"Hem kötü insanlar bu kadar güzel şarkı söyleyemez"

9.3K 799 130
                                    


Ben hep sıradan bir çocuktum. İlkokulda 2.sırada oturur bazen öğretmenimden azar işitir bazen aferin kapardım. Okuma yarışlarında ortalama bir skor elde eder, arada ulusal törenlerde şiir okurdum. Orta okulda koroya seçildim, en iyilerden değildim ama ortalamaydım her zaman ki gibi. Çok zengin değildik ama fakir de değildik. Bir abim vardı evde; zeki, yakışıklı, eğlenceli bir de ben vardım işte olsa da olur olmasa da. Ailem bana sevgi göstermedi dersem yalan olur. Evin prensesi olmadım hiç ama ilgilenirlerdi yine de. Babam parka götürürdü hafta sonları, annem masal okurdu akşamları. Ortalamaydı işte ailemden aldığım sevgi bile. Hiç deli gibi aşık olmadım hiç deli gibi sevilmedim. Flörtlerim oldu gelip geçici. Hiç çok iyi bir arkadaşım olmadı, hiç harika bir arkadaş grubunun üyesi olmadım. Yine de genişti çevrem. Akşam çıkıp bir bara girdiğimde arayacak, konuşacak beraber içecek birileri hep oldu hayatımda yalnız kalmadım. Fizikte de ortalamaydım mesela tamam seviyordum kafam da basıyordu ama tembeldim. Hayatım hep böyle bir sıradanlık çemberinde dönüp duruyordu. Olağanüstü şeyler yaşamazdım ben. Yaşayacağımı da düşünmezdim. En iyi ihtimal bir fizik öğretmeni olur evlenir belki bir çocuk yapardım. Beş yılda bir yurtdışına çektiğim krediyle tatile gider çok mutluymuş gibi sosyal medyaya fotoğraf yükler 70'i görmeden kalp krizinden oldukça sıradan bir şekilde ölürüm zannediyordum. Ta ki 4 gün önce kendimi bir aynanın arka tarafına geçmiş şekilde bulana kadar.

Sıradan insanlar zamanda yolculuk yapmazdı. Ben de yapmamalıydım. Hala bir karışıklık olduğunu aslında başka birisinin geçmişe gidip Artun Emir Han'ı kurtarması gerektiğini düşünüyordum bu yüzden bir an önce evime dönüp sırayı gerçekten hak eden kişiye bırakmak istiyordum. 

Bir kere ben bu iş için uygun değildim dedim ya ben hiçbir şeyi iyi yapamazdım ki. Ne yazık ki bu eve dönme planlarım Mustafa'nın cevabıyla yerle bir oldu. Ona Kelebek Konağının yerini sormuştum bir an önce oraya dönüp büyülü aynaya bakacak sonra da kendi zamanıma dönecektim ama Mustafa bana istediğim cevabı vermemişti. 

"Kelebek Konağı mı? Orası neredeymiş ilk kez duydum." Olduğum yerde kaldım. Kulaklarımın işittiğini beynim algılamıyordu, beynimin algıladığı şeye ise ben inanmak istemiyordum. Ne demek duymamıştı? Koskoca hükümdarın en sevdiği köşkü, aylarını harcadığı yeri bu ülkede bilmeyecek insan olabilir miydi? Cevap vermediğimi duyunca bembeyaz kesilmiş yüzüme baktı. "Ne oldu?" kendimi sakinleştirmek adına bir nefes aldım derince. Mustafa yaş olarak pekte büyük değildi sonuçta duymamış olabilirdi. "Buraya gelmeden önce duymuştum adını. Artun Han pek severmiş orayı. Yakınlardaysa bana göster diyecektim." 

Kaşlarını kaldırarak baktı korku dolu gözlerimin içine. "Emin misin burada olduğuna? Hükümdar genelde sarayda durur, başka şehirlerde konaklamak için gittiği köşkleri var ama öyle çok sevdiği sürekli gittiği bir yer duymadım." Yüzüm iyice düşmüştü. Aklıma bir ihtimal geliyordu ama o ihtimalin gerçek olmaması için her şeyi yapardım. 

"Ooo amma üzüldün ha. Gidince dedeme sorarız öyle bir yer varsa götürürüz seni korkma. Hem hükümdarın özel hayatını pek kurcalama laf aramızda her hafta bir suikast girişimi oluyor. Sarayın yarısı asıldı, şüphe çekersen ananı babanı bir daha göremeden ölür gidersin boşu boşuna." Korkuyla yutkundum ama o an başka bir şeyi de fark ettim Mustafa her şeye rağmen bana güveniyordu ve saçma bir şekilde ben de ona güveniyordum. Beni korumak istiyordu. Gülümsedim. 

"Seninle başka bir zamanda tanışsak arkadaş olurduk Mustafa." Dediğim şeyi beklemiyormuş gibi yüzüme baktı. Cümlemi devam ettirdim. "Başta senden hoşlanmadım yalan değil. Ama iyi birisin. Doğduğun yer ve zaman yanlış. Hem seninle laf dalaşına girmek eğlenceli." Cevap vermedi. Yanakları al al olmuştu. Belli etmemeye çalışsa da çok utangaç bir çocuktu. "Saçma sapan konuşuyorsun yine." Benim cümlemden yaklaşık bir dakika sonra cevap vermesi kendini yeni toparladığını gösteriyordu. Attığım kahkahayla birkaç kafanın bana döndüğünü fark ettim. Tabii bu zamanda kadın dediğin öyle ulu orta gülemezdi değil mi? Ey yüce rabbim en azından feminist hareketin ufaktan başladığı bir yıla gidemez miydim?

Aynanın Diğer TarafındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin