Sanrı: Hayalet
Selaammm, umarım hepinizin keyfi yerindedir. Şimdiiii okumaya geçmeden önce napmıyoruz yıldız tuşuna basmadan okumaya geçmiyoruz bu kırmızı çizgimiz lütfen. Diğer bir konu da okurken ki yorumlarınızı lütfen bizimle paylaşın...
Bölüm şarkımız Mor ve Ötesi: Sultan-ı Yegah (Bu şarkı da kitabımızdaki malum şahsa gelsiiin bakalım. )
Twitter: ar_dem5
Instagram: ar_dem5
Tiktok: ar_dem5Sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip etmeyi unutmayın, çok yakında güzel sürprizlerden haberdar olmak istiyorsanız hele...
🔱
20 Ocak 2017
08.37
"Sana yeni bir şeyler denemek istiyorum derken bahsettiğim şey Alkın'ın yanında çalışmak değildi." Son bir umutla Bora'nın gözlerinin içine bakarak başımı sevimli olduğunu düşündüğüm şekilde yana doğru eğdim. Her zaman işe yaramasa da çoğu insan tarafından sevimli kabul edilen bu hareketim bazen Bora'yı da ikna etmemde yardımcı oluyordu.Sabahın köründe, bütün gece neredeyse hiç uyumadan bitirdiğim dosyaları Işık ablanın masasına bıraktığım sırada almıştım bu kara haberi. Eh, haberi alır almaz da soluğu Bora'nın odasında almıştım. Neticesinde böyle bir kararı ondan başkası veremezdi.
"Yeni deneyimler istiyordun ben de sana imkan sunuyorum işte." Bora'nın, arkasına yaslanarak rahatça sarf ettiği sözler karşısında gözlerimi devirdim ve eski pozisyonumu saniyesinde alarak ciddi ses tonuma büründüm. Tam da tahmin ettiğim gibiydi.
"Alkın da bu şirkette çalışırken nasıl başka bir sektörde deneyim kazanabilirim ? Üstelik o doğru düzgün şirkette bile bulunmuyor ki? Ne öğrenebilirim ki ondan Allah aşkına!" Sitemle söylediğim cümlelere karşın Bora hiçbir tepki vermeden gelen mailleri okumaya devam etti.
"Patronunla bu şekilde konuşmak iş etiğine aykırı İlke Ardem, hele bir de senin gibi stajyersen." Alaylı sesini duymamla sinir katsayım daha çok artmıştı. Hayır, bir de komikmiş gibi benimle alay ediyordu.
"Sizinle gayet doğru bir üslupla konuşuyorum Bora Bey. Şimdi rica etsem kararınızı geri çekebilir misiniz?" Yapmacık bir saygıyla kurduğum cümleye Bora yeniden kafasını iki yana sallayarak cevap verdi.
"Sadece bir gün. Üstelik Alkın dediğin gibi şirketten ziyade setlerde vakit geçiriyor. En azından bizden ayrılmadan önce orada da bir gün de olsa vakit geçirmeni isterim." Bu konudaki hassasiyetinin hala devam ettiğini bildiğim için daha fazla üstelemeden kabul etmeye karar verdim. Ondan habersiz şirketten ayrılmayı düşünmem ve üstüne de başka yerlere staj başvurusu bırakmam hala onu rahatsız ediyordu.
"Günaydın patron!" Hah! İyi insan da tam olarak lafın üzerine gelmişti işte. Alkın'ın pek iyiliğini de görmüş sayılmazdım ama neyse.
"Günaydın," dedi Bora. Benimle konuştuğu ses tonundan eser yoktu. Ses tonu bir anda ciddiyete bürünmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlkyaz Fırtınası
Narrativa generaleAhmet Bora İnanoğlu. Hayatını altmış dört karelik satranç tahtasına sığdırmış bir adam. O, şah değildi. Öylece durup korunmayı beklemezdi. O, tüm hakimiyetin elinde olmasını isterdi. Olaylara istediği gibi yön verir ve kazanana dek savaşırdı. O, bu...