaca ismimi tanıtıp geri kalan diyeceklerini bekledim. Selin ağzından bir şeyler gevelerken Cenk onu izliyordu. Şey gibi, seviyor...
"Oha put!" Kaşlarımı çatıp Selin'in şaşırarak baktığı yere döndüm. Ayaz'ı görür görmez geri önüme döndüm. Niye gelmişti bu? Dağra mı yollamıştı? Tekrar mı dön diyecekti yoksa? Ayy.. Derin nefesler al Ayla. Saçmalama, sana asla özel olarak birini göndermez. O manyak, o kadar düşünceli biri değil.
"Ayla?" Omzuma atılan elle birkaç saniye gözlerimi kapattım. Kendimi toplayıp yanıma gelmiş sırıtan Ayaz'a tebessüm ettim.
"Arkadaşın mıydı?" Selin'in kinaye dolu sesini es geçerek sadece kafamı sallamakla yetindim. Ayaz suratıma bakarken bileğinden tutup Selin'ler den uzak bir yere çektim.
"Ne için gelmiştin?" Sorgular bakışlarımı ona gönderirken o sadece tebessüm etmekle yetinmişti.
"Aa Ayla'cım. Hemen unuttun mu bizi?" Gözlerimi kapatıp birkaç saniye nefes aldıktan sonra tekrar açtım.
"Soruma cevap alamadım?"
"Yemin ediyorum, Dağra'nın yanında dura dura ona benzemişsin Ayla!" Sitemle söylediği şey ile duraksasam da hemen toparlanıp hafif tebessüm ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞRA (TAMAMLANDI)
FanficGeçmişin oyunları ile kirlenen iki aile, geleceğin getirdikleri ile tekrar bir araya gelir. Kader, iki tarafı da yakıp yıkarken, o yangından bir aşk doğar.. Üniversite öğrencisi Ayla, küçükken hayalleri için İstanbul'a okumaya gelir. Okuduğu ilk...