XXXIV

1.6K 154 125
                                    

Malfoy Malikanesi'nin revire çevrilmiş olan odasında bir yatakta Draco, diğer yatakta Harry yatıyordu. Karanlık Lord, odanın ortasında ileri geri yürürken Madam Pomfrey çocukları iyileştirmeye çalışıyordu. Gelmiş geçmiş en güçlü karanlık büyücü başında dolanıp dururken pek rahat olduğu söylenemezdi elbette.

"Şimdi ben bu rezaletin karşılığında seni öldürsem ne olacak?!" diye bağırdı Lord. Draco, bir anlığına adamın kendisine kızdığını düşündü. Sonra Harry, üzerine alınarak özür dilemeye çalıştı ama aslında Lord'un bu lafları doğrudan doktor cadıyaydı. Onun, Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın üyesi olduğunu düşünüyordu.

"Be..benim bütün bunlarla nasıl ilgim olabilir? Ben çocuklarımı nasıl ölüme yollarım?" diye sordu o an odada bulunan ikiliyi kastederek.

"Dumbledore'un beni götürmesine izin vermiştin... İçimde iblis olduğunu düşünen ilk kişi de sendin. Senin yüzünden bu izler oldu, bunu neden yapmayasın?" diye fısıldadı Draco. Sarmaşıklar boğazını sıktığı için sesi kısılmıştı. Başka türlü konuşamıyordu.

"Ne?" diye sordu Harry hayretle. Aynı anda Karanlık Lord'un bakışlarını fark edip sanki az önce konuşan o değilmiş gibi gözlerini kapatıp uyuma taklidi yapmaya çalıştı. Karanlık Lord ise sabır dilenir gibi derin bir nefes almakla yetindi.

"Ben... Korktum. On beş yaşındaydın, kalp krizi geçirdin. Nasıl bağırındın ki sesin hala kulaklarımda çınlıyor. O senin yüzünden gitti, ben şimdi ne yapacağım?"

Karanlık Lord'un ifadesi yüzünde donarken bakışlarını Draco'nun grilerine çevirdi. O günü tekrar hatırlayan Draco ise boş boş duvara bakıyordu.

Yıllar geçse bile o an yaşadığı korkuyu, o an hissettiği çaresizliği unutamayacaktı. Tom'u bir daha görememe ihtimalinin onu nasıl perişan ettiğini unutamazdı. Kendi adını bile unuturdu ama bütün bunları... Asla.

"Ya o gün bedenimi terk etmeseydiniz, Lordum?" diye sordu. "Ya gitmeseydiniz? Ya o adamlar sizi de yaksaydı?"

"Demek o yüzden..." diye mırıldandı Madam düşünceli bir halde. "Tabii, genç bedenine iki ruh fazla geldi."

"Yeter artık, Draco." dedi Lord kaşlarını çatarak. "Sesin doğru düzgün çıkmıyor zaten. Ben söyleyene kadar tek kelime etmen yasak. Boğazını dinlendir."

Draco, bunun kibar bir kapa çeneni olduğunu bildiği için başıyla onayladı. Madam'ın odada olduğu düşünülünce sahiden çok bile konuşmuştu. Bu bilgiler Yoldaşlık'ın bir işine yaramazdı ama yine de tedbiri elden bırakmasalar daha iyi olurdu.

"Durumları nasıl?" diye sordu Lord ortamdaki gerginliği dağıtarak. Madam iş etiğine sahip bir cadıydı, karşısındakinin kim olduğunu bile unutarak hafifçe boğazını temizledi. "Bay Malfoy'un bolca dinlenmesi ve bolca beslenmesi gerekiyor. Ses tellerinin yanı sıra boyun kasları da zedelenmiş. Neredeyse kırılacakmış desem daha doğru olur..." Cadının profesyonelliği bu sözlerinin ardından tamamen kaybolmuştu. Yıl sonu şöleninde boyunları kırılarak can veren Creevey kardeşleri elbette unutmamıştı. "Birazdan boyunluk takacağım, bir hafta kadar takması yeterli olur. Bay Potter ise ondan bile beter bir haldeydi." Bakışlarını kuzgun saçlı çocuğa çevirdi.

"Sol kolu paramparça olmuş ve kafasını çarptığı için beyin travması riski var. Bu yüzden yirmi dört saat uyanık kalması gerekiyor. Gece ben bizzat başında bekleyeceğim. Yani... Uyuma taklidinizi yapmak için yanlış günü seçtiniz, Bay Potter."

Harry gözlerini açıp mahçup bakışlarını odadaki insanlarda gezdirdi. "Üzgünüm."

Doktor cadı, Harry'e kemik büyütücü iksir içirip Draco'ya boyunluk taktıktan sonra dinlenme bahanesiyle üçünü yalnız bırakarak odadan çıktı. Harry, birazdan başına gelebilecek şeyleri hayal etmeye çalışırken başının patlayacağını düşünmeye başlamıştı. Her şey olabilirdi ki, hiçbir şeyin garantisi yoktu. Yalnızca, Karanlık Lord'un onu öldürmeyeceğinden emindi, öldürecek olsa tedavi ettirmezdi sonuçta...

All Mine || Tomaco Fan FictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin