Hogwarts'da Noel tatili bitmeden hemen önce, Malfoy Malikanesi başka bir Ölüm Yiyen toplantısına ev sahipliği yapıyordu. Girişe aynı uzun masa kurulmuş, masanın başına aynı tahtlar yerleştirilmişti. Karanlık Lord, yanında oturan Malfoy varisiyle birlikte toplantıyı yönetiyordu.
"İstediğiniz gibi, Lordum..." dedi Greyback saygıyla başını eğerek. "Kurt adamlar sizin emirlerinizi bekliyorlar. Elçilerimiz vampir birliklerinizle de görüştü. İki taraf sizin hükmünüz altında birlikte savaşacaklar."
"Güzel." dedi Karanlık Lord hiçbir duygu barındırmadan sesiyle. "Dikkatli olun. Tek bir vukuatınızı bile duymak istemiyorum."
"Elbette, Lordum." dedi başını kaldırmadan.
Karanlık Lord, bakışlarını Bill Weasley'e çevirdi. Bir an önce toplantıyı bitirmek istiyormuş gibi bir hali vardı. "Çocuğu getir."
"Emredersiniz, Lordum." dedi Bill masadan kalkmadan hemen önce. O çıktıktan sonra Karanlık Lord başını hafifçe çevirip Draco'ya baktı. Sarışının gri gözleri anında efendisini buldu. İkisi de hiçbir şey söylemedi ama Draco Lordunun ne demek istediğini gayet iyi anlamıştı. Çok hafif gülümsedi.
Bill odaya Harry'le birlikte girdi. Ron da üst katta toplantının bitmesini bekliyordu. En yakın dostunu rahatlatmak için gelmişti.
Harry, Karanlık Lord'a doğrudan bakamadı. Onunla yüzleşmeye hazır değildi. Ailesinin onun yüzünden ölmediğini biliyordu ama bu onun asasından çıkan lanetler sonucu öldükleri gerçeğini değiştirmiyordu.
Bu yüzden, zümrüt yeşili gözlerini Lord'a değdirmek yerine yanında oturan Draco'nun grileriyle birleştirdi. Aynı anda kafasının içinde sarışının sesi yankılandı. "Karanlık Lord'a bakacaksın, aptal, bana değil."
Harry yutkundu. Draco'yla ettiği bozulmaz yemin aklından geçerken önceliklerini tekrar düşündü. İçi bu düşüncelerle biraz da olsa rahatladı. Doğru olanı yapmıştı. Onun tek düşmanı Dumbledore'du. Bunak herif hayatını mahvetmişti. Eğer Karanlık Lord Voldemort onun düşmanıysa Harry'nin elbette dostu, en azından müttefiki olacaktı.
Kendisiyle aynı yaşta ve benzer fiziksel özelliklerde olan adamla göz göze geldiğinde şaşırmadan edemedi. Ne beklediğini de bilmiyordu ama beklediği şey kesinlikle bu değildi. Bill'in söyledikleri aklına gelirken derin bir nefes alıp tahtta oturan adamın karşısında hafifçe eğildi. "Lordum..."
Onun karşısında eğilmek Harry için zordu. Aklı hala karışıktı. Ölüm Yiyen'ler de şaşkındı. Karanlık Lord ve Draco ise çocuğun aklından geçen her şeyi duydukları için temkinliydiler. "Harry Potter..." dedi Karanlık Lord ifadesiz suratıyla. "Kalkabilirsin."
Harry doğruldu ve masada oturan Ölüm Yiyen'leri kısaca süzdü. İlgi çekici bir şey göremediği için bakışlarını tekrar Lord'a çevirdi. "Bazı talihsiz olaylar yaşandı..." dedi Karanlık Lord gülümseyerek. "Bu olaylardan ikimiz de eşit derecede etkilendik. İkimiz de son on beş yılımızı sefil bir halde geçirdik. Ama şunu söylemeliyim ki, bu durumun değişmesine çok az bir zaman kaldı. Benim yanımda olursan, ikimiz de intikamımızı alabiliriz. Benim yanımda olursan, sonsuz yaşamını refah içinde geçirebilirsin. Benim yanımda olursan, sonunda güçlü olan tarafta olabilirsin. Kendi aileni kurabilir, onları koruyabilirsin."
Az önce gülümseyen o değilmiş gibi bakışları birden değişti. "Ama benim yanımda olmazsan, Draco'yla ettiğin bozulmaz yemin seni öldürür. Benim yanımda olmazsan ve ettiğin yemin seni öldürmezse, ben seni süründürürüm. Benim yanımda olmazsan..."
"Yanınızdayım." Karanlık Lord'un sözünü kesen genç Gryffindor, odada büyük bir kargaşaya sebep oldu. Snape çocuğun aptallığına inanamaz gibi başını iki yana sallarken Draco sinirlenmemek için derin bir nefes aldı. Öte yandan Bellatrix onun kadar kontrollü olamamıştı. "Ne hakla Karanlık Lord'un sözünü kesersin!" diye bağırdı ayağa fırlarken. "Seni aşağılık melez!"
"Otur, Bellatrix." dedi Karanlık Lord. "Ondan ahlaklı olmasını bekleyemezsin. Ne de olsa ona öğretecek kimse yoktu." Lordlarının dudaklarından dökülen sözlerin ardından odayı derin bir sessizlik kapladı.
Draco ise o an, melez olduğunu bildiği Lordunun nasıl bu kadar sakin kalabildiğini düşünüyordu. "Doğru seçimi yaptın." dedi Lord sessizliği bozarak. "Sana işaretimi henüz vermeyeceğim. Deşifre olmanı istemiyorum. Senin için önemli bir görevim var."
Harry'nin meraklı ifadesi Karanlık Lord'un tebessüm etmesine sebep oldu. Draco şimdi neyin geleceğini bildiği için sırıtmasına engel olamadı. "Bu okul yılı bitmeden Dumbledore'u öldürecek ve Draco'nun emrindeki Ölüm Yiyen'lerimi Hogwarts'a sokacaksın. Böyle bir görev için hazır mısın?"
Bütün salon şaşkınlıkla nefesini tutarken Harry kendisine verilen görevi sindirmek için üç saniye sessiz kaldı. Ardından kararlı bakışlarını Karanlık Lord'a çevirdi.
"Hazırım, Lordum. Dumbledore onu kimin vurduğunu bile anlamayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All Mine || Tomaco Fan Fiction
Fanfiction[Tamamlandı] Draco Malfoy, kendisine miras kalan bir odada kara kaplı bir defter bulur. Kendisini kötü hissettiği her an deftere yazmaya başlar. Tuhaf olan, karşılık alıyor olmasıdır. "Benim için küçük bir iyilik yapmaya ne dersin, Draco?" •Tom Mar...