"Ne olursan ol, sadece mutlu ol"

4.8K 409 119
                                    

Ciddi ilişkilerin insanı değildim. Gülerdim ben bir kere öyle çok ciddi kalamazdım ki! Eylemlerimi gerçekleştirmeden önce birini daha düşünmeme gerekmemişti daha önce hiç. Kafam nereye eserse oraya yol alır en kötü ne olabilir ki bahanesinin arkasına saklanarak türlü türlü çorap örerdim başıma. Ancak artık böyle olmamam gerektiğinin farkındaydım. Artun Han'ın baloya gitme teklifini kabul ettiğimden beri resmen trip yiyordum Mustafa'dan!

Gün içinde yanına uğradığımda pek konuşmuyorduk zaten konuştuğumuzda da sürekli o baloda başıma iş alacağımı, kabul etmemin saçmalık olduğunu, Alfonso denen herifin güvenilmez biri olduğunu anlatıp vazgeçirmeye çalışıyordu beni. Vazgeçmeye niyetim falan yoktu. Gerekli araştırmaları yapmış küçük prens hakkında toplayabildiğim tüm bilgileri toplamıştım. Her ihtimale karşı onu tanımak işimi yaşardı.

Prens 4.Alfonso. 25 yaşında. Geçen yıl ölen kralın en küçük oğlu olduğu için lakabı küçük prens. Son derece şımarık olduğu söylentisi var. Kimseyi beğenmediği, eğlenceye aşırı düşkün olduğu, çok içtiği, sürekli balolar düzenlediği söyleniyor. Babası nedenini anlamadığım bir şekilde Alfonso'nun kendisinden sonraki yönetici olmasını istiyormuş hatta o yüzden en çok hakkı ona vermiş ülke üzerindeki. Ancak Alfonso abisine karşı çıkmamış ve onun kral olmasına onay vermiş. Abisi buna güvenerek diğer kardeşlerinden istediği gibi Alfonso'dan da babasının imzaladığı belgeleri istemiş ama Alfonso kabul etmemiş. Sonu da buraya sürülmek olmuş.

Elimdeki Alfonso ile bilgilerle dolu olan kağıdı Yaver'den almıştım. Şimdi de Mustafa'nın yanında oturmuş tekrar ediyordum okuduklarımı. İki gün sonra balo vardı. Alfonso, Artun Han'ın balosuna gelmek istediğini duyunca çok sevinmiş şimdiye kadar düzenlediği en iyi balo olacağının sözünü gönderdiği mektupta vermişti. Eray Paşa zaten Artun Han'ın sağ kolu olduğu için her yere onunla gidiyordu. Mustafa korumalardan biri gibi içeri girecekti bense Artun Han'ın biricik kuzen, olacaktım.

Artun Han milyon kez hiçbir şekilde Alfonso ile konuşmamam gerektiğini belirtmişti. Dediğine göre Alfonso istediğinde son derece ikna edici oluyormuş ve sa.ma sapan fikirleriyle beni etkilemesini istemiyormuş. Tek yapmam gerek bir şekilde baloda dikkat çekmemek, Alfonso Artun Han'la muhabbete dalmışken de bana verdikleri anahtarla 2.kattaki çalışma odasına girip belgeleri almaktı. Zor olacağını zannetmiyordum. Daha öncede Alfonso'nun balolarına katılmış bir kadın Artun Han'a gerekli bilgileri vermişti. Dediğine göre girişte her misafir ciddi anlamda aranıyor, kontrollü bir şekilde içeri alınıyordu. Dolayısıyla Alfonso'nun muhafızları daha çok köşkün dışında takılıyor içeri gerekmedikçe uğramıyorlardı.

Gecenin bir vakti giriş saati geçtikten sonra yurda gizlice girdiğim çok gün olmuştu. Kimseye belli etmeden bir yerlere girip çıkmak konusunda iyiydim. Ayrıca ağzım laf yapıyordu birileriyle karşılaşsam bile toparlayabilirdim durumu. Saçma bir şekilde korkmuyordum. Artun Han, Eray Paşa ve Mustafa yanımdayken korkmam gereksiz gibiydi.

"Ben Artun Han'la konuşacağım." Çimlerde yatmış elimdeki kağıtları incelerken dibimdeki ağacın bir dalına oturmuş Mustafa aniden konuşunca irkildim. "Neyi konuşacakmışsın?" ağacın dalından atlayıp hemen yanıma oturdu. "Gidip belgeleri benim almam daha iyi olur diyeceğim. Senin baloya gelmene gerek yok." Gözlerimi devirdim yine başlıyorduk. "Mustafa ben kendim istiyorum gitmeyi. Kimse beni zorlamıyor. Artık rahatla ve sal şu konuyu." Kaşları çattı. "Sen baloya gelmezsen gayet rahatlayacağım. İçimde kötü bir his var gelmemelisin o baloya." Sıkılmış bir şekilde yere bıraktım kağıtları. "Geleceğim. Ne dersen de geleceğim. Eğer kavga etmek istiyorsan buyur edelim çünkü kararım değişmeyecek. Bak ben inatçı biri değilim öyle saçma sapan şeyleri inadım için diretmem ama bu konuda Artun Han'a söz verdim. Sözümden dönemem." Oflayıp ağaca yaslandı.

Aynanın Diğer TarafındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin