Her ne kadar bölüm başlarında açıklama yapmaktan kaçınsak da bu bölüm için tüm istisnaları çiğnemeye değer. Bugün bizim evrenimizde 8 Eylül, saat 15.55 ve zihnimize ilk düştüğü andan beri her daim bizimle birlikte olan Ahmet Bora İnanoğlu'nun doğum günü ve doğum saati. ♥️♟️
2016'nın Kasım ayında hiç aklımızda yokken aniden kalemimize dahil olduğun ve bizimle birlikte büyüyüp kök saldığın için teşekkür ederiz.
Kuzgunların yaşayanlar için ölümü, ölüler için de yaşayanları temsil etmesi gibi, sen de bu seride var olan herkes için ölümle yaşam arasındaki o ince çizgiyi temsil ediyorsun. Doğum günün kutlu olsun Bora ve sana selam olsun....
Mazi: Geçmiş.
Şimdi dilerseniz medyadaki şarkıyla birlikte bölüme eşlik edebilirsiniz. Keyifli okumalar... 🕊️
Farah Zeynep Abdullah- Gel Ya Da Git
5 Aralık 2016
00.39
Su sesi, odanın içindeki sessizliğe meydan okuyarak duvarlar arasında yankılanırken gözlerim istemsiz olarak aynadaki yansımama takıldı.
Omuzlarımdan aşağı sallanan sarı ve dalgalı saçlarım yıllardır aynı boydaydı. Uçları sararmış olan kirpiklerimin çevrelediği ela gözlerim de yıllardır aynı ifadeyle bakıyordu. Burnum bile ergenlik dönemimden beri neredeyse hiç değişmemişti. Tüm sorumlulukların kayıtsız şartsız üzerime yüklendiği on altı yaşındaki İlke'ye ne kadar çok benziyordum. Oysaki aynadaki yansımamın aksine o kızdan geriye hiçbir şey kalmamıştı.
İnanoğlu ailesi hayatıma girdiğinden bu yana söylediğim her yalan gözlerimdeki parıltılardan birini daha alıp götürmüştü benden. Sanki tüm söylediğim yalanların bedeli, buydu ve benim bu bedelleri ödememin tek yolu eski benliğimden uzaklaşmakla olacaktı. Yorgunluktan çöken göz altlarım da o yaşlarıma hiç benzemiyordu. Ama en önemli değişim ruhumun derinliklerinde saklıydı. Geçmişe dair hiçbir iz, gölge yoktu. Tüm her şeyi on altı yaşındaki İlke'yle beraber fırtınanın denizi asla terk etmediği bir diyarda göçmen bir kuşun kanadı vasıtasıyla özgür bırakmıştım.
Ta ki bugüne kadar. Denizdeki o aşılmaz dalgalara teslim olan geçmişim, karşıma dikilmişti bugün. Geçmişime ait bütün hayaletleri de beraberinde getirmişti Giray.
Gözlerimin önüne bu geceden kalma anılar teker teker doluşurken gözlerimi sıkıca yumdum. Nereye gidersem gideyim, ne yaparsam yapayım geçmişimden kaçmam mümkün olmayacaktı.
Çünkü her defasında kapanması mümkün dahi olmayan hesaplarım, içimdeki ateşe bir çakmak daha çakacaktı.
...
"Sen nerede okuyordun?" Barın'ın aniden masadaki sessizliği bölen sorusuyla birlikte bakışlarım karşımda oturan Giray'a doğru kaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlkyaz Fırtınası
Tiểu Thuyết ChungAhmet Bora İnanoğlu. Hayatını altmış dört karelik satranç tahtasına sığdırmış bir adam. O, şah değildi. Öylece durup korunmayı beklemezdi. O, tüm hakimiyetin elinde olmasını isterdi. Olaylara istediği gibi yön verir ve kazanana dek savaşırdı. O, bu...