"Son akşam yemeği."

5.4K 506 245
                                    


Uzun parmaklarıyla elinde tuttuğu fili salladı ve şahımı yıktı. Sonra güzel sesiyle konuştu "Şah ve mat." Bir kez daha ona yenilmiştim. Söz konusu oysa ben hep yeniliyordum zaten ve tuhaf bir şekilde yenilmek sadece ona karşı olduğunda güzeldi. Her zaman ki gibi bana gülümsedi ama bu sefer gözleri parlamıyordu. Neden artık gözleri parlamıyordu? Onun gözlerindeki ışık da sönerse ben karanlıkta yolumu nasıl bulacaktım?

"Güzel oyundu. Eskiden beni yenerken çekinirdin bakıyorum da artık on hamlede işimi bitiriyorsun." Omuz silkti. "Beş hamlede bile biter aslında. Ben sadece beraber geçireceğimiz zamanı arttırmaya çalıyorum. Sadece bu masada senle ben olabiliyoruz. Sadece burada tüm hırslarımızdan, öfkemizden, kalp kırıklıklarımızdan soyutlanabiliyoruz." Acıyla gülümsedim dediklerine. Her zamanki gibi haklıydı. O Eray Paşa'ydı hep haklıydı, hep akıllıydı. "İstediğin vakit geçirmek olsun dört yanımız ateş olsa ben sana yine vakit ayırırım biliyorsun. Yapmadığım şey değil." Sözlerimle tekrar gülümsedi. Bu sefer gözleri de ışıldadı. Rahat bir nefes aldım. Hala umut vardı.

Kapı çalındığında içeri gelen nöbetçi Leydi Elenaor'un yemek için beklediğini söyledi. Rahatsızca kıpırdandım. İşte benim huzurum bu kadardı. Nöbetçi dışarı çıktığında Eray Paşa'ya baktım. Gözlerini önüne eğmişti. Yüzü asık bir şekilde ellerini izliyordu. Leydi Elenaor geldiğinden beri böyleydi. Çok ani duygu geçişleri yaşıyordu ve bu beni de yoruyordu. Aniden gözlerini bana dikip sordu "Geçelim mi hünkarım yemeğe?" başımı salladım usulca. "Eylem'e söyleyeceğim. O da bizimle yesin." Kaşlarını kaldırdı. "Neden?" aslında nedenini ben de tam olarak bilmiyordum. Sadece geçen gece geçirdiği sinir krizini ve son zamanlardaki durgunluğunu düşününce yanımda olması daha uygun gibi geliyordu. "Ona göz kulak olmalıyız Eray. Eski haline dönene kadar en azından." Beni onaylayıp çıkışa yöneldiğinde ben de Eylem'in odasına gitmek üzere odadan çıktım. Eylem hep deliydi ama bugünlerde deliliği daha tehlikeliydi.

Kapının önündeki nöbetçiler eğilip selam verdiğinde hızla yanlarından geçtim ve kapıyı çaldım. Bir süre bekledikten sonra içeri girdim. Genç kız birkaç gün önce kırdığı sonradan yenilenen aynasının önünde oturmuş kahverengi dalgalı saçlarını tarıyordu. Bana baktığında ufak bir hasar kontrol yaptım. Göz altı morlukları azalmıştı yüzünün rengi de yerine gelmiş gibiydi sanırım toparlanıyordu. "Buyurun hünkarım?" karşısındaki sandalyeye oturdum. "Nasılsın?" omuz silkti. "İyiyim nasıl olayım. Siz nasılsınız?" sesi hala ilk zamanlardaki gibi canlı değildi ama geçen geceyi düşündüğümde bu haline şükrettim.

"Yemek yiyeceğiz bize katılır mısın?" boş boş bana baktığında devam ettim. "Ben, Eray Paşa, Canpare, Leydi Elenaor, Mustafa ve sen." Bir süre yargılar gibi bana baktı sonra bastı kahkahayı. Gülmesini özlemiştim. Neredeyse 40 gündür güldüğünü duymamıştım. "Herkesin arkadaş grubuna laf ettikten sonra yaptığım arkadaş grubu." Cümlesini ben anlamamıştım ama o dünyanın en komik şeyini söylemiş gibi biraz daha güldü. Sonra sakinleşti ve devam etti. "Hepsini anladım da Mustafa ve ben ne alaka?" derin bir nefes alıp devam ettim.

"Senin inatla odana kapandığın dönemde Mustafa bana bazı konularda çok yardımcı oldu. Ona güveniyorum ve bir mutfak çalışanından fazlası olması gerektiğini düşünüyorum." Kız başını yavaşça sallayıp beyaz geceliğinin kollarıyla oynamaya devam etti. "Senleyse yemekten sonra bir şey konuşacağım. Buğra Şah ve Hasan Paşa ile ilgili. Onun adım atmasını beklemeden ilk adımı biz atacağız." Şimdi ilgisini çekmiş olmalıyım ki merakla yüzüme baktı.

Bu fikri Alp Han Çare'den almıştım. Eylem, Alp Han hariç hiç kimseyle konuşmadığı için ondan yardım istemiştim. Alp Han çok farklı bir çocuktu biz küçükken bile hep farklı davranır Eray ve beni şaşırtırdı. Eray böceklerden korkardı mesela Alp Han ise daha 5 yaşında bile değilken bahçeden çeşit çeşit böcekleri toplar onları inceler sonra da Eray'ı böceklerle korkuturdu. Bunu hatırlayınca gülümsedim. Küçükken her şey güzeldi.

Aynanın Diğer TarafındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin