XXVII

1.6K 154 78
                                    

Harry Potter, sözde sağ kalan çocuk, okul müdürü Albus Dumbledore'u Voldemort'la ilgili çok önemli bir bilgi edindiğini söyleyerek Astronomi kulesine çağırmıştı. Yaşlı büyücü elbette bu fırsatı kaçırmamış, çocuğun dediği saatte kulenin tepesine varmıştı. Henüz kafasının bile basmadığı bir ironinin içinde bulunduğunun farkına varması ise uzun sürmeyecekti. Çünkü ecel, çoktan gri gözleriyle kapıdan girmişti.

"Dra..."

"Expelliarmus!" diye tısladı Draco adamın konuşmasına izin vermeden. Dumbledore, mürver asa parmaklarından kayıp gittiği anda, karnının korkuyla kasıldığını hissetti.

En büyük avantajını kaybetmişti. Eskisi kadar formda değildi, yaşlanmıştı. Draco Malfoy ise kesinlikle onu son gördüğünde olduğu gibi çaresiz, işe yaramaz bir çocuk değildi. Onun karşısına dikilmeye cesaret edebildiğine göre de güvendiği bir şeyler vardı. Koşullar aleyhineydi, çocuğu manipüle etmekten başka şansı kalmamıştı.

"İçinde kötü bir şeyler olduğunu her zaman biliyordum..." diye mırıldandı gözlerini kısıp başını aşağı yukarı sallarken. "Sana yardım etmeye çalıştım, aptal kafam, yardım almak istemeyen birine yardım edilmeyeceğini nasıl unuttum?" Yaşlı adamın cümleleri sarışın çocuğun kahkahalarıyla kesildi. Neşeden uzak bu sesler Dumbledore'un kanını dondurmaya yetmişti. Yine de devam etti. "Önce zavallı Ginny Weasley'i kaçırdın sonra kendi kaçırılmanı planladın. Böylece işin içinden sıyrılabilecektin. Sebep olduğun onca felaketin sorumluluğunu omuzlarından atabilecektin, öyle değil mi?"

Draco adama cevap vermek yerine gözlerini devirerek asasını indirdi. Tam o sırada da merdivenlerden iki kişi yukarı çıktı.

Harry Potter'ı ve en yakın arkadaşı Ron Weasley'i gören Dumbledore, sarışın olana sinsi bir sırıtış gönderdi. Çocuğun işi bitmişti. Harry de Ron da ondan nefret ediyordu.

"Ne yapmamı istersiniz, efendim?" diye sordu Harry kuleye çıkar çıkmaz. Dumbledore çocuğun zamanlamasına minnet ederek gülümsedi. "Yardım et, Harry, genç Draco kendinde değil. Aklı..."

"Sana sormadım." Harry'nin dudaklarından tükürür gibi çıkan sözler Dumbledore'un bütün laflarını ağzına tıktı. Ardından Harry ifadesini tamamen değiştirip saygılı bir şekilde Draco'ya baktı. Ron'la aynı anda sarışının önünde hafifçe eğildiler. "Özel bir arzunuz var mı?" Draco, kuzgun saçlı çocuğu başıyla onayladı.

Harry sarışına yaklaştığında Draco onun kulağına eğildi. Fısıldarken sırıtmasına da mani olamamıştı. "Sectumsempra."

Melez Prens'in kitabından büyüyü hatırlayan Harry'nin yüzünü bir sırıtma kaplarken geri çekildi ve asasını adama doğrulttu.

"Harry! Sen ne yaptığının farkında mısın?" diye çığırdı Dumbledore. "Ailenin katilinin tarafında olan birine yardım ediyorsun! Peki ya sen, Ron? Kız kardeşin ne olacak? Nasıl onun tarafında olursunuz? Sizin için yaptığım onca şeyden sonra bana nasıl böyle iha..."

"Benim bir kız kardeşim yok." dedi Ron buz gibi bakışlarla. Harry ise tam tersine, tüyler ürpertici bir şekilde sırıttı. "Ailemin katili Karanlık Lord değil, sensin. Onlara ihanet eden sensin. Onları öldüren sensin." Ölüm Yiyen'ler yanlarına çıktığında Draco onlara rapor vermeleri için bir bakış attı.

"Öğrenciler, bina başkanlarıyla birlikte ortak salonlarına kilitlendi. Kalan bütün yetişkinler öldürüldü. Bahçedeki yarı dev hariç."

"Güzel..." dedi Draco gülümseyerek. Gözlerini doğrudan Dumbledore'un gözlerine dikti. "Bitti, Dumbledore. Sana, bana yaptıkların yanına kalmayacak, demiştim..." Kolunu sıyırıp mürekkep karası işareti adamın görüşüne sundu. "Salazar Slytherin'in tek varisi, son Karanlık Lord Voldemort'un emriyle burdayız. Ve sen, sonunda onca insanın günahına girmene sebep olan sevgiline kavuşacaksın." Bakışlarını yaşlı adamın korku dolu gözlerinden çekip Harry'nin intikam ateşiyle parlayan zümrüt yeşili gözlerine çevirdi. Kuzgun saçlı çocuk başıyla onayladı ve asasını kaldırdı.

All Mine || Tomaco Fan FictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin