"Seninle bir daha aynı yolda yürümem."

3.8K 379 316
                                    


İyi okumalar.

Lisede fizik dersinde öğrenmişizdir hepimiz mercekleri. Milattan önceki yıllara kadar uzanır bu optik aletin icadı. Tabii o zamanlar daha basit amaçlar için kullanılsa da modern dünyada hemen her yerde rastlanır merceklere.

Mercekler ışığı kırar, kalın kenarlı mercekler ise ilk önce ışığı kırar sonra daha da ileri gider hiç acımadan ışığı dağıtır. Alfonso'ya yaptığım buydu. Güvenini kazandım, kalbini kırdım ve onun içinde yeni alevlenen ateşin ışığını dağıttım. Hiçbirini de isteyerek yapmadım bu dediklerimin. Bana güvensin hiç istemedim mesela, neden bana sırrını vermişti ki? Sınırları en başta aşan oydu şimdi işlemediğim bir günahın hesabını sormaya hakkı yoktu.

"Bu yaptığın çok adiceydi." Gözlerim hala az önce Alfonso'nun çarparak çıktığı kapıdayken sert sesimle konuştum. "Onun yaptığı neydi peki? Beni Eray Paşa ile tehdit etti." Öfkeli sesine döndüğümde sinirden çatılmış kaşlarıyla bana bakıyordu. "Kim olursa olsun...her kim olursa olsun beni tehdit etme cüreti gösteren herkese haddini bildiririm." Derin bir nefes aldım. Suçlu yoktu, Artun Han'da Prens Alfonso da saçmalamıştı ve gereksiz çıkış yapmışlardı. Eh her zamanki gibi bu hikayede yanan ben olmuştum.

"Eray Paşa'ya bir şey yapma haddini kendinde bulsa senden önce ben oyardım gözlerini, her neyse onunla konuşmam lazım." Salondan çıkmak üzere arkamı döndüğümde kolumda tutup beni çevirdi ve sorgulayan bakışlarını yüzümde gezdirdi. "Senin dudağına ne oldu?" bir an algılayamayıp elimi dudağımı götürüp sızlayan şişlikte gezdirdim parmaklarımı. Elbet bahsedecektim dün yaşadıklarımdan ancak önce Küçük Prens'i ispiyoncu olmadığıma ikna etmem gerekiyordu. "Ay vallahi şimdi olmaz söz anlatacağım." Başka bir şey demesine fırsat bırakmadan çıkışa yöneldim çünkü biliyordum ki bu meseleyi uzatırdı.

Koridora çıktığımda sağıma soluma baktım hızla. Odası sol tarafta kalıyordu ama içimden bir ses oraya değil de çıkışa gittiğini söylüyordu o yüzden sağa sapıp koşturarak Küçük Prensi aramaya koyuldum. Yolda gördüğüm çalışanlara adamı görüp görmediklerini sorarken telaşlı gözlerle her tarafa bakıyordum. Sağ kanattaki çıkışa geldiğimde merdivenlerden inen Prensi görüp derin bir nefes aldım ve adımlarımı hızlandırdım. Biri tarafından takip edildiğini hissedip arkasına bir bakış attı ancak beni görünce önüne dönüp ilerlemeye devam etti. "Ya bekler misin bir saniye?" dinlemeden devam edince seslice ofladım.

Sonunda yetişip kolunu tuttuğumda sertçe çekti bileğini. Çoktan sarayın arka bahçelerinden birine çıkmıştık ve yağmur atıştırıyordu. "Özür dilerim!" ifadesiz yüzü çözüldü ve sinir bozucu bir şekilde gülümsedi. "Özür dilemeni gerektirecek hiçbir şey yok. İnsanlarla oynamak konusunda uzmanlaştım sanırdım ama sen bu konuda benden çok daha iyiymişsin. Bana harika bir ders verdin. Teşekkür ederim." Dediklerinde ciddi olduğunu fark edince kafamı iki yana salladım. "Ne diyorsun anlayamıyorum." Bir adım gerileyip aramızdaki mesafeyi arttırdı ve konuştu. "Diyorum ki tebrik ederim. Şimdi anlıyorum Artun Han neden seni yanından ayırmıyor. Bir fareden zeki, bir yılanda sinsisin. Ancak sana beni kandırabilme şansını veren benim. Gözümü açtın ce çok daha dikkatli olmam gerektiğini fark ettim." Dediklerini duyunca nutkum tutulmuş bir şekilde baktım yüzüne. "Ya sen kafanda kurmuşsun yalnız."

Tekrar beni takmayıp ilerlemeye çalıştığında aceleyle konuştum "Bak ben birilerine kendimi açıklamaktan nefret ederim. Mesela Artun Han beni 8-9 aydır tanıyor, başlarda kim olduğumu çokça sorguladı ama ona bile doğru düzgün bir açıklama yapmadım. Ben beceremem böyle şeyleri pek umurumda da olmaz açıkçası. Ama sana bir açıklama yapmak zorundaymışım gibi hissediyorum Küçük Prens." Cümlemi bitirdiğinde yan tarafına çevirdiği başını bana döndürdü ve gözlerini gözlerime dikti. En azından artık yalancı bir alayla değil gerçek bir öfkeyle bakıyordu suratıma. "Sana yemin ederim kardeşin olduğunu Artun Han'a ben söylemedim." Gözlerindeki öfke kırıldı yavaş yavaş ve anlayamadığım bir ifade kuşattı suratını.

Aynanın Diğer TarafındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin