Sırlar odası açılalı aylar olmuştu. On iki öğrenci, bir hayalet ve bir kedi taşlaştırılmıştı. Öğretmenler ayrı, öğrenciler ayrı panik içerisindeydi. Elbette biri hariç.
Draco, gün geçtikçe kendisini daha da toparlıyordu. Tartıya çıktığında daha önce hiç görmediği sayıları görüyor, soluk yüzüne sağlıklı bir renk oturuyordu. Hiçbir işe karışmayan, sessizce derslerine çalışan çocuk gitmiş ve yerine alaycı bir delikanlı gelmişti. Bütün okul durum sebebiyle korkudan çökerken gencin davranışlarındaki ve görünüşündeki olumlu değişim çoğu kişinin dikkatini çekiyordu.
Ne var ki Draco onlara aldırmıyordu.
Slytherin öğrencileri ona her zamankinden daha çok saygı duyuyor, diğer öğrenciler ondan hiç korkmadıkları kadar korkuyorlardı. Draco gözlerinin önünde devleşiyordu ve kimsenin elinden bir şey gelmiyordu. Dumbledore bile onca şüphesine rağmen hiçbir şey yapamıyordu. Elinde kanıt yoktu. Çocuğu göz hapsine almıştı ama o, saldırıların olduğu zamanlarda, uzakta ve en az bir Profesör'ün gözünün önünde oluyordu.
Draco'nun aksine Ginny, gün geçtikçe daha çok soluyordu. Teni sağlıksız bir renge bürünmüş, alev alev yanan kızıl saçları cansız bir bakıra dönmüştü. Kızıl kahve gözleri bile boş bakıyordu ama zaten gözlerine kimse odaklanamıyordu. Altları koyu mor halkalarla doluyken kim dikkatini oraya verebilirdi ki?
Weasley'ler ne yapacaklarını şaşırmış haldelerdi. Küçük kardeşleri onların göz bebeğiydi, bu çaresizlik onlara yabancıydı.
Noel tatili okuldaki saldırıların suçlusu bulunamadığı için iptal edilmişti. En azından herkes durumun bu olduğunu düşünüyordu. Halbuki Dumbledore, Malfoy varisinin evine gidip başka bir sürprizle dönmesinden korkuyordu. Ne kadar haklı olduğundan haberi bile yoktu. Neyse ki bu gecikme Draco'yu üzmüyordu. Dedesinin kütüphanesi belki uzaktaydı ama Tom yanındaydı.
Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinin Profesör'ü Remus Lupin, okul müdürünün odasından çıktığı gibi beşinci sınıflarla olan dersine yetişmek için koşar adım ilerlemeye başladı. Öğrencilik yıllarında Profesör'ü, şimdiyse dostu olan adam ondan bir ricada bulunmuştu. Elbette onu kıracak değildi, ne var ki istediği şey ona anlamsız gelmişti. Bu gün düello çalışması yapmasını, Harry'i de Malfoy'la eşleştirmesini istemişti. İyi de, eline ne geçecekti ki? Harry onun en iyi öğrencisiydi, Malfoy'un onun yanında en ufak şansı yoktu.
Dumbledore'un aklından geçenler de benzer şeylerdi. Malfoy çocuğu kendisini yenilmez hissediyor, herkese tepeden bakıyordu. Harry onu yendiği zaman diğer öğrencilerin üstündeki etkisi de onun kendisine olan güveniyle bir kaybolacaktı. Eğer düşündüğü gibi Slytherin'in varisi oysa kendisini ele verecek hatalar yapacaktı.
Sınıftaki masalar büyü yardımıyla uzaklaştırıldıktan sonra Profesör Lupin birkaç eşleşme yaptı. Dumbledore'un isteğinin göze batmaması için Slytherin'lerle Gryffindor'ları eşliyordu. İlk olarak Pansy Parkinson'la Dean Thomas çıkmıştı.
"Onunla göz göze gel..." Draco, kafasında yankılanan sesle zar zor gülümsemesini bastırıp Profesör'ünün bakışlarını yakalamaya çalıştı. Adam onun dışında her yere baktığı için bir süre ne yapması gerektiğini bilemedi.
En sonunda görgü kurallarına aykırı olmasına rağmen kabaca öksürmeye başladı. Etrafındaki herkes ona su teklif ederken o, adamın gözlerini yakalamış olmanın verdiği sevinçle herkesi geçiştirdi.
"Seni Potter'la eşleştirecek. Aklından geçen tek şey bu." Draco şaşkınlığını gizledi. İkinci sınıfta olanlardan sonra bir daha ikisi eşleşmemişti çünkü olay çirkinleşmişti. Gurur kırıcı bir şekilde yenildiğini de unutmamak gerekirdi. Yılan büyüsünü yapmaya izni olsaydı her şey daha farklı olabilirdi ama Potter'ın hortkuluk olduğunu gizlemek her şeyden daha önemliydi. Weasley'ler 'sözde' dostane amaçlarla onu bu bilgiyi saklaması için uyarmışlardı. Slytherin öğrencileri ise diğer öğrencilerin şüphelenmemesi için ellerinden geleni yapıyorlardı. Tabii ki bu durum Draco'nun gururundan daha önemli olacaktı. Aptal bir düello için bir çuval inciri berbat edecek hali yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All Mine || Tomaco Fan Fiction
Fanfiction[Tamamlandı] Draco Malfoy, kendisine miras kalan bir odada kara kaplı bir defter bulur. Kendisini kötü hissettiği her an deftere yazmaya başlar. Tuhaf olan, karşılık alıyor olmasıdır. "Benim için küçük bir iyilik yapmaya ne dersin, Draco?" •Tom Mar...