LXXXIV

386 68 17
                                    

Draco hala kendine gelememişti.

Aylardır kızı kayıptı. Her yerde aranmıştı. Hala aranıyordu ama izine rastlanmamıştı. O günden beri doğru düzgün nefes alamadığını hissediyordu. Scorpius'un etkilenmemesi için kendisini sürekli güçlü durmaya zorluyordu ama elinden çok fazla bir şey gelmiyordu.

"Lordum..." dedi Harry aniden odaya dalarken. Toplantı odasında yalnızca Draco ve Marvolo vardı. "Size kötü bir haberim var."

"Yine ne var?" dedi Marvolo bıkkınlıkla. Polaris kaçıp gittiğinden beri iyi bir haber almıyordu. Artık alışmıştı.

"Size bunu bildirmek zorundayım..." dedi Harry can sıkıntısıyla. "Elit Ölüm Yiyen'ler olarak fark ettiğimiz bir durum... Sanırım alt tabaka Ölüm Yiyen'ler ve diğer kullarınız size karşı örgütlenme düşüncesinde."

"Neden?" Draco'nun ani sorusuyla iki büyücü de sarışına döndü. "Neden? Yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında. Onlara lüksten başka bir şey sunmadık. Neden?"

"Şey..." Harry derin bir nefes aldı. Ağzından çıkacakların nasıl sonuçlar doğuracağını bilmiyor ve korkuyordu. Ama efendilerinin güvenliği için mecburdu. "Varis Slytherin'in Karanlık Lord'u devirecek kadar büyüyene kadar uzaklaştığını düşünüyorlar. Gücü herkesin dilinde, onun yanında yer alma..."

"Çıkabilirsin." dedi Marvolo kuzgun saçlının lafını keserek. "Ama..."

"Çık dedim!"

Karanlık Lord'un öfkeyle bağırması ortamdaki enerjiyi boğucu bir hale getirirken Harry kaçar gibi odadan çıktı. Karanlık Lord sinirle salondaki eşyaları patlatırken Draco hissiz bir halde oturmaya devam etti. "Lanet olsun! Lanet olsun!"

"Polaris'in asla ihanet etmeyeceğini biliyorsun." dedi Draco en sonunda durulup koltuğa çöken adama doğru. "İstedikleri kadar örgütlensinler, hevesleri boşa çıkacak."

"Öyle bir şey düşünmem bile Draco!" dedi Marvolo az önceki sinirinin kalıntılarıyla. "Ama otoritemizin sarsıldığı da bir gerçek! Polaris bunu düşünemeyecek kadar toy, bilerek yapmadığını biliyorum. Ne var ki eğer bu girişimlerin önüne geçmezsek tepemize bile çıkarlar!" Draco derin bir nefes alıp başıyla onayladı. "Biliyorum."

"Biliyorsan nasıl bu kadar sakin..."

"Marvolo." dedi Draco ciddiyetle. "Olayın ciddiyetini kavrayabildiğinden emin değilim. On iki yaşındaki kızımız kayıp. Sence birkaç aptalın anlamsız girişimi canımı sıkabilir mi? Küçük bebeğim nerde kalıyor, ne yiyor? Havalar birkaç haftaya soğumaya başlayacak..." Karanlık Lord sinirleri bozulmuş gibi güldü. "Bütün bunları ben de düşünüyorum ama aklım onda kalmıyor Draco. Fark etmediysen söyleyeyim, senden de benden de güçlü. Bir şekilde başının çaresine bakar." Sarışın olan başını iki yana salladı. Aşık olduğu adamın bu tavırları onu hayattan soğutuyordu. "Her neyse, nasıl istiyorsanız öyle olsun Lordum."

"Draco!"

"Ne var?" diye patladı Draco. "Eğer seninle kocammışsın gibi konuşmamı istiyorsan sen de kızımın babası gibi konuş! Efendisi değil! Sana defalarca kez hatırlattım!"

Marvolo şaşkınlıkla adamın soluk yüzüne bakarken Draco kızaran gözleriyle devam etti. "Böyle bir aile olmak istemediğimi söyledim! Babam gibi bir baba olmak istemediğimi söyledim! Öncelik her zaman çocuklarımız olacak dedim! Sen şimdi ne yapıyorsun? Ne düşünüyorsun?" Ayağa kalkıp oturduğu koltuğa tekme attığında koltuk yan dönüp gürültüyle yere düştü. Ardından dönüp hayret içindeki yeşillere baktı. Kendi gözleri öfkeyle parlıyordu. "Sana bu kadar erken öldürmeye başlamaması gerektiğini söyledim Marvolo! Söz vermiştin! Hortkuluk yapmasına izin vermeyeceğini söylemiştin! Sözünü iki yıl bile tutamadın! Kızım sekiz yaşında hortkuluk yaptı! Sonra ölüme kafasını öyle taktı ki asırlardır yapılmayan bir kara büyüye girişti! Tek başına!" Bağırmaktan nefesi kesilince bir anlığına durdu. Kumral olan kendisine kırgınlıkla bakıyordu ama önemsemedi.

"Onun ruhunu çürüttün." diye fısıldadı kalbi sıkışırken.

"Draco..."

"Daha çocuk yaştaki kızımızın ruhunu çürüttün, Marvolo." diye tekrarladı. "Şimdi ikimiz de sonsuza dek bunu bilerek yaşamak zorundayız... Umarım mutlusundur." Kapıyı çarparak malikaneden çıktığında Karanlık Lord olduğu yerde öylece kala kaldı.

"Pişman değilim..." diye fısıldadı kendi kendine. Gözlerini Draco'nun az önce çıktığı kapıdan bir an bile çekmiyordu. "Seninleyse, cehennemde geçecek bir ömür bile sensiz yaşayacağım hayattan iyidir. Pişman değilim... Keşke olabilseydim."

•••

Yakın zamanda çok güzel bir (1) drarry kurgusu geliyorrrr

All Mine || Tomaco Fan FictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin