Lahza: An. Zamanın bölünemeyecek denli kısa bir parçası.
9 Kasım 2016
23.59
İnsanın hayatında bazı anlar olurdu. Ne tepki vermesi gerektiğini kestiremediği hatta ve hatta nefes almayı dahi unuttuğu o anlar. Ben de tam olarak böyle bir anın içindeydim şu an. Hafif esen rüzgar tenimi yalayıp geçerken nefes almayı bile unutmuştum. Saniyeler önce almayı başarabildiğim o son nefes artık ciğerlerime yetmezken titrek bir nefesi içime çektim.
Karşımdaki adam benden ne istediğinin farkında mıydı? Evlilikten bahsediyordu. Bu yaşıma kadar çocukluğumdan kalmış ve omuzlarıma yük olarak binmiş tüm o kötü anılar anne ve babamın sorunlu evliliğinde saklıyken şimdi benden nasıl olur da bu teklifi kabul etmemi bekleyebilirdi?
"Sen ne istediğinin farkında mısın Bora?" Diyebildim ne kadar süre geçtiğinin bile farkında olmayarak. Belki saniyeler, belki dakikalar geçmişti. Zihnim geçen zamanı algılayamayacak kadar bulanıklaşmıştı çünkü.
"Farkındayım," dedi kendisinden duymaya alışık olduğum bir tonlama eşliğinde. Sakinliği, damarlarımdaki kan akışının hızını daha çok arttırırken kalbimin vücudumda artan adrenalin etkisiyle daha şiddetli kan pompalamaya başladığını fark ettim. Anlık gelen histeri krizine daha fazla karşı koyamayarak avuçlarımı göğsüne doğru bastırıp var gücümle ittirdim onu. Farkında değildi, olan ve olacak hiçbir şeyin farkında değildi. Hayatımın içine etmişlerken hiçbir şeyin farkında değillerdi, olamazlardı. Çünkü onlar tüm gücü elinde bulunduran sarsılmaz bir aileydi. Hedeflerine giden yolda herkesi feda edecek kadar gözleri dönmüştü. Ben ise yollarına çıkan ufak bir detaydan ibarettim ve bu yüzden de ilk beni harcamaktan çekinmiyorlardı.
"Bora, bu bahsettiğin kadar kolay bir şey değil. Evine alacağın tabak çanaktan bahsetmiyoruz. Evlilikten bahsediyoruz," dedim onu ikna edeceğimi umut eden bir ses tonuyla. Öfkemi ne kadar yansıtırsam yansıtayım faydası olmuyordu.
"Asla gerçek bir evlilik olmayacak. Hayatında değişen tek şey benim yanımda yaşamaya başlaman olacak İlke," dedi herhangi alelade bir şeyden bahsediyor gibi. Ufak bir 'Hah' sesi çıktı dudaklarımın arasından.
"Dalga mı geçiyorsun sen benimle? Hayatımda değişen tek şey senin yanında yaşamam olacakmış da mışmış da muşmuş. Geç bunları Bora, geç," dedim az önceki sakinliğimin yavaş yavaş beni terk ettiğini fark ederek. Her ne kadar kendime engel olmaya çalışsam da içimde patlamaya hazır volkan buna pek müsaade etmeyecek gibi duruyordu.
"İnsan yemiyorum İlke. Benimle aynı evde yaşamaktan bu kadar korkmana gerek yok," dedi elalarımın en içine bakarak. Beni ikna etmeye çalışır gibi bir hali vardı. Sesini olabildiğince yumuşak tutmaya çalışıyordu.
"Tüm sorunumun seninle aynı evde yaşamam olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten? Sanırım sen olayın ciddiyetinin farkında değilsin. Karşıma geçmiş benimle dalga geçer gibi evlenmekten bahsediyorsun? Söylesene Bora nasıl sakin olabilirim? Söylediklerinden sonra sakin kalmam mümkün mü?" Art arda sıraladığım cümleler yüzünde ani bir dalgalanmaya sebep olsa da pes etmeyeceğini kuzgun karası gözlerinden idrak edebiliyordum.
"Benim bir ailem var Bora, karşılarına geçip ben evleniyorum diyemem. Dedem bu sefer kalpten gider," dedim sesimdeki titreme eşliğinde. Ailem benim en hassas noktamdı. Bugüne kadar her şeyi onlar için kabul etmiştim. Eğer arkamda onların olmadığı bir dünyada yaşamak zorunda kalırsam asla kendime engel olmazdım. İçimde yanan kor ateşle birlikte herkesi yakardım.
"Evlendikten sonra gideriz, ben bir şekilde durumu izah ederim onlara. Bu konuda bana güven. İstediğim zaman etkileyemeyeceğim kimse yok," dedi sarsılmaz bir ses tonuyla. Bana karşı ilk kez bu kadar anlayışlı davranıyor olması içimdeki o küçük kızın nefeslerini yeniden hissetmeme sebep olurken ellerimi iki yanımda yumruk haline getirerek o küçük kızın nefes seslerini bastırdım. Sadece hedefine giden yolda aracı etmem içindi bu halleri. Amacına ulaştığı anda eski haline geri dönüş yapacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlkyaz Fırtınası
BeletrieAhmet Bora İnanoğlu. Hayatını altmış dört karelik satranç tahtasına sığdırmış bir adam. O, şah değildi. Öylece durup korunmayı beklemezdi. O, tüm hakimiyetin elinde olmasını isterdi. Olaylara istediği gibi yön verir ve kazanana dek savaşırdı. O, bu...