🔱 | ÖZEL BÖLÜM

1K 56 132
                                    

Bölümde geçen, bölüm şarkısı: Gülşen Kardan Adam.

1 Temmuz 2016

15.38

"Zaten aşk ne zaman, doğru zaman, kollar hiç bi zaman. Dağ gibi duranı, istemez ah sever kalp kardan adam. O erir üstüme, erisin ben çoktan sırılsıklam. Olmuşum, ölmüşüm, bitmişim budur aşkta en cazip olan..."  Son zamanlarda dilime dolanan şarkının sözlerini ezberimden söylerken bıkkınlıkla derin bir soluk verdim.

"Bak seninki yine boy boy gazetelere çıkmış." Üçüncü kez üstünden geçtiğim camdan bakışlarımı ayırarak Derya'ya doğru döndüm. Bayrama birkaç gün kaldığı için anneannemle temizliğe bugünden başlamıştık. Derya da yardım etmek için bize gelmişti. Fakat yardımı lafta olacak ki hiç huyu olmamasına rağmen geldiğinden beri gazetelere göz atıp duruyordu.

"Benimki de kim oluyor?" Diye sordum kafamı pencerenin pervazından Derya'ya doğru uzatırken. Anneannem sağ olsun temizlik için cama çıkmadığım kalmıştı bir, o da olmuştu bugünle birlikte. Hoş, yapacak başka işim de yoktu ki. Staj yeri arıyordum ama kimse de kapılarını açıp beni beklemediği için evde kalakalmıştım.

"Bora İnanoğlu işte, başka kim olacak." Derya'nın kahkahalarla güldüğü şeye bakmak için pervazdan parkeye doğru atladım ve gazeteyi elime aldım. Gazetenin ilk sayfasına göz attığımda ilk dikkatimi çeken boy gösteren Bora İnanoğlu'ydu. Üstünde beyaz gömleği ve altında da siyah pantolonu vardı. Gömleğin kollarını kıvırmış, önündeki birkaç düğmesi de açıktı. Sanki alelade bir muhabirin anlık yakaladığı poz değil de sosyete dergilerinin özel fotoğraf çekimlerinden fırlamış gibiydi.

'Son yıllarda yaptığı projelerle tüm dikkatlerini üzerine toplayan ünlü yapımcı Bora İnanoğlu'yla çok özel röportajımız sayfa 4'te.'

Yaptığı röportajı merak ediyordum aslında. Acaba bana olduğu gibi onlara da aynı şekilde kaba mıydı? Ya da istemediği sorunlar karşısına çıktığı zaman, bana yaptığı gibi para karşılığında her şeyi kolayca çözebiliyor muydu?

Ama merak falan etmeyecektim. Adam hayatımın ortasına bombayı bırakıp her şeyi dağıtmıştı resmen. Onun yüzünden yüksek bir ihtimalle kabul edileceğim Arz Holding'in kapısının önünden bile geçemiyordum. Hem onun hayatı, verdiği cevaplar beni zerre kadar ilgilendirmezdi sonuçta.

"Hem nereden benimki oluyormuş? Adı batsın bir kere onun," diye söylendim gazeteyi bir köşeye doğru fırlatırken. Gerçekten de adı batsındı. Onun yüzünden söylemediğim yalan kalmamıştı evdekilere. Kırk takla atmaktan yakında boynum kırılacaktı.

Anneannem ve dedemin hevesini kırmamak için staj yerini ayarlayamadığımı söyleyememiştim. Ne o gün gerçekleşen kazadan bahsedebilmiştim ne de sunum yapamadığımdan. İkisi de benim Arz Holding'e kabul edildiğimi zannediyorlardı. Her şeyin üzerine tuz biber olmak istercesine de geçen yaz üç ay boyunca gizli gizli çalışarak kavuştuğum son model diz üstümün de perte çıkmıştı. Resmen tüm felaketler üst üste gelmişti.

"Aaa, neden öyle diyorsun? Hem gayet yakışıklı çıkmış baksana," dedi Derya kahkaha atarken. Adamın yakışıklı olduğu ortadaydı zaten. Keskin çene hattıyla, kemikli yüzüyle insanın direkt ilgisini çekiyordu. Kısa olan saçları da tıpkı gözleri gibi simsiyahtı. Ama asıl sorun yüzünde veya harikulade olan fiziğinde değildi. İfadesiz biriydi en başta. Yüzünden hiçbir duygu okunmuyordu. Bu da ister istemez korkutuyordu insanı. Her şey bir yana tüm hayallerimin kabusu olmuş bir adam ağzıyla kuş tutsa yaranamazdı bana zaten.

"Sen de adamı baya incelemişsin baksana. Gizli hayranı falan olmayasın," dedim imalı bir şekilde. En azından yakışıklı olduğunu fark edecek kadar bakmıştı sonuç olarak. Bu bile Derya için büyük bir adım sayılırdı. Malum kendisi pek magazinden ve ünlülerden hoşlanmazdı.

İlkyaz FırtınasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin