LV

985 108 62
                                    

Draco Polaris'i ve Scorpius'u, birlikte vakit geçirebilmeleri için, sabah erkenden Black Malikanesi'ne bıraktı. Regulus evde değildi ama Andromeda da Sirius da çocuklarla vakit geçirebilecekleri için mutlulardı. Ne var ki, Draco'nun çocukları evden yollamasının sebebi bu değildi.

Gece geç saate kadar çalıştığı için hala uyuyan efendisinin odasına sessizce girdi ve kapıyı arkasından kapattı. Tom belki de ilk defa derin bir uykudaydı. Normalde hep diken üstünde olurdu ama Draco'nun şansına bu sabah değildi. Sarışın olan içine dolan şehvetle derin bir nefes alıp yatağa yanaştı. Sağ elini kaldırdı ve parmağını hafifçe çevirdi.

Siyah halatlar yatak başlığının iki yanından dolanıp adamın iki bileğini birden sardı. Kolları iki yana açılan Karanlık Lord rahatsızlıkla kaşlarını çattı. Draco bu görüntü karşısında sadece yutkunmakla yetinmedi. Üstündeki kıyafetleri ağır ağır çıkarttı ve yatağın ayak kısmından emekleyerek adamın üstüne çıktı. Yüzleri arasında bir nefeslik mesafe vardı. Draco kuruyan boğazına aldırmadan eğildi ve efendisinin belirgin çene hattına ıslak bir öpücük kondurdu.

"Draco..." diye inledi Tom. Uyanmıştı ama hala gözlerini açacak kadar ayılamamıştı. Ayrıca, uykusundan uyanan da bir tek o değildi. Erkekliği sarışının tek öpücüğüyle sertleşmişti.

"Marvolo..." diye mırıldandı Draco. Adama adıyla seslenmek bütün vücudunun sarsılmasına yol açmıştı. "Sen benim efendimsin demiştim. Sense benim efendim sensin demiştin. Hatırlıyor musun?"

"Hmm..." diye onaylarken gerinmeye çalıştı. Kollarının bağlı olduğunu o anda fark etmiş gibi bir anlığına duraksadı. Ardından gözlerini açıp önce yatağa bağlı kollarına, sonra üstünde uzanan sarışına baktı. "Ha... Evet, kesinlikle öyle demiş olmalıyım."

"Ben çok iyi hatırlıyorum." dedi Draco Tom'un pijamasının üstünden sürtünürken. İnce parmaklarını kalıplı bedende gezdirip adamın kucağına oturdu. Yeşil gözlere yukardan bakarken gülümseyerek dudaklarını ağzının içinde ıslattı. "Acaba sana şimdi dokunsam... Hoşuna gider mi? Yoksa beni istemiyor musun?"

"İstemiyor gibi mi görünüyorum?" diye sordu Tom transa girmiş gibi. Sertleşen erkekliği sarışının çıplak kalçasına baskı yapmaya başlamıştı. Draco tekrar gülümseyerek oturduğu yerde hareket edip tekrar oturdu.

"Bilmiyorum, istiyor musun?"

Kumral saçlı büyücünün aralık dudaklarından kısık bir nefes kaçtı. Sarışın olan iç çekti. Adamın üstüne eğilip dudaklarını tekrardan çenesine bastırdı. Tadına bakar gibi, yavaş yavaş dudaklarını aşağı doğru kaydırdı. Dişlerinin arasına sıkıştırdığı beyaz teni iştahla emerken hafifçe mırıldandı. O kadar yavaştı ki Tom yattığı yerde delirmek üzereydi. Ellerini çocuğun beline atmak istedi ama halatlar ona engel oldu. İnleyerek başını yastığa attı.

"Sakin ol. Acele etme..." diye fısıldadı Draco. Dudaklarını adamın köprücük kemiğinden çekmeden parmaklarını pijamasının düğmelerine götürdü. Sonra vazgeçmiş gibi geri çekildi. Tom hırıltılı bir nefes alırken dudaklarını tekrar adamın teniyle buluşturdu. Köprücük kemiğinden aşağı indi ve düğmeyi ağzının içine aldı. Dişleriyle açtığı düğmeyi serbest bıraktıktan sonra açıkta kalan tene ıslak bir öpücük kondurdu. Sonra diğer düğmeye geçti.

Dakikalar Tom için saatlere dönerken sarışın olan son düğmeye geldiğinde durdu. "Draco!" diye bağırdı Tom kollarını tekrar kurtarmaya çalışırken. Draco doğrulup çatık kaşlarla adama baktı. "Ne oldu? Durmamı mı istiyorsun? Durabilirim."

"Hayır! Hayır delirdin mi?" diye bağırdı kesik kesik nefesler alırken. Kalıplı göğüsü öyle hızlı inip kalkıyordu ki Draco bir an kendisine hakim olamayacağını sandı. Ne var ki kontrolü tekrar eline aldı ve sürtünerek aşağı kaydıktan sonra son düğmeyi de dişlerinin arasına aldı. Öbür düğmelerden daha da yavaş bir şekilde açtı ve adamın açıkta kalan kasıklarına ufak bir öpücük kondurdu. Tekrar doğruldu, kucağına biraz daha yerleşti. Parmakları davetkar ama bir yandan da mesafeli bir tavırla adamın vücudunda dolaşırken dudaklarını dişledi. Tom, çocuğun bembeyaz ön dişleri arasına sıkışan pembe alt dudağına bakarken sabırsızlıkla homurdandı. O dudakları kıstıran kendisi olmak istiyordu.

All Mine || Tomaco Fan FictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin