"Ne yapıyorsun?" diye sordu Polaris gözünü acıtan ışığı engellemek için elini kaldırırken. Sophia elindeki telefonu indirmeden genç cadının üstüne çıktı. "Seni çekiyorum."
"Bu şeyle mi?" Polaris'in küçümser tavrı Sophia'nın gözlerini devirmesine sebep oldu. Videoyu durdurup telefonu indirirken sinirle altında yatan kıza bakmaya devam etti. Çatık kaşları ve dolgun yanaklarıyla o kadar sevimli duruyordu ki Polaris korkacağına kahkaha attı. "Bir şey söylemedim! Ne istiyorsan yap..." Buğday tenli kız yanaklarını şişirerek kendisini cadının üstünden attı. Sırtı yatakla buluşurken derin bir of çekti. "Beni ciddiye bile almıyorsun..."
Polaris alt dudağını ısırırken yattığı yerde dönüp Sophia'nın kasıklarına oturdu. Ela gözler sonuna kadar açılırken sırıtması genişledi. "Sen de bu kadar tatlı olma o zaman..." Genç kızın nefes alışverişi hızlanırken Polaris oturduğu yerde kıpraştı. Kasıkları birbirine sürterken Sophia kesik bir nefes aldı. Elleri kucağındaki cadının ince beline sarılırken Polaris biraz daha kıpırdadı.
"Pol..." diye inledi kısa tırnaklarını soluk tenli cadının derisine geçirirken. "Yine mi..."
"Neden olmasın? Seni özlüyorum..." Polaris eğilip dudaklarını genç kızın yumuşak tenine bastırdı. Islak öpücükleri ince boyundan çıkık köprücük kemiklerine doğru giderken Sophia yay gibi gerilen vücuduyla kendisiyle bir kucağında oturan kızı da havaya kaldırdı. "Kızlar kahve içmeye gelecekti..." dedi sarışın kız derin bir nefes alırken. "Hızlı ol bari." Polaris gülümseyerek başıyla onayladı.
Uzun, sivri tırnağını kızın atletine batırdığı gibi deldi ve çekerek baştan aşağı yırttı. Sophia kıyafetinin parçalanmış haline homurdanırken Polaris kızın açıkta kalan göğüsüne küçük bir öpücük kondurdu.
Hareketleri git gide sertleşirken iki elini kızın kalçalarına atıp sertçe sıktı. Sophia boğukça inlerken Polaris kızın çamaşırlarından kurtuldu ve bacaklarının içini öpmeye başladı. Genç kız kıvranarak art arda inlerken diliyle klitorisini yoklayıp hemen geri çekildi. "Seni..." diye inledi Sophia sinirle. "Hep aynı şeyi yapıyorsun!" Sarışın kız delirmiş gibi yattığı yerde doğrulup Polaris'in ince bedenini tuttuğu gibi yatağa attı. "Üstte olmamı istesen geçerim! Her seferinde beni yarım bırakıp zorla pozisyonlarımızı değiştiriyorsun!" Polaris hızlanan nefeslerini düzenlemeye çalışırken kendini beğenmiş bakışlarıyla omuz silkti. "Sinirlenince beni daha güzel beceriyorsun..."
"Ah..." Çırılçıplak kalmış olan kız hararetle elini cadının üstündeki gömleğe attı. Düğmeleri kopartarak gömleği yere fırlattı ve sütyenini de ustalıkla çıkarttı. Eteğini ve iç çamaşırını da tek hamlede çıkarırken Polaris kararan bakışlarıyla onu izliyordu.
Çok güzel, diye düşündü Polaris. Gerçekten çok güzel. Sütlü kahveyi andıran bakışları, saçları ve bebek gibi teniyle çok güzel. Küçük burnu, dolgun yanakları, kalın kaşları, dudakları... Çok güzel.
Sophia'nın dudakları Polaris'in solgun tenini kızarta kızarta ilerlerken genç cadı bulunduğu konumda kıvrandı. Parmaklarını kızın ipek gibi saçlarına atıp çekiştirirken Sophia dişlerini Polaris'in göğüs ucuna geçirdi. İnlemeleri birbirine karışırken Sophia kızın baldırlarından tutup yatakta yukarı doğru ittirdi. Dudakları, Polaris'in alt dudaklarına kapandı. Yavaşça emdi.
Dili artık ezbere bildiği noktalarda gezinirken Polaris baştan aşağı titriyordu. Sophia dilini çekmeden işaret parmağını da kızın içine yollayınca çığlık atar gibi inledi.
Kızın saçlarından tutup yüzünü yüzüne yaklaştırırken Sophia dilinin yerine orta parmağını yolladı ve Polaris'in öpücüğüne karşılık verdi. Polaris nefes almak için bile zaman ayıramıyor, öpüşmelerinin arasında inleyerek kıvranıyordu.
İçinde hissettiği parmağın yanına bir parmak daha eklenip doğru noktaya basınç uygulamaya başlayınca dudaklarını ayırıp başını geri attı. Dudakları nefes açlığıyla açık kalırken gözleri kapandı. Sophia boş durmayarak sevgilisinin boynunu emerken Polaris nerden geldiğini bilmediği bir kuvvetle pozisyonlarını değiştirdi. Sarışın kızın parmakları hala içinde hareket ederken kendi parmağını onun içine yolladı.
"Po..Pol..." Sophia kendinden geçer gibi inlerken kumral saçlı olan kendisine hakim olmaya çalışıyordu. Gelmek üzereydi ama bekleyecekti. Sarışın kızı da kendisiyle aynı noktaya getirene kadar bekleyecekti.
"Sophia..." diye fısıldadı hissettiği hazla sihir enerjisi etrafında çatırdarken. "Benim için gel..." Genç kız hızla başını salladı. İkisinin parmakları da delirmiş gibi birbirlerinin duvarlarına çarparken bütün vücutları baştan aşağı titriyordu. Art arda geldiklerinde Polaris rahatlayarak kız arkadaşının çıplak göğüsüne yattı. İkisi de nefes nefese, birbirlerine sarılarak dinlenirken Polaris sessiz bir büyüyle ikisini de temizledi. Sarışın kızın yorganı da çıplak vücutlarını örttüğünde Sophia eliyle cadının çenesinden kavrayıp göz göze gelmelerini sağladı. "Çok... Çok fenasın."
"Babama çekmişim." dedi sırıtarak. Sophia kahkaha atı. "Hangisine?"
"Draco'ya tabii ki, kendimi Karanlık Lord babamla karşılaştıramam." Sophia cadının tepkisine karşılık sessiz kaldı. Onun için çok üzülüyordu. Babasıyla, en yakınıyla arasında asla kıramadığı bir duvar vardı. Ne kadar yakın olurlarsa olsunlar kendisini onunla bir tutamıyordu. Rahat hissedemiyordu.
"Peki..." dedi Polaris şirin şirin gülümserken. "Bir tur daha?" Sophia başını hızla iki yana salladı. Polaris kan kırmızısı gözlerini büyüterek ona yavru köpek bakışları atmaya başlayınca yorganı kafasına kadar çekip bağırdı. "Hayır!"
Ve tabii ki, Polaris'in istediği oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All Mine || Tomaco Fan Fiction
Fanfiction[Tamamlandı] Draco Malfoy, kendisine miras kalan bir odada kara kaplı bir defter bulur. Kendisini kötü hissettiği her an deftere yazmaya başlar. Tuhaf olan, karşılık alıyor olmasıdır. "Benim için küçük bir iyilik yapmaya ne dersin, Draco?" •Tom Mar...