Eski zamanları düşünüyorum da, ne safmışım, oysaki dışarıdan hep zeki gözükürdüm. Memleketten döndükten sonra ilk ve son sevdiğim Dağra'yı evime gelmesini beklemiyordum tabiki. Onu görünce çok özlediğimi anlamıştım. Şu anda olduğu gibi.. Üstünden iki sene geçmesine rağmen, onu hala deli gibi özlüyorum.. Yüzünü, kokusunu yavaş yavaş unutsam da, sesi hala kulaklarımda..
---------------
Karanlığın içindeki kadın, ellerindeki sigarayı son bir kere çekip yere attı. Karşısında oturan adamı saatlerdir izliyordu. Ona demesi gereken şeyler vardı ama nereden başlayacağını bilmiyordu. Adam, hiçbir şeyden habersiz bankta denizi izliyordu. Düşünceli bir hali vardı. Kadın, sessizce son cesaretini toplayıp, denize karşı oturan adamın yanına oturdu. Hiç çekinmeden söze girdi genç kadın.
"Sana anlatmam gereken şeyler var dinle beni." Siyah gözlü adam, delirtmek istercesine yavaş hareketlerle kadına baktı. Kimdi ki bu kadın? Neden bu saatte buradaydı ve ne anlatmak için gelmişti? Adam aklındaki soruları atarak kadının anlatması için onay verdi. Kadın bu kadar kolay olacağını düşünmediği için biraz affalasada belli etmedi ve kendinden emin bir şekilde anlatmaya başladı. Kadın anlattıkça adamda ki ciddiyet artıyor, sinirlendiğini hissediyordu. Kadın kimdi, ve hakkındaki bu kadar şeyi nereden biliyordu?
"Ne istiyorsun peki?" Adam anlatılan konudan sonra sorusunu sormuştu. Aslında aklında o kadar çok soru olmasına rağmen, tek bir şeyi merak ediyordu.
"Hayatını mahveden birinin peşini bırakacağını sanmıyorum. Ne yapmak istediğini sen seçeceksin." Adam şüphe ile düşünmeye başladı. Şimdiye kadar çektiği acılar, sıkıntılar, aile sorunları yetmezmiş gibi bir de bu çıkmıştı. Ne yapmalıydı? Emin değildi. Üstünde düşünmeden hareket etmek istemiyordu.
"Peki kim bu?" Kadının ağzından çıkan her bir harf ile titrediğini hissetmişti genç adam. Kadın tereddüt bile etmeden söylemişti iki kelimeyi.
"Ayla Alkan."
*
Sessiz bir yemek olmamıştı. Yani düşündüğümden daha gürültülü ve kalabalık olmuştu. Rap camiasının çoğu buradaydı. Can'ın dediğine göre, karısı ile evlenme kararını açıklayacaktı. Tabii herkesin buna çok gülüp, dalga geçeceğini biliyordum. O yüzden Can'ı ikna etmeye çalışmıştım. Ama ikna olmamıştı. Gecenin sonunda söyleyecekti. Onu üzmek istemiyordum ama akıllarda böyle saçma bir olay yüzünden gülünç biri olarak kalmasını istemiyordum. Herkesin bir çizgisi vardı. Bu yüzden şişesini o fark etmeden almış ve yok etmiştim. Gece sonunda bulamayacak ve açıklamaktan vazgeçecekti. Yani ben öyle düşünmüştüm.
Herkes yemeğe oturduktan sonra Dağra ile karşı karşıya oturmak için, büyük çabalar sarf etmiştim. Onu yemek yerken izlemek benim hoşuma gidiyordu. Burnu hareket ediyordu ve onu hep sıkma isteğimi geri çevirmek zorunda kalıyordum. Sakallarını okşamak, sarılmak.. Bunlar güzel isteklerdi, peki gerçek olabilecek miydi? Bilmiyordum.
Yemek boyunca Dağra'nın bakışlarını yakalamıştım. Gözlerini kısmış arada bana bakıyordu. Ne düşünüyordu, bilmiyordum. Ama bu hoşuma gitmiyor değildi. Beni izliyordu. Bu yüzden yemeğimi daha kibar yemeğe çalıştım. Çok açtım, nasıl yavaş yiyeceğim konusunda bir fikrim yoktu.
"Ayla, tuzu uzatır mısın?" Dağra'nın tuza uzanabileceğini fark ettim. Ama benden istemişti. Kaşlarımı çatıp suratına baktım. Ciddiydi. Omuz silkip tuzu uzattım. Kolumdan tutup kendine yaklaştırmıştı. Yemekteki herkes birbiri ile konuştuğu için, birkaç kişi dışında kimse bakmamıştı. Dağra ile bu kadar yakın olmak beni hemen utandırsa da, cesaretle gözlerine bakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞRA (TAMAMLANDI)
FanfictionGeçmişin oyunları ile kirlenen iki aile, geleceğin getirdikleri ile tekrar bir araya gelir. Kader, iki tarafı da yakıp yıkarken, o yangından bir aşk doğar.. Üniversite öğrencisi Ayla, küçükken hayalleri için İstanbul'a okumaya gelir. Okuduğu ilk...