Bölüm -55- Final / 1

181 17 35
                                    

Avuçlarıma dünyaları koydular ama almadım.

                                             -Şanışer

----------------

"Ya Dağra! Mavi olmaz diyorum sana, salonda mavi rengin ne işi var acaba?"

"Kırmızı alalım hayatım hem aşk rengi hem de ihtiras." Kahkaha attım.

"Susar mısın, dediğin renkler çok saçma. Şu krem renkli takım mükemmel ne kadar yazıyor?"

Evet. Dağra ile düğün alışverişlerine kısa bir giriş yapmıştık. Ne kısa bir giriş ama! Dağra çoktan gidip ev bakmaya başlamıştı. Tabi ben onu sadece mobilya yenilmeye ikna edene kadar. En sonunda da ikna olup, mobilya bakmaya çıkmıştık. Ama şimdi saçma sapan renkler beğenip, göz zevkimi bozmaya çalışıyordu.

"On yedi bin yedi yüz yazmışlar bebeğim. Çok fazla ya!" Gözlerimi devirdim ve omzuna vurdum.

"Dağra, farkındaysan diğeri otuz iki bindi! Bu daha uygun ne dersin?" Kafasını salladı.

"Hayır kırmızı renk değil." Kafasını benden çevirdi. Bende kolundan çıkıp karşısına geçtim ve kollarını tuttum.

"Gelinliğimi kırmızı alırız?" Sırıttı. Hatta gülüşü sonradan kahkahaya dönüştü.

"Tamam, gelinliği kırmızı alacağız." Kafamı sallayıp beğendiğim salon takımını listeye alıp, yatak odası bölümüne geçtim. Düğün Dağra'ya pahalıya patlayacak gibi duruyordu. O da bunu öngörmüş olacak ki, bir müddet konser fiyatlarını arttırmıştı.

Yatak odası bölümüne geçtiğimizde, Dağra'nın pis pis sırıttığını gördüm. Bakışlarımı ondan çekip, etrafta ilgimi çeken takımlara baktım. Hepsi ya çok pembeydi, ya da kaynanasının gözünü doyurmak isteyen gelin modelleriydi. Sadece en köşede duran gri yatak örtülü ve dolaplı bir takım dikkatimi çekmişti. Dağra'yı es geçip, o takıma ilerledim.

Bakışlarımı az daha takımda gezdirdim. Beğenmiştim. Vivense markasına ait, mükemmel dokulu bir yataktı. Yanında iki çekmece ve aynalı dolap vardı. Dolabın tutacakları çok asil duruyordu. Elimi dolabın kapağında gezdirdim.

"Beğendin mi?" Kafamı Dağra'ya çevirdim. Tebessüm edip kafamı salladım.

"Sen?" Onay verircesine kafasını salladı.

"Evet, bu yatak rahat duruyor. Eminim kırmakta çok zorlanmayız." Sırıtarak kurduğu kelimeleri omzuna vurarak yutturmuştum.

"Susar mısın Dağra, herkesin içinde çok ayıp!" O hala sırıtmaya devam ederken ben bu takımı da listeye ekledim. "Ne kadarmış?"

"Yirmi beş bin, yaklaşık." Kaşlarımı inanamıyormuş gibi kaldırdım.

"Oha, bu fiyatlar ne!" Dağra omuz silkip yürümeye devam etti.

Kasaya geldiğimizde Dağra listeyi verip hepsini alacağınız ve en az 1 hafta içinde elimizde olması için anlaşma yaptı. Mobilyaların fiyatlarını yarı yarıya ödeme kararı aldı. Düğünden sonra anlaştıktan sonra oradan çıktık.

Dağra ellerimi tutup yemek yememiz için bir çorbacıya getirdi beni. Dağra işkembe söylerken ben sadece mercimek istemiştim.

Ben bakışlarımı etrafta merakla gezdirirken, daha önce buraya gelmediğimizi fark etmiştim. Aslında, Dağra ile çok az anımızın olduğunu da anlamıştım. Birkaç gün sonra evlenecektik ve bu hissiyattan  nefret ediyordum. İçimde kötü bir his vardı. Bir şey olacağından değilse bile geçmek bilmiyordu.

DAĞRA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin